hermione, gözlerinden yaşlar süzülürken önündeki parşömene bir şeyler karalıyordu
"hala yüzündeki ifadeyi hatırlıyorum, karanlığın arasından, saat 1.58."
alt satıra geçip devam etti
"sadece ikimizin duyması için fısıldadığın sözler, bana beni sevdiğini söyledin, neden gittin ki?"
draco'nun gitmesinin onun suçu olduğunu biliyordu ama tek istediği sevdiği çocuğu korumaktı, bu aşklarının pahasına olsa bile. onu babasından crucio yerken görmek, hermione için ölümden farksız olurdu.
"şimdi hatırlıyorum kalbinin atışı, gömleğinden fırlayacak gibi, hala kollarını hissedebiliyorum."
"ama şimdi gidip senin kıyafetlerini giyerek yerde oturuyorum. asla son öpücüğümüz olacağı aklıma gelmezdi"
biraz daha ağladı
"asla böyle biteceğimizi hayal etmedim."
ah, keşke bilseydi draco, hermione'in tüm amaçlarını, o zaman belki anlardı bu zamansız acının asıl sebebini.
"senin adın, sonsuza dek dudaklarımın üzerindeki isim."
şu an draco'nun nerede olduğunu, kiminle olduğu düşünmeden edemedi hermione. ama artık bu onu ilgilendirmezdi.
"öyleyse ben senin hayatını resimlerle izleyeceğim, seni uyurken izlediğim gibi."
aklına gelen bir sonraki cümleyle yutkundu hermione.
"ve senin beni unuttuğunu hissedeceğim, nefes aldığını hissettiğim gibi."
hermione günlerdir kendini tutamıyordu. elindeki kalemi masaya bırakıp ellerini yüzünün arasına aldı. tüm okulda adının geçtiğini biliyordu, çok güçlü imajı olan granger neden yıkılmıştı? ama umrunda değildi. tek ihtiyacı dracoydu, elde edemediği, ama istediği tek şey.
tam bir şeyler yazmak için kalemi tekrar eline almışken, günlerdir eline almadığı telefonu, sanki bir sürü mesaj bir anda gelmiş gibi sesler çıkardı. hermione merakla telefonunu eline aldı.
"bu aşk kalıcı bir iz bıraktı, bu aşk karanlıkta parlıyordu."
Draco: kuralları sikeyim
Draco: kan statümü de
Draco: aşığım sana güzel kızım benim
Draco: sen benim kalbimsin Hermione
Draco: ayrı kalamıyorum senden
Draco: hermione, bize bi şans daha ver nolur
Draco: yemin ederim ki seni koruyacağım.
Draco: bize savurdukları tehditler umrumda değil, sadece sen
Draco: sadece sen umrumdasın Hermione.
"ellerim onu özgür bırakmak zorunda kaldı ama bu aşk bana geri geldi"
Hermione kendi kendine mırıldandı
"üzgünüm ama senin zarar görmeni göze alamam, sen beni korusan da ben seni ailenden koruyamam."
Hermione: belki de arkadaş kalmalıyız.
Draco: bu kadar mı yani, aramızdaki her şeyi öylece çöpe mi atacaksın?
Draco: meleğim,
Draco: sevmiyor musun artık beni?
Hermione: arkadaş kalmalıyız
Draco, gereken cevabı almıştı
Draco: pekala
yavaş yavaş dramione fanfictiona dönüyor kitap kontrolüm dışında
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hogwarts || texting
Fanfictiondraco malfoy, hermione granger, harry potter, ginny weasley, ron weasley, pansy parkinson, luna lovegood ve neville longbottom'ın oluşturduğu saçma sapan bi arkadaş grubu