Ben sana nerden tutuldum?

726 50 39
                                    

"Bazen insan gözlerinden anlaşılırmış"

"Eeee anne?"

"Ne eeee anne , hadi uyku vakti."

Genç kadın bir hafta sonra olacak boşanma davasının stresini kızına yansıtmamak için erkenden uyutuyordu. Onun da düşünmesi gerekiyordu. Bir hafta sonra hayatı artık "tek" başına olacaktı.

"Anne son bir şey"

"Üffff tavşan'ım sor hadi ama son"

"Tamam son. Peki şey o adam...babammıydı."

Kadın o anları hatırlayınca bir kez daha mutlu olmuştu.

"Değildi annem."

Küçük kızın yüzü asılmıştı ,

"Baban o resmi yaptırandı"

Kadının gözleri yine dolmuştu. Öyle bir seviyorlardı ki birbirlerini ama olmuyordu işte. Olduramıyorlardı..

Aşağı indiğinde sevdiği adamla karşılaştı. Her ne  kadar boşanacak olsalar da deli gibi seviyorlardı birbirlerini..

"Otursana Tahir"

"Yo-yok Nefes. Ben şu dosyaları verip geri gideceğim. Nafaka için imzalaman gerekiyormuş."

Yine yakılan iki yürek karşı karşıyaydı. Ama unuttukları bir şey vardı. Yananlar küllerinden tekrar doğarlardı...

"Peki. O zaman yarın gerekli prosedürleri konuşuruz."

Uzun uzun gözlerine bakıyordu sevdiği. Cevap vermesi de bir hayli geç olmuştu.

"Tamam , görüşürüz"

"Görüşürüz."

"Kendine dikkat et"

"Sen de kendine dikkat et."

"Prensesimi öp benim yerime"

Genç kadın buruk bir gülümsemeyle baktı adama.

"Öpmem"

Şaşırdı adam.

"Sen çıkıp öp prensesini."

Gözleri dolu vermişti hemen. Öyleydi ki bu , hem yok oluş ama bir yandan da varoloştu. Boşanmak tek celse de olabilirdi adam için , ama sevgisi , aşkı bir an olsun eksilemezdi. Ki , eksilmeyecekti de. Kadın da aynıydı. Dolu dolu seviyordu adamı...

Koşa koşa merdivenlerden çıktı , kızının yanına ilerledi genç adam. Koca bir nefes aldı kızının saçlarından. Bir karısının bir de kızının saçlarında hayat bulur gibi hissediyordu sanki. Cennetin kapıları ona birer birer açılıyor gibiydi.

Kapının pervazında iki aşkına bakan kadın ise bu güzel görüntüye duygulanmadan edememişti. Ne yapacaktı bilmiyordu , koca bir çıkmazdaydı.

O an iki kelime yankılandı koca odada;

"Burada kal."

Adam şaşkın bir şekil de baktı kadına. Git demesini beklerdi ama bunu beklemezdi. Koca bir haftadır soğuk davranan kadın bugün burada kal diyecek kadar naif olabilmişmiydi. Sonra kendine sinirlendi adam. Sevdiği kadını adı gibi iyi biliyordu. Kadını naifti , merhametliydi. İyi tanıyordu kadınını , sevdiği naif kadınını.

Yan odaya gitti genç kadın dolaptan bir pijama takımı çıkartıp götürdü adama. Kocaman gülümsedi adam. Bu aileyi ayırmamaya kararlıydı aslında , sadece biraz daha vakit ve çaba vermesi gerekiyordu. Nihayetin de yıkan o ise toplayanında o olması gerekiyordu.

"İyi geceler"

"İyi geceler."

Bu kadar basitti onlar için. Halbu ki ikisi de biliyordu iyi bir gece olmayacağının. Kokuları yoktu yanların da , adamın göğsü boştu , kadının kolları. Ruhları yanıyordu kor alevler de. Ama 'iyi geceler' diyecek , sevdiği insanın iyi bir gece geçirmesini dileyecek kadar da güzel seviyorlardı.

Kadın gitmek üzereyken sevdiği adamın isteği ilişti kulaklarına;

"Bana şarkı söyler misin , Gece Doğan Güneş'im?"

Zor tuttu iki aşık kendini. Bağıra bağıra ağlamamak için zor tuttu. Bir şey demedi kadın. Ne evet dedi , ne de hayır. En güzel cevabı verdi;

/SILA-BOŞ YERE AÇIN LÜTFEN/

" Bomboş, kalbimin odaları bomboş
Halsiz hissiz, nasıl bu kadar loş?
Gece insafsız, benden bile sarhoş

Sabahladım, yedi gece durmadan üst üste
Gittiği yerden arar diye
Çok vicdansız, geceden bile sarhoş

Fazla, hep dahasına meyilimiz
Bakma, bize düşman kendimiziz
Fazla, hep dahasına meyilimiz
Bakma, bize düşman kendimiziz

Ben sana nerden, tutuldum?
Yokluğunda hem nasıl, duruldum?
Sağ elimi solumla, avuttum
Boş yere, boş yere

Ben sana nerden, tutuldum?
Yokluğunda hem nasıl, duruldum?
Sağ elimi solumla, avuttum
Boş yere, boş yere
Hep boş yere, boş yere

Kızmam, eloğlu değilsin ki
Şahaneyim demedin ki
Olmadı kabul farkındayız en azından

Fazla, hep dahasına meyilimiz
Bakma, bize düşman kendimiziz
Fazla, hep dahasına meyilimiz
Bakma, bize düşman kendimiziz

Ben sana…"

"Kusursuzsun be Gece'm"

Ağlayarak söyledi bunu genç adam. Hıçkırarak... Koşa koşa odasına gitti kadın. Kitledi kapısını ,çıktı balkonuna hıçkırarak ağladı ay'a karşı...gece'ye karşı. Bu aşkı simgeleyen herkese döktü içini , kalbini , ruhunu... böyleydi işte. Güneş'e ağlasaydı belli olacaktı. Ama şuan kadının hıçkırıklarını ay , gece ve sevdiği adam hissediyordu. O gece ay hep oradaydı , normal günlerden daha çok kaldı gökyüzün de...

Merhabalaaaaar!Ben deniz Beste Nazlı. Bu bölüme tüm kalbimi bıraktım diyebilirim. Öncelikle bu bölüm 1 gün geç geldi kusura bakmayın. Bazı sağlık problemlerinden dolayı telefonu çok az alabilme lüksüm var , gözüm açısından. Sizleri çooook seviyoruz , vote ve yorumlarınızı bekliyoruz. Kendinize iyi bakın💚

 

Gece Doğan Güneş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin