Nefesten-
Bu kadar gülmeyi özlemiştim...gerçekten özlemiştim. Bu ayrılık işini konuşalı 1 ay oluyor ve bir aydır güldüğüm nadir anlar vardı. Hep böyleydim ben Tahir güldürürdü , Tahir sevdirirdi , Tahir mutlu ederdi. Her anımda Tahir vardı benim. Her adımımın gücünde Tahir vardı. Kendi hayatımın başrolü ben değildim , Tahirdi. Çünkü Tahir benim hayatımdı.
1 ay öncesine kadarda çok mutlu değildim. 6 yıllık evliliğimizde mükemmel 5 yıl geçiren biz şu son bir yıldır her şeyi bir kavgaya bağlıyorduk. Sanki her an bir kavga çıksada ben evi terketsem havasındaydı Tahir. Her an bir şeyleri bahane edip evden çıkardı. Sonra özür dilerdi , kabul etmezdim. Bu yüzden ayrılmaya karar verdim. Yıpranıyordum ben. Oldukça hemde. İster istemez Defneme de yansıyordu bu durum. Ve Defnenin yüzünde ki mutsuzluk demek benim ölümüm demek gibiydi. Olmuyorduk biz , bir türlü olamıyorduk...
İlk boşanmak istediğimi söylediğim gün bu sefer evden ayrılmadı üç gün boyunca durdu evde. Her an yanımdaydı. Binlerce kez gözyaşı döktü. Kabul edemezdim. Beni , bizi yıpratan şeyleri kabul edemezdim. İleride nefret edeceğimize birbirimizden güzelce ayrılmak en iyisiydi. Hoş pek mutluda değildim ayrıldık diye. Ama birlikteykende mutlu değildik. Ben katlanırdım belki ama Defne yapamazdı , mutsuz yetişemezdi. Her an kavgayla baş edemezdi. İlk aşkından nefret edemezdi..
Tahirle göz göze geldiğimiz o an yine farketti içimden geçenleri. Anlıyor hep beni , bende onu. Gözlerimin dolduğunu farkettiğim an aklımda ki düşüncelerden sıyrılmam gerektiğini farkettim;
"Kim sıcak çay ve taptaze sıkılmış portakal suyu ister bakalım?"
"Beeeeen!"
"O zaman bir portakal suyu getireyim Defne'me."
Tahirin bardağının boş olduğunu farkedince sorma ihtiyacı duydum ona da ;
"Tahir sen?"
Uzun uzun baktı yine bana. Bakmasa ya şöyle. Ya da baksın benden başka kime bakacak!
"Ben seninle geleyim Nefes'im. Şimdi üç bardak taşıma"
Bu ilgi hoşuma gitmiş olabilir. Bir de Nefesim demesi. Sanırım eriyorum.
Mutfağa ilerlediğim an arkamdan gelen ve Tahire ait olan ayak seslerini duymamla istemsizce gülümsemeye başladım. Keşke hep böyle kalabilsek , kalabilseydik.Ona bakmamaya çalışarak buzdolabından aldığım portakal suyunu bardağa boşalttım. Normalde on saniyemi alan işlem bana asırlar gibi geliyordu. Tahirin gülerek bana baktığını farketmemde uzun sürmedi. E haklı adam öyle saçma sapan gözlerini yana dikersem farkeder ona çaktırmadan(!) baktığımı. Neyse Nefes ,boşver bakma bakma.
Portakal suyunu tezgaha koyduktan sonra gidip kendime çay almaya koyduldum. Kocaman mutfak bugün bana küçücük geliyordu sanki.
Çaydanlığa çayı koyarken Tahirede soru sormayı ihmal etmiyordum;
"Bir hafta sonraya duruşma var unutmadın inşallah?"
"Aklımdan çıkıyormu ki unutayım?"
İstemsizce bir kaşım havaya kalkmıştı haydi bakalım başlıyoruz!
"Nefes dur şu çayı bırakayım sonra de ne diyeceksen."
Şimdi şöyle ki benim sol kaşım sinirlenince ister istemez kalkar. Ve baya yıkarım ortalığı. Tahir bu yüzden bunu demesi gülmek istememe sebep olsada gülemiyordum.
"Demek bu kadar istiyorsun boşanmayı ki aklından çıkmamış ha?"
Tahirin "keşke dilimi eşek arıları soksa" bakışına karşılık bende "keşkeee" bakışımı attıktan sonra hem portakal suyunu hemde çayımı alıp çıkmıştım. Bir de onumu bekleyecektim!
