24.BÖLÜM

1.5K 61 8
                                    

Sabah erken saatlerde Cahit eve varmıştı. Yüz dönümden fazla arazi resmen çamaşır suyu ve kaynar sularla dolmuştu. Cahit kendini bir yandan yorgun hissederken bir yandan da intikam aldığı için mutluydu. Konağa girerken Hasan ağa onu karşıladı. Hasan ağa:
"Hepsi tamam mı?", diye sordu. Cahit kafasını evet anlamında sallayarak:
"He baba! Onları kötü bir kabusla uyandıracaz. Hepsi teker teker elimize düşecekler. En başta da Fırat!", dedi.
Hasan ağa elini Cahit'in omzuna koyarak:
"Bilidim beni yarı yolda bırakmayacağını... Aferin benim oğluma. Merak etme, elbet o günleri de görecez. Fırat da tıpış tıpış bize doğru gelecek!", dedi.

Şilan mutfakta, Hacer'in yanında huzursuzca volta atıyordu. Bir yandan tırnaklarını yerken bir yandan da Elzem'in dün akşamki konuşmaları gözü önüne geliyordu:
"Eğer Fırat ve Dicle benim damarıma basarlarsa ben de gerçekleri söylerim."
Bu cümle bir türlü Şilan'ın aklından çıkmıyordu.
Şilan'ın huzursuzca dolandığını gören Hacer sordu:
"Şilan? Kızım hayırdır neyin var?", dedi.
Şilan bir yandan konuşmak istiyor bir yandan da susmak istiyordu. Ama konuşmanın en iyisi olacağını düşünüyordu. Şilan:
"Hacer abla, çok kötü şeyler olacak!", dedi.
Hacer telaşla:
"Ne olacak kuzum? İnsanı merakta bırakma!", dedi.
Şilan:
"Elzem...", dedi ve sustu. Hacer bu sessizliğe daha fazla dayanamayarak:
"Ne olmuş Elzem'e? Söylesene kızım!", dedi.
Şilan o anda içindeki her şeyi söyledi:
"Elzem yakında gerçekleri söyleyecekmiş!", dedi.
Hacer elini ağzına götürerek:
"Sen ne dediğinin farkında mısın kızım! Ne demek söyleyecek!", dedi.
Şilan:
"Bilmim işte abla! Dün bana söyledi. 'Eğer benim damarıma basarlarsa bütün gerçekleri söylerim.', dedi.
Ben ne yapacağımı şaşırdım abla! Ondan sonra da midesi bulandı çıktı odadan!", dedi.
Hacer şüpheyle Şilan'a yaklaştı:
"Midesi bulandı derken?", diye sordu. Şilan:
"Ne bileyim. Konuşurken birden kalktı gitti. Ne oldu ben de anlamadım.", dedi. Hacer sessizce:
"Tövbeler tövbesi...", dedi. Şilan:
"Bir şey mi dedin abla?", dedi. Hacer:
"Yok bir şey kuzum. Hadi sen şu tabakları götür diz sofraya.", dedi.

Sofra hazırdı ve herkes sofradaydı. Bir kişi hariç. Elzem. Herkes kahvaltısını yaparken Kendal ağa sordu:
"Elzem nerede?", dedi.
Kimseden çıt çıkmıyordu. Kendal ağa bu durumu şüpheli buldu. Hamza:
"Yine bir delilik peşindedir. Bu aralar biraz azıttı!", dedi. Kendal ağa:
"Şşşşş... Düzgün konuş! O senin...", dedi ve duraksadı. Herkes korkuyla Kendal ağanın sözünün bitmesini bekledi. Kendal ağa kendini son anda frenlemişti. Neyse ki düşünülen olmamıştı. Fırat yerinde duramıyordu. Dicle ona baktı. Kendal ağa cümlesine devam etti:
"O senin ablan gibi oğlum! Niye öyle söylisin!", dedi.
Hamza:
"Neden diye bir düşün baba! Bir kaç gün öncesine git! Cahit'in beni vurduğu zamanı ne çabuk unuttun sen! O beni vurduğu zaman Elzem'in bana bakışlarını gördüm. Öyle sinsi ve kötü bakışları vardı ki... Bak! Bana bir geçmiş olsun bile demedi! Neden? Çünkü bencilliğinden dolayı!", dedi ve kahvaltısına devam etti.
Hamza susunca Şilan ekledi:
"Abisi beni de vurdu! Ben acılar içinde kıvranırken abisi bir özür bile dilemedi. Bunu neden hâlâ içeriye atmiler ben anlamim! Elzem kendine geldiğinde bana da bir geçmiş olsun demedi bile... Hep Dicle yenge benim yanımdaydı. Ben onun başındayken, o ölümün eşiğinden döndüğü zaman döktüğüm o yaşların haddi var hesabı yok!", dedi.
Dicle:
"Benim ağzımı açmama bile gerek yok heralde!", dedi.
Nazgül Hanım:
"Sana aç diyen de olmadı zaten. Kafanı eğ yemeğini ye sonra da bana kahve yap!", dedi.
Fırat dişlerini sıkarak:
"Ana!", dedi. Dicle:
"Lüzumu yok Fırat! Yaparım ben!", dedi.
Konuşurken imalı imalı konuşuyordu ve gözlerini Nazgül Hanım'ın gözlerinden hiç ayırmadı. Nazgül Hanım yemeğini yemeğe devam etti.

Kendal ağa:
"Hepiniz içinizi iyice döktünüz mü? Hayır yani eğer biraz daha kalmışsa devam edin!", dedi.
Hamza:
"Baba nedense abimden, Şilan'dan benden çok Elzem'e değer verisin! Sanki biz senin öz evlatların değilmişiz gibi davranisin!", dedi.
Nazgül Hanım tedirgin oldu. O öyle kıvranırken Dicle ona kötü gülümsemesiyle bakıyordu. Dicle'nin o halini gören Nazgül Hanım fenalaşmaya başladı. Elini göğsüne bastırdı. Herkes ayaklandı. Nazgül Hanım'ın başına geldiler. Fırat:
"Şilan! Koş git anamın tansiyon ilaçlarını getir!", dedi.
Şilan koşarak ilaçları almaya gitti. Fırat:
"Biraz açılın! Nefes alsın kadıncağız!", dedi.
Şilan koşa koşa ilaçları getirdi. Nazgül Hanım zor bela ilaçları içti. Herkes sakince yerlerine oturdu. Kendal ağa Hamza'yı azarlayarak:
"Yaptığını beğendin mi? Böyle saçma sapan konuştuğun için ananı düşürdüğün şu hallere bak!", dedi.
Hamza daha fazla dayanamadı ve konaktan çıktı.

Herkes sofradan kalkmıştı ve odalarına çekilmişti. Ama Dicle ile Fırat avluda oturmuş sohbet etmeye devam ediyordu. Fırat:
"Acaba Hamza öyle söylerken anam niye fenalaştı?", diye sorguladı. Dicle yaslandığı divandan sırtını çekti ve Fırat'a doğru yaklaştı:
"Kadın kaldıramadı artık! Olaylar böyle üst üste gelince ve birden Hamza'nın böyle konuşