Herzamanki gibi müşterilere sipariş götürüyordum. Dışarıda serin bir hava vardı, biraz da kararmış bulutlar. Sanırım bir iki saate yağmur yağmaya başlardı.
Kafe de yavaştan dolmaya başlarken siparişlere yetişmek de bir hayli zorlaşıyordu.Son siparişi de götürüp geri dönerken duyduğum büyük gürültü ile yerimde titredim. Birkaç müşteriden çığlık sesleri yükseldiğinde kafenin camına doğru baktım. Yağmur birden bastırmıştı. Dışarıdaki insanlar ise bir sağa bir sola koşuşturuyorlardı. Sanarsın asit yağıyor...
Gözüm ileride üzeri sırılsıklam olmuş esen rüzgara karşı yürümeye çalışan minik bedene takıldığında elimdekileri garsonlardan birinin eline tutuşturup hızla askılığa astığım montumu kapıp dışarı fırladım.
Ne işin var senin bu havada dışarıda ya?Elimdeki mont ile ona doğru koşarken o da elindeki mendilleri korumaya çalışıyordu. Ne bu mendil sevdası bırak işte şunları. Minik bedeni rüzgardan bir sağa bir sola yalpalarken birden yüzüne yapışan kağıt ile yere kapaklanmıştı.
Sonunda yanına ulaştığımda yere çöküp yüzündeki kağıdı atıp elimde tuttuğum montu çabucak minik bedenine sarıp geri kafeye doğru koşmaya başladım. Rüzgar hızını arttırırken zar zor kafenin kapısına kadar gelebilmiştim. Kapıyı açıp bedenimi içeri attığımda kafedeki herkesin bakışları bizi bulmuştu. Yeri telaşlı bir şekilde yanıma geldiğinde Taehyung u ona uzatıp nefes nefese olduğum yere çöktüm.
Suratıma yapışan ıslak saçlarımı çekip bir süre daha oturup soluklandıktan sonra ayaklanıp Yeri nin kucağındaki dolmaya dönmüş Taehyung u kendi kucağıma alıp odama çıktım.
Taehyung u koltuğun üzerine bırakıp üzerindeki montu çıkardığımda şok olmuş ifadesi ile yüzüme bakıyordu.Dün onun için aldıklarımı paketten çıkarıp yanına giderek önünde diz çöktüm. Üstü başı sırılsıklamdı ve titriyordu.
S: İyi misin Taehyung?Titreyerek başını salladığında elimi üzerindeki ıslak tişörte götürdüm. Kendini anında geri çekmişti.
S: Üzerini değiştirmemiz gerek Taehyung, yoksa hasta olacaksın.
T: İ-iştemiyoyum.Biraz daha geri çekildiğinde derin bir nefes alıp kollarından tutarak bedenini kendime doğru çektim ve tişörtünün eteklerinden tutup yukarı kaldırmaya başladım. Bağırarak çırpınmaya başladığında ise geri çekildim.
S: Yapma böyle Taehyung lüten, hasta olacaksın.
T: Uşak duy benden!!
S: Tamam o zaman sen kendin giy?
T: İştemiyoyum, gitmek iştiyoyum ben.
S: Neden böylesin Taehyung ha, ilk gün böyle değildin ne oldu birden?Gözleri yavaş yavaş dolmaya başladığında minik bedenini kollarım arasına aldım. Tekrar çırpınmaya başlamıştı.
T: Ya bıyak!Biraz daha öyle durduktan sonra sakinleşmeye başlamış ve çırpınmayı bırakmıştı. Yavaş yavaş kendimden ayırıp yüzüne baktım.
S: Neden böyle davranıyorsun?
T: İştemiyoyum şeni.
S: Ne yaptım ki sana, istemeden incittim mi seni?Bir süre yüzüme baktıktan sonra cevap verdi.
T: Hayıy.
S: Neden böylesin o zaman?
T: B-ben-Birden gök gürlediğinde ufak bir çığlık açltmış minik kollarını boynuna sarıp daha çok titremeye başlamıştı. Elimi ıslak saçlarına atıp okşarken kulağına doğru fısıldadım.
S: Korkma ben buradayım.
T: Şoo Mi-
S: Hadi üzerini değiştirelim.
T: Oymaş.
S: Neden Taehyung?
T: Şünkü...koyyayım acıyoy.
S: Bir şey mi oldu koluna, düştün mü?Bedenini koltuğa düzgünce oturtup üzerindeki tişörtü dikkatlice yukarı doğru sıyırdım. Demek bu yüzden istemiyordu.
Kolları neredesye mosmordu. Yer yer kızarıklık ve çizikler de vardı.
S: Ne oldu koluna, nasıl bu hale geldi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAT BOY-KİM TAEHYUNG
FanficBuz havayı aldırmadan elindeki mendilleri satmaya çalışıyordu. [ASKIDA]