Tahirin kendine sövüş bestelerinin bitmesiyle yanımıza gelip oturmuştu. Saate bakıp geç kalacağımızı anlamıştım. Evet bugün haftasonuydu ve iş yoktu ama Defnenin piyano kursu vakti gelmişti.
"Defne hadi kızım git hazırlan Muhsin amcan götürsün seni."
Muhsin amca kimmiydi? Muhsin amca hem benim yıllardır şoförüm hemde ağbeyimdi. Ne nasihatlar alırdım ondan.
"Yeeeee! Muhsin amca oradan da beni sinemaya götürecek anne değil mi?"
Onun bu hallerine gülerek baktım;
"Evet annecim , ama biraz daha burada kalıp hazırlanmazsan geç kalacaksın"
"Tamam tamam gidiyorum."
Hızlıca merdivenleri çıkarken istemsizce ikimiz de arkasından ;
"Dikkatli ol!"
Diye bağırmayı ihmal etmemiştik. Böyleydi işte büyüdükçe durdurulamaz bir hal alıyordu Defnenin hiperaktifliği.Sessiz bir kahvaltının ardından Defeyi yolcu etmiş ve kahvaltıyı beraber toplamıştık. Koltuğa oturup boş boş televizyona bakıyorduk. Sanırım ikimiz de konuşmayı bekliyorduk. Yani ben Tahirin konuşmasını bekliyordum öyle de olmuştu.
"Ne desem boş değil mi? O kadar haklısın ki. Neden boşanmak istediğini söylediğin zaman üç gün işe gitmedim biliyor musun?"
"Bana kendini affettirmen için"
"Hayır."
Sorarcasına baktım ona.
"O üç gün her hayalkırıklığıyla bakan gözlerin de yaptığım yanlışları farkettim. O koca bir senenin yanlışını üç günde farkettim. O kadar haklısın ki. Yıllardır herkesten sakındığım seni bir kendimden sakınamamışım ben. Bir kendimden koruyamamışım seni. Zor geliyor bana bu boşanma işi , senin kalbinden gitmek , kovulmak zor geliyor. Bak Nefes"
Tam o an baktı gözlerime gözlerindeki dolulukta boğulmak istedim;
"Bak benim Nefesim. Nefes alma sebebim. Ben bir yıldır bana ne olduğunu bilmiyorum. İş yerinde sürekli özlediğim sensin , eve gelince o strese rağmen kırmak istemediğim sensin ama ben farkında değilken kırmışım seni. O sinirle her seferinde evde bir olay çıksada gitsem ben kafasındaydım"
Sorarcasına baktım yine
"Ne-ne olayı?"
"İş yerinde , o dönem bizim muhasebecinin bir an gittiğini biliyorsun"
Belli belirsiz kafamı salladım
"Evet. Bana geri geldi demiştin hatta. Bora Bey di?"
"O Bora şerefsizi hiç gelmedi Nefesim. Şirketin tüm devir işlemlerini kendi üstüne yapmış . Bir sürü sahte senetler , bir sürü sahte imzalar. O sıralar gerginliğim ondan dolayıydı. Bende sen sorma kafana takma üzülme diye dememiştim. "
Durdu uzun uzun;
"Keşke deseymişim diyorum şimdi. Beraber destek olurduk birbirimize şuanda derin bir oh çekerdik. Dert bitti diye. Şirket kurtuldu ama evliliğim , yuvam darmadağan oldu. Hemde benim yüzümden."
Yine ağlıyorduk beraber.
"Sana beni affet diyemem ama bir şans daha versen Nefesim. Bu gerizekalı adama son bir şans tanısan...lütfen."
Kocaman sarıldım önce sonra koydum kafasını kalbime. Cevap veremezdim belki ama sevgimi böyle boynu bükük bırakamazdım..
Siz siz olun sevdiklerinize sıkı sıkı sarılın. "Son kez kokusunu içime çektkm" diyebilmek için...
Merhabalaaaaarrrr! Ben deniz Beste. Bu bölüm Tahire öyle bir hayran kaldım kiiiiii. Her neyse bölümü beğendiyseniz yorumlarınızı bekliyorumm. Eleştirilerinizi de. Vote vermeyi unutmayın. Haftaya görüşürüz!💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Doğan Güneş
FanficAşk; Aşık olmadan önce hayat gündüz doğan güneş gibidir. Sadece bedenimizi ısıtır , bir gün kaybolacak bedenimizi. "Hayır bir de ışık saçar!" dediğinizi duyar gibiyim. Hayır neden mi? Gece öyle zariftir ki. Herkes göremez geceyi korkar ondan. Ay ışı...