Hinata'nın Ağzından :
En sonunda yapmam gereken şeyi yapmaya karar vermiştim. Bütün gerçekleri ve hislerimi ona anlatacaktım. Kimseye görünmeden , özellikle de hemşirelere , Kageyama'nın yanına girmeyi başarmıştım. Bu aslında işin kolay kısmı denilebilirdi. Asıl zor kısmı kimseye dahi gözükmeden burda kalabilmek ve cesaretimi toplayıp her şeyi söyleyebilmekti...
Yavaşça girdigim yoğun bakımın odasında ona doğru ilerliyordum. Beyaz örtülerin içinde kıpırdamadan öylece yatması bana dokunmuştu. Çünkü o her zaman hareketli ve her zaman etrafına neşe verirdi benim aksime. Daha sonra ise hep yapmak istediğim ama yapamadığım bir şeyi yaptım. Siyah saçlarını sevdim. O kadar yumuşaktı ki anlatamam. Ama birden ellerimi yüzünde buldum. Soğuktu. Normalde sıcak ve yumuşak olması gerekirdi ama buz gibi soğuktu.
En sonunda ellerimi eline kenetledim. Yatağının yanında duran tabureye oturdum. Normalde bu zamanda anlatmam gerekirdi ama ben bir süre sustum. Neden bilmiyorum ama bir kaç dakika sonra konuşabildim.
- Kageyama. Ben...Ben aslında bunu uzun zaman önce yapmak istedim ama yapamadım. Hep sana anlatmak istedim. Lâkin benden soğumanı da istemedim. Lafi uzatmak istemiyorum. Yoksa tüm cesaretimi kaybedebilirim.
Bu Oikawa-san olayından sonra hep bana geçmişimi sordun. Bense hiç anlatmadım yani anlatmak istemedim. Çünkü ne onunla tanışmam ne de geçmişimdeki diğer olaylar pek iç açıcı değildi.
Bu konuşmayı nerden başlatsam diye düşünüyordum ama galiba o olaydan başlatsam daha iyi olurdu. Ben ablamla yaşamaya başlamadan 5 yıl önce annemle ve babamla yaşıyordum her çocuk gibi.
Aslında şöyle benim babam dediğim kişi benim üvey babam, Natsu'nun da gerçek babasıydı. Annem biyolojik babamdan baya çekmişti ve en sonunda da ben 4 yaşındayken boşanmışlardı. Bir zaman sonra da Natsu'nun babası olacak kişiyle tanıştılar. Aslında görüyorsun Natsu ile kan bağımız yok ama onunla gerçek kardeş gibiyiz. Tuhaf olan ne biliyor musun? Mira ile kan bağımız var. Yani benim babam Mira'nın babası ama başka kadından annemden değil. Neyse bu karışık geldiyse sen birde beni düşün. Bunu 11 yaşında öğreniyorum...
Sonra baya bir zaman geçiyor. Ben hiç ablamla tanışmadım tabii. Natsu, babam ve annem ile mutlu mutlu yaşıyorduk. Bir gün beni okuldan almaları gerektiği zaman almadılar. Evi ve ceplerini aradım lakin ulaşamadım.
Hemen eve giderken yolda Natsu'yu gördüm. Anaokulundan bir arkadaşı ve annesiyle bizim eve gidiyorlardı. Anlaşılan annemler onu da almadılar diye düşündüm. Hemen yanlarına gittim ve Natsu'yu ben aldım. Çünkü hem evleri bize ters yönde hemde boşu boşuna dolaşmamış olacaklar diye düşündüm.
Ama şuanda keşke o anda bir yetişkinin yanımızda olması gerektiğini düşünüyordum. Çünkü eve girince ne göreceğimi bilmiyordum.
Eve doğru geldiğimizde bir şeylerin ters gittiğini gördüm. Kapı aralıktı. Seslendim ama kimse ses vermiyordu. Natsu'yu holde bıraktım ve içeri girdim. Sonra-.....Sonra ise onları-...Onları ölü buldum...
Dedim yavaşça tuttuğum elini biraz daha sıkarak ve gözlerimin dolmasıyla. Bir kaç soluk alıp verdim ve tekrar konuşmaya başlamak istedim ama istem dışı gözyaşlarımın almasıyla durdum yeniden..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAGEHİNA : BİR SAHADA İKİ KALP
FanfictionYENİ BİR KİTAP İLE KARŞINIZDAYIM MİNNA!! BU BENİM İLK SHOUNEN Aİ KİTABIM. LÜTFEN SEVEREK VE GÜLÜMSEYEREK OKUYUN!!! YENİ BİR OKUL YENİ BİR ORTAM. İŞTE HİNATA NIN YENİ HAYATI TAM BURDA BAŞLIYORDU. KARASUNO LİSESİNE İLK DÖNEM BAŞLADIKTAN 3 HAFTA SONRA...