~BÖLÜM-1~

605 29 6
                                    

Kanter içinde Eren'in adını sayıklayarak uyanmıştım ,yine o kabuslardan biriydi... Yandaki komodine uzanıp lambayı yaktım. Yastığın altındaki telefonu alıp saate baktım saat sabahın beşiydi , istesem de bu saatten sonra uyuyamazdım. Yataktan kalkıp mutfağa gittim, canım kahve istiyordu. Kettle'ı açıp dolaptan kahveyi alıp fincana doldurdum. Beni ayakta tutan tek şey bu aralar kahveydi, bazıları kendini güçsüz hissettiği anda ya alkole başvurardı ya da sigaraya ama bana alkol bile yaramıyordu. Kahvemi alıp balkona çıkıp yerdeki minderlerin birine attım kendimi. Yine olmuştu işte,yine aynı his, ağlamak istiyordum tıpkı son altı ayda her gün olduğu gibi. Ağlamak istemiyordum ama artık dayanacak gücüm kalmamıştı, ben de göz yaşlarıma akması için izin verdim.

💫💫💫

Kaç saattir balkon daydım bilmiyorum, karşımdaki manzaraya odaklamıştım. Telefonumun çalmasıyla geldim kendime arayan Ayazdı. Zaten başka kim olabilirdi ki?

"Günaydın güzelim nasılsın?"

"Günaydın Ayaz,ne oldu?"

"Sağol canım sorduğun için ben de iyiyim." Telefonu kulağımdan indirip saate baktım, yedi mi bu çocuk beni bu saate niye arıyordu?

"Ne oldu sabahın köründe ne var?"

"Okul var canım okul." Tamamen unutmuştum, bu gün okul açılıyordu sömestr bitiyordu.

"Yarım saat sonra oradayım sude, yarım saati bir dakika bile geçerse beklemem basar giderim. Sen de okula sürüne sürüne gelirsin karışmam."

"Ayaz farkında mısın bilmiyorum ama beni beklememen işime gelir. Hem ben bu gün gelmek istemiyorum sen git"

"itiraz istemiyorum Sude hanım bugün o okula gelinecek, yoksa kucaklar kaçırırım. "

"Beni kucaklayıp okula mı kaçıracaksın Ayaz ? Sağol gerçekten "

"Neyse hadi ben evden çıkıyorum, yarım saatin var. Hızlı ol "deyip yüzüme kapattı telefonu. Hiç okula gidesim yoktu ,gerçi ne zaman oldu ki?

Hemen oturduğum yerden kalkıp odama gittim. Duş alsam iyi olacaktı,10 dakika sıcak suyun altın da kaldıktan sonra yeni yeni kendime gelmeye başlamıştım, geç kalmamalıydım daha fazla oyalanmadan hemen çıktım banyodan sabah sabah ayazın çenesini çekecek durumda değildim. Tekrardan odama geçip dolabın önünde dikilmeye başladım okulumuz da sıkı bir forma denetimi yoktu ama yine de ya etek yada tişört giymek zorunluluğu vardi, dolaptan siyah kotumu alıp üstüne beyaz okul tişörtünü giyip hızlıca saçlarımı kurutmaya başladım.
Aynaya baktığımda bir yabancıyla karşılaştım gözlerim kızarmış göz altlarım ise mosmordu bu halde okula gidemezdim oysa ki içim den hiçbir şey yapmak gelmiyordu. Çekmece de duran makyaj çantamdan gerekli malzemeleri alıp hızlıca işe koyuldum. Sadece mor ve kızarmış yerleri kapatmıştım fazlasına gerek yoktu,dolabın yanında duran askıdan çantamı ve ceketimi alıp hızlıca çıktım evden. Kapının önüne geldiğimde Ayaz gelmiş arabanın içinde bekliyordu, beni görmüş olmalıydı ki arabadan inmiş bana doğru yürümeye başlamıştı.

"Sonunda " deyip iki kolunu da özgür olmuş gibi iki yanına kaldırdı.

"Günaydın güzelim " deyip sıkıca sarıldı, Ayaz'ı özlemiştim.

"Günaydın " deyip ayrıldım Ayaz'ın kollarından

"Tam on beş dakika geciktin ben sana ne dedim kızım? Niye zamanın da gelmiyorsun?"
"Sen de hani beklemeyecektin gitseydin o zaman."

TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin