Kemirgen Jimin

1.4K 94 70
                                    

4 gün sonra

Sabah her sabah olduğu gibi bu sabah da alarmımdan önce uyanmış ve kendimi şaşırtmamıştım. Gelecek olan alarmı kapatıp işlerimi halletmek için yataktan kalkıp banyoya ilerledim.
İşlerimi halledip tekrar odama dönüp yatağımın yanındaki minik yatakta horul horul uyuyan ikiliye baktım. Uyanmaları ne kadar sürer bilmediğim için kahvaltı hazırlamaya karar verdim.

Odadan çıkmadan önce uyuyan ikiliye doğru biraz eğilip saçları arasına ufak öpücükler bıraktım ve üzerlerini örttüm.
Aşağı kata inip salondaki televizyondan bir müzik kanalı açıp mutfağa yöneldim.
Bir yandan ordaki müziğe eşlik ederken diğer yandan da kahvaltılıkları masaya dizmeye çalışıyordum.

4 gündür işe gitmiyordum ve bu 4 gün içinde hiçbir olay yaşamamıştık. Günlerimiz oldukça sakin geçiyordu.
O adamın peşimize düşeceğini düşünerek ilk gün işe gitmemiştim dün ise birkaç eşyanın yenilenmesi gerektiği için  gelen görevliler ile ilgilenmek adına kısa süreliğine de olsa uğramış ve hemen geri dönmüştüm.

Bugün ise tüm gün boyunca işte olacaktım. Kollarım hala sargılı olduğu için sadece oturup kafeye yeni eşyalar bakacaktım. Normalde de çok fazla çalışmıyordum zaten sıkıldığımda ya da bir çalışan izinli olduğu zamanlarda birkaç müşteri ile ilgilenirdim o kadar.

Hazırladığım masada eksik var mı diye kontrol ederken kapı zilinin sesi tüm salonda yankılanmıştı. Televizyonun sesini kısıp mutfaktan salona geçiş yaptım.
Açıkçası biraz korkmuştum, çünkü dışarıda bir yerde bizi deli gibi arayan bir adam vardı. Sakin olmaya çalışarak kapıya doğru ilerledim ve kapı deliğinden baktım. Kimseyi görememek beni daha da tedirgin ederken kapıdan bir iki adım uzaklaştım. Kapı zili tekrar çaldığında yüreğim ağzıma gelmiş gibi yerimde sıçradım. Bedenim titremeye başladığında tekrardan kapı deliğine doğru yanaştım.

Yeri'nin kafası görüş açıma girdiğinde derin bir nefes alıp titreyen ellerimle kapının kilitlerini tek tek açtım.
Kapıyı aralayarak önümde dikilen bedene bakarken elinde tuttuğu zarfa gözüm kaydı. Kenara çekilip geçmesini bekledim, içeri girince de kapıyı kapatıp tekrar kilitledim.

Yeri salondaki koltuklardan birine otururken ben de yanına oturdum.
S: Elindeki ne?
Y: Bilmiyorum, geldiğimde yerde duruyordu.
S: Ver bakayım.

Elindeki zarfı alıp dikkat ederek kenarından yırttım. Neredeyse ağzımda atan kalbimle sakin kalmaya çalışıyordum. Az önceki şeyi hala üzerimden atamamıştım ve istemsizce arada bir irkiliyordum.
Yırttığım yerden parmaklarımla içindeki ufak kağıdı çıkardım ve katlanan yerlerini düzeltip okumaya başladım. Kaşlarım istemsizce çatılırken kağıdı kırıştırıp orta sehpanın üzerine attım.
Y: Ne yazıyordu?

Sehpanın üzerindeki kağıttan bakışlarımı alıp Yeri'ye doğru döndüm.
S: Eğer Jimin ve Taehyung'u geri götürmezsem başıma kötü şeylerin geleceği falan yazıyo.
Y: Buraya kadar gelmiş mi, adresini nasıl bulmuş olabilir ki?
S: Bilmiyorum.

Omuz silkip koltuktan kalktım ve üst kata çıkan merdivenlere yöneldim. İçimi bir huzursuzluk kaplamıştı.
S: Mutfağa geç sen kahvaltı hazırlamıştım. Taehyung ile Jimin'i uyandırıp geleceğim ben.
Y: Tamam.

Merdivenlerden yavaş yavaş çıkıp odamın önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve yavaşça odanın kapısını araladım. İki minik de uyanmış bir şeyler konuşuyordu. Kapıya biraz daha yaklaşıp ne konuştuklarını anlamaya çalıştım.
J: Şoo Min geyşekten de şok iyi biyişi.
T: Eyet, hemde bişi de şok şeviyoy.
J: Teyung?
T: Ne oydu Çimin?
J: Bişi tekyay buyuysa o adamya kadın ne yapıcaş?
T: Şoo Min bişi koyuyacak Çimin, koykmana geyek yok.
J: Biymiyoyum ben tekyay oyaya gitmek iştemiyoyum. Buyaşı şok güşey ve buyada hey şey vay.

CAT BOY-KİM TAEHYUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin