26

1.1K 136 106
                                    


Şoför geldiklerini söylediğinde arabadan indi ikili. Bugün Wooyoung'un tekrar vakıftaki dans derslerine katılacağı gündü. Heyecanlıydı. Hem de çok.

San ile gelmişti. Olurda tekrar hareketleri yapamazsa diye ona ihtiyacı vardı.

Vakıfın binasına doğru ilerlerken San'ın elini tuttu. Elinde hissettiği sıcaklık ile gülümsedi San.

Binaya girdiklerinde soyunma odasına girip kıyafetlerini değiştirdi. San onu kabinin dışarısında bekliyordu.

İşi bittiğinde eşyalarını uzun süredir kullanmadığı ama ona ait olan dolaba koydu. Çantasının ön gözünden San'ın verdiği mendili alıp bileğine doladı.

Soyunma odasından çıkıp pratik odasına yöneldi. Her saniye daha da geriliyordu Wooyoung.

Kapının önüne geldiklerinde durdurdu San Wooyoung'u. Yaklaşıp bir öpücük kondurdu sevdiğinin dudaklarına.

"Şans öpücüğünü almadan mı girecektin yoksa?"

Kıkırdadı Wooyoung. Ve cevap verdi.

"Öpücük mü? Bu muydu öpücük? Ben sadece dudaklarıma bir şey deydiğini hissettim. Daha fazlasını isterim. Bu bana gram şans vermez."

Güldü ve daha uzun öptü bu sefer Wooyoung'u.

"İşte bu iyiydi Sannie. Artık dünyanın en şanslı adamıyım."

"Öyleyse artık kapıyı açabilirsin. Ağaç olacağız burada dikilmekten."

San'ın haklı olduğunu bildiği için üstelemeden açtı kapıyı. İçeri adımını attığında 6 oğlan da ona dönmüştü. Tanıdık yüzleri görünce gülümsedi. San'ın arkasından girdiğini biliyordu.

"Hey Wooyoung. Sen buralara gelir miydin ya?"

Gülümsedi Mingi'nin dediklerine.

"Artık hiç kurtulamayacaksın benden Mingi. Şansına küs."

Wooyoung'un sözlerinin ardından büyük bir kahkaha koptu uzun oğlandan. Öne atılıp Wooyoung'a sarıldı.

"Senden kurtulmak isteyen kim."

Mingi'nin sarılmasıyla diğer oğlanlar da sıraya binmiş ve tek tek sarılmışlardı Wooyoung'a. Sonra herkesin gözleri Wooyoung'un arkasındaki San'a gitti. Bu kim dercesine bakıyorlardı. Üstünde ki bakışlarla iyice gerilmişti oğlan.

Wooyoung hemen San'ın kolundan tutup kendine çekti. Sonra da oradakilere San'ı tanıştırdı.

"Şey o benim yardımcım... aynı zamanda sevgilim, San."

Herkes anlamışcasına mırıltılar bırakmıştı.

Wooyoung sonra San'a dönüp sırayla çocukları tanıttı.

"En başta ki Jongho. En küçüğümüz. Sonra Yeosang yanındaki de sevgilisi Seonghwa. Best çiftim onlar."

Son cümleyle kıkırdadı Yeosang ve Seonghwa ikilisi.

"En uzun olan Yunho yanında her daim şebek olan Mingi ve küçücük olan ise Hongjoong."

"Hey ben senin büyüğünüm." diye atladı söze Hongjoong. Herkes gülmüştü bu sözlere.

"Hey Wooyoung buraya gel de San'a grubumuzu tanıtalım." dedi sonra Hongjoong.

Suratında ki gülümseme biraz söndü Wooyoung'un. Doğru ya onlar bir gruptu. Bunu yapmayalı uzun zaman olmuştu.

Yavaş adımlarla San'ın karşına, üyelerin yanına geçti. Hepsi ayağını uzatıp yarım çember yapınca bağırdılar.

"7 Makes 1 Team."

Sonra San'ın önünde eğilip konuştular.

"Merhaba biz ATEEZ!"

Gülümsedi San. Sonra o da onların önünde eğilip konuştu.

" Merhaba ATEEZ. Ben hiçbir gruptan olmayan San."

Hepsi kahkaha attı San'ın dediklerine.

"Dostum sevgilin çok komik. Zıt kutuplar birbirini çeker derken çok haklılarmış."

"Ne yani ben komik değil miyim Song Mingi!"

Herkes gibi San da Mingi'nin üzerine yürüyen Wooyoung'a gülmeye başladı. Sevgilisinin böyle samimi arkadaşları olması onu sevindirmişti. Belki Tanrı onı affetmezse Wooyoung en azından yalnız kalmayacak diye düşündü.

.

Her gün yaptığı gibi yine Chanyeol'u dinlemeye gelmişti Baekhyun. Bu sefer onu yolun karşısından değilde o etrafını saran topluluğun içinden dinleyecekti onu.

Uzaktan sevecekti onu. Kim Chanyeol onu unuttuğunda yaptığı gibi Park Chanyeol'u da uzaktan sevecekti.

Yanına doğru yürüdü oğlanın. Etrafındaki kalabalığın arasına girdi. Sesi... Nerdeyse onunla aynıydı. Uzaktan izlerken farketmemişti bunu. Kalın ama güzel sesi kulağına dolduğunda ne söylediğini dinlemeye başladı.

So I drown it out like I always do
(Bu yüzden her zaman yaptığım gibi sesini bastırıyorum)

Dancing through our house with the ghost of you
(Hayaletinle evimizde dans ediyorum)

And I chase it down, with this shot of truth
( Ve onu kovalıyorum, saçma gerçeklerle )

That my feet don't dance like they did with you
(Ayaklarım seninleylenki gibi dans etmiyor)

Şarkının sonuna yetişmişti Baekhyun ama bu şarkının ne kadar da onlara uyduğunu anlaması için yeterliydi.

Baekhyun, Kim Chanyeol öldüğünden beri bir çok kez dans etmeyi denemişti. Ama hiçbir zaman eskisi gibi dans edememişti. Dolmuş gözlerini silip Chanyeol'a baktı tekrar.

Göz göze geldiler aynı yıllar öncesindeki gibi. Tek fark Chanyeol aynı Chanyeol değildi. Ama Park Chanyeol bu sefer Baekhyun'un kaderiydi.

🌈

Chanyeol'un söylediği şarkı '5 Second Of Summer- Ghost Of You'

'7 makes 1 team' kısmında ciğerim soldu o yüzden umarım linç yemem 😅


Gitar çalan Chanyeol en sevdiğim 😻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gitar çalan Chanyeol en sevdiğim 😻

Araya da SeongSang sıkıştırdım farkettiniz demi eheheh

Çok konuştum neyse gideyim ben kendinize iyi bakın cumartesi günü görüşürüz 💜

red string of fate | woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin