Arkadaş (Gece Özel Bölüm)

20 4 6
                                    

   Güneş kursa başladığından beri hep bu kütüphaneye gelirdim. Okumak benim için dünyadaki en önemli şeylerden biriydi. Bu yüzden de kütüphaneler benim cennetimdi.

   İnsanlar farklı olduğumu söylüyorlar. Ben sadece kendim gibiyim. Fazla da arkadaşım yok bu yüzden. Insanlar kendi gibi olmayanları itici olarak nitelendiriyorlar. Bu yüzden de geçtiğimiz haftalarda okuduğum kitaba not bırakmayı düşündüm. Böylece bu notlarla belki de Instagram hikayelerinde gezmektense kitaplardaki hikayelerde kaybolmayı tercih eden bir arkadaşım olabilirdi.

   Fikrimi gerçeğe çevirdiğim zaman güzel bir geri dönüş aldım. Her okuduğum kitaba notlar bırakıp yeni kitaplar alıyordum. Yeni aldığım kitapları bırakmaya geldiğimde eski aldığım kitaplarda notlar buluyordum. Bu notlarla konuştuğum bir arkadaşım olmuştu.

   Birbirimizin adını bilmiyorduk. Ama beraber bir sürü kitap okumuştuk. 3 ay olmuştu ve en sonunda bu arkadaşımla tanışmaya karar verdim. Her seferinde geldiğim saati ve günü yazdım bu seferki nota.

   Aslında notu bırakırken gelmesini beklemiyordum. Ama gelmişti. Her zamanki kitaplıkta karşılaştığımızda anlamadık. Ama onun elindeki kitabı görünce tanıdım. Bu geçen sefer bıraktığım kitaptı. Karşımdaki çocuğa bakakaldım. Ben ona 20 saniye kadar bakınca çocuk da ne olduğunu anlamaya çalışırcasına baktı.

"Sen o notları bırakan kişisin? " dedi.

    Kafamı salladım. "Sen o notlarımı alan kişisin" dedim. Güldü. Kitapları bıraktık ve başka kitaplar aldık. Bir masaya oturup utançla birbirimize bakmamaya çalışarak kitap okumaya başladık. 5 dakika sonra bir fermuar sesi duydum, kafamı kaldırdığımda o çocuk sırt çantasını açmış bir şeyler arıyordu. Bulunca yüzüne bir gülümseme yayıldı ve elindeki not kağıdını çıkarıp bir şeyler yazdı daha sonra kağıdı önüme bıraktı. Bir kağıda bir çocuğa baktım ve çocuk gülümseyip eşyalarını aldı, gitti. Notu okudum. "Birbirimizin isimlerini bile bilmiyoruz! Yan taraftaki kafede 12. masada seni bekliyor olacağım. Gelmezsen anlarım tabi... " yazıyordu.

   Notu birkaç kez daha okuduktan sonra hızlıca eşyalarımı topladım. Bu kadar kafadengi bir arkadaşı kaçırmazdım. Kütüphaneden çıkıp kafeye yürümeye başladım. Yürürken de ikizimi arayıp haber vermem gerektiğini düşündüm. Aradığımda birkaç saniye içinde açtı. Onun konuşmasına izin vermeden konuşmaya başladım.

"Alo Güneş, şey ben bugün kütüphanede olmayacağım birazcık işim var. Sen çıkınca beni ara olur mu?" dedim. Ona daha önceden haber vermediğim için kızmış ve şaşırmış olmalıydı.

"Ne işi be?" dedi şaşkınlıkla.

"Ya üf sonra anlatırım bebeğim" dedim ve yüzüne kapattım.

   Kafeden içeri adımımı attığımda çok güzel bir masada oturan çocuğu gördüm. İçerisi çok kalabalık değildi ama çocuğun kıvırcık saçlarını ayırmak kalabalık dahi olsa çok kolaydı.

   Yavaş adımlarla masaya yürüdüm. Gülümsediğimde çocuk da heyecanla bana gülümsedi. Sandalyeyi çekip oturduğum sırada garson geldi ve bir şey isteyip istemediğimizi sordu. Birer kahve aldık ve kahveler gelene kadar konuşmadık. Göz göze gelip gözlerimizi kaçırdık. Liseli aşıklar gibi davranıyorduk...

   Kahveler gelince önünde sonunda konuşmam gerektiğini düşündüm ve konuşmaya başladım.

"Ben Gece" dedim.

"İsmin çok güzel, ben de Özgür." dedi.

"Teşekkür ederim. Senin de." dedim ama neden böyle saçmaladığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Dediğime güldü.

"O notları neden bıraktın?" dedi merakla.

"Arkadaşım olmadığı için. Kitap okuyan biriyle arkadaş olmak istedim." dedim. Şaşkınlıkla bana baktı.

"Çok değişik bir taktik olmuş. Yani etrafta gördüğün birinin yanına oturup konuşmak daha kolay olmaz mıydı?" dedi.

"Hayır," dedim ve devam ettim. "Yanına oturduğum herhangi bir kişiyi tanımak için saatlerce konuşmam gerekecekti. Hem konuşsam bile nasıl biri olduğunu ve uyup uyamayavağımızı bilmek zor. " dedim. Birkaç dakika kahvelerimize baktık. En sonunda Özgür konuştu.

"Farklı birisin. Ama bunu sevdim." dedi gülerek. "Sanırım taktiğin işe yaradı."

"Bilmem" dedim. Daha sonra sohbet etmeye başladık. Özgür, komik biriydi, müzik zevkimiz yakındı,kafa dengiydi. Sanırım gerçekten arkadaşlarımıza kitaplar karar vermeli...

   Biz konuşurken telefonum çaldı. Arayan Güneş'ti. Özgür'den özür diledim ve masadan kalkıp lavaboya gidince telefonu açtım.

"Alo Gece ben çıktım civcivim." dedi neşeyle.

"Tamam, geliyorum şimdi 10 dakikaya oradayım." dedim telaşla.

"Istiyorsan ben geleyim yanına" dedi. Nerede, kiminle ne yaptığımı merak ediyordu.

"Gerek yok bebeğim sen yorgunsun. Her zamanki bankta bekle. Geliyorum." dedim ve kapattım. Özgür'ün yanına döndüm.

"Özgür kalksak mı artık ya? Benim ikizimi kurstan almam gerekiyor." dedim.

"Olur. Eve gidince tekrar konuşuruz." diyip gülümsedi. Sonra hesabı istedik ve Alman usülü ödeyip kalktık.

   Vedalaştıktan sonra herkes kendi yoluna yürümeye başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 03, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GuernicaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin