1.2

3.1K 251 24
                                    

"Bulut!" Sevgilisinin seslenişini duyduğunda yüzünde oluşan gülümseme ile arkasını döndü. Gece koşarak kendine doğru geliyordu. Gülerek kollarını açtı.

Kollarına sığınan bedeni sıkıca kavradı ve etrafında döndürüp yere bıraktı. Gece kahkahalarla gülerken Bulut onu izliyordu. "Çok mutlusun?"

"Evet Bulut! Babamla konuştum çünkü!" Bulut'un elleri heyecandan titremişti. Sevgilisin belinden tutup kendine çekti. "İzin verdi mi?"

Gece kafa salladı. "Evet, birlikte tatile gitmemize izin verdi! Artık valizimizi hazırlayıp gidebiliriz! Çok güzel olacak eminim." Heyecanlı sevgilisinin dudaklarına öpücük koyarak geri çekildi Bulut. İkisi de gülüyordu. "Çok güzel bir haber bu."

Gece sevgilisinin elini tuttu ve Bulut'un evine yürümeye başladılar. İkisi de çok mutluydu, iki gün sonra birlikte tatile gideceklerdi. İlk defa olacaktı bu, ikisinin mutluluğunun yüzünden okunması bu yüzdendi.

Eve gelene kadar süreceğini kimse bilmiyordu. Kapıyı açık gördüklerinde ikisi de korku ve endişe dolmuştu. Bulut sevgilisinin elini bırakarak hızla içeri girdi. "ANNE NEREDESİN?!"

Gece peşinden hızla giderken Bulut tüm odaları geziyordu. Kapının önünde gördüğü kan izlerinden sonra kafayı yiyecek raddeye gelse de annesini görmeden içi rahat etmeyecekti.

"Bulut! Buraya gel!" Gece elini ağzına kapatarak olduğu yere çöktüğünde Bulut hızla yanına gitti. Gösterdiği yere baktığında kanı vücudundan çekiliyor gibi hissetmesine engel olamamıştı.

"Anne..." Karşısında annesinin cansız bedeni yatarken diyecek bir şey bulamıyordu. Tek yaptığı yavaşça yanına gidip çömelmek olmuştu. Göğsünden akan kanı durdurmak için hızla tişörtünü çıkardı ve yaraya bastırdı. "Dayan, dayan kurtaracağım seni!"

Gece elindeki telefonla çoktan ambulansı aramış sevgilisinin yanına gitmişti. "Bulut..."

"Sessiz ol, yaşayacak biliyorum. Beni bırakıp gitmez." Gözlerindeki yaşlarla konuştuğunda tişörtünün kan gölü olduğunun farkındaydı ama bilmezden geldi. Bastırmaya devam etti.

Bir süre sonra ambulans geldi, hastaneye gittiler. Şimdi ise annesinin durumunu söyleyecek doktorun çıkmasını bekliyordu. Gece yanında ona destek olmak için elini sıkıca tutarken babası sakinleştirici almak zorunda kalmıştı. Yoksa hastaneyi yıkabilirdi.

Otomatik kapıdan çıkan önlüklü doktorla hızla yanına uçtu. "Annem! Annemin neyi var?"

Karşısındaki doktor derin nefes alarak göz teması kurdu. "Çok fazla kan kaybetmiş. Elimizden gelen her şeyi yaptık ama kurtaramadık. Başınız sağ olsun." Dünyası başına yıkılan Bulut doktorun ne dediğini tam anlayamasada gözleri çoktan dolmuştu. "Öldü mü?"

"Çok üzgünüm." Ardından arkasında nasıl bir enkaz bıraktığını bilmeden ellerini önlüğünün cebine koyarak oradan uzaklaştı.

"Hayır, anne!" Gördüğü kabustan dolayı ter su olmuş bir şekilde hızla doğruldu Bulut. Sürekli aynı kabusu görmekten yorulmuştu. O anları tekrar görmekten o kadar yorulmuştu ki, kalbine baskı yapıyordu.

Ağladığını yeni fark ederek hızla gözlerini sildi. "Bulut?" Yanında duyduğu sesle irkilerek yan tarafına döndü. Gece'nin yanında ne işi vardı?

"Gece, burada ne yapıyorsun?" Titrek sesiyle konuştuğunda Gece uykulu gözleriyle doğruldu ve ona baktı. "Sarhoştun, seni buraya getirdim. Yanında kalmamı istedin. Sen iyi misin?"

İçtiğini hatırlıyordu. Babasından sonra her gece içiyordu aralıksız. Neden yaptığını bilmese de devam ediyordu. "Ben, iyi değilim." Hıçkırarak ağlamaya başladığında Gece şaşkınca ona bakıyordu.

Ellerini yüzüne bastırarak ağlamaya devam etti. "O geceyi görüyorum sürekli uyuduğumda. Sanki unutturmak istemiyormuş gibi kabuslarıma giriyor. Onu o hale getireni daha bulamadığım için rüyalarıma giriyor annem. Ağlıyor, can çekişiyor. Ben bunları kaldıramıyorum!"

Yaralı kollarına dikkat ederek ellerini indirdi ve sevdiğine sıkıca sarıldı Gece. Onun ağlamasına asla dayanamıyordu. "Ağlama Bulut, lütfen. Onu bulacaksın, biliyorum. Hem bunun için uğraşmıyor musun zaten? Çok az kaldı, onu bulacaksın ben sana inanıyorum. O zaman annen de sana acı çektirmeyecek. Kendini o kadar zehirliyorsun ki, ne gördüğünü bile bilmiyorsun. Yapma böyle, ben de seni kaybetmeye dayanamam."

Annesini öyle gördükleri gece Bulut'un ne kadar yıkıldığını görmüştü. Bir daha o hale gelmemesi için her şeyi yapardı ama maalesef her zaman yanında olamıyordu. Yine de onun kendini öldürmesine izin veremezdi.

"Onu çok özledim Gece. Acım asla geçmeyecek gibi." Geri çekilerek Bulut'a baktı. "Geçmeyeceğini biliyorsun, ama kendini bu kadar üzme. Senin bu halde olmanı annenin asla istemeyeceğini de biliyorsun. Onu daha fazla üzme."

"Gece, annem orada mutlu mudur?" Burnunu çekerek sorduğu soru Gece'yi gülümsetmişti. Çok sevilesi duruyordu. Ellerini yanaklarına çıkararak sevdi onu.

"Mutludur sevdiğim. Belki orada seni ve babanı özlüyordur ama mutludur." Bulut başını Gece'nin omzuna koydu. "Babam yanındadır belki, beni bekliyorlardır."

mazoşist [texting] ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin