Vendim (Kararlar)

235 29 140
                                    

Medya: Kaane

Bölüm 7

İnce ve uzun parmakları titrediğinde fırçanın mürekkebi dağılarak ardında telafisi mümkün olmayan bir iz bırakmıştı. Vesta, dikkatsizliği yüzünden mahvettiği bir başka parşömeni daha kıvırırken tek kişilik yer masaları başında kendisini izleyen diğerlerinin fısıldaştıklarını duydu. Ablası Vera'nın bahtsızlığı yetmezmiş gibi ailesinin konağa adım atmasıyla birlikte Korucu ve adamlarının yakalandığı tuzak uğursuz sözlerin üremesine neden oluyordu. Bir de konağın çalkalanmasına neden olan şifacı meselesi vardı ki Vesta, henüz yürüyüşe çıktıkları zaman Kaane'in Suryalı kadına gösterdiği ehemmiyeti bile hazmedememişken içindeki huzursuzluğa tuz biber ekmişti. Derin bir nefes alan genç kadın bir kuğunun zarafetiyle ayağa kalkıp kendisini çalıştıkları odadan dışarı attı. Oysa ailesinin baskısı olmasa Konağa gelmeyi düşünmemişken nasıl olmuştu da kalbi böylesine değişmişti?

Peşi sıra açılıp kapanan kapının sesiyle birlikte derin bir nefes alıp kendisini toparladı. Konakta zayıflık gösterenlere yer yoktu. Hafif adımların hızla aralarındaki mesafeyi kapattığını duyabiliyordu. Nemlenmiş avuç içlerini uzun eteklerine hafifçe bastırarak kuruladı.

"Hanımım iyi misiniz?" Vesta'nın önüne doğru uzanan bir çift meraklı gözün sahibi İrma'ydı.

"İyiyim, biraz yoruldum sadece." Karşısındaki genç kızın çilleri masum ifadesini daha da güçlendiriyordu. Vesta, doğruyu söylemediği için hafif bir suçluluk hissetti.

"O halde dinlendirici bir çay hazırlamama izin verin lütfen. Aksi halde aklım sizde kalır."

Yavaşça başını sallayan Vesta, genç kızın önerisini kabul etti. Kim bilir belki de Kaane'in gizli saklı köşelerde buluştuğu şifacı hakkında daha fazlasını öğrenirdi. Tatlılıkla gülümsedi ve İrma'nın yanında yürümeye devam ederken sordu: "Bana tapınaktan bahseder misin biraz?"

Omuz silken İrma "Anlatılacak fazla şey yok aslında," dedi. "Tapınakta herkesin görevi tektir. İhtiyacı olana yardım etmek."

Vesta güldü. "Bunu çok kolay bir şeymiş gibi söylediğinde bile yeterince inandırıcı gelmiyor."

Adımları duraksayan İrma gururlu, başkası kibirli olduğunu bile düşünebilirdi, bir ifadeyle yüzünü kaldırdı. "Amacım yaptığımız işi kolay göstermeye çalışmak değildi."

Dostane bir tavırla elini genç kızın koluna dokunduran Vesta da durdu ve odasına açılan kapıyı kaydırdıktan sonra şifacının içeriye girmesini beklerken gülümsedi. "Sadece yaptığınız işin önemini vurgulamak istemiştim."

Omuzları düşen İrma'nın yanakları utangaç bir ifadeyle kızardı. "Ben iyisi mi sizi daha fazla yormadan çayınızı hazırlayayım."

Kare biçimli odaya giren İrma kalın kumaşla kaplanmış duvarlara işlenmiş dağ ve ağaç resimlerini görünce hayranlıkla duraksadı. Bu sıradan bir misafir odası değildi. Saygısızlık etmemek adına adımlarını ve dikkatini iki minderin ortasında duran alçak sehpaya çevirdi. Yeni çiçeklenmekte olan kiraz dallarının resmedildiği ince porselenden demliğin içindeki su ılıktı. Uzun eteklerinin arasına gizlenmiş ceplerden bulduğu keselerden çıkarttığı kuru otları özenle demliğe katıp bekledi. Hoş bir rayiha odaya yayıldığında Vesta da yanına gelerek karşısındaki mindere oturdu.

"Sadece kokusu bile tüm yorgunluğumu alıp götürdü." Vesta sabırla genç kızın hazırladığı çayı önündeki fincana boşaltmasını bekledi ve ancak ilk yudumunu aldıktan sonra tekrar konuştu. "Gerçekten çok güzel olmuş teşekkür ederim."

Saklı Yıldızın SeçilmişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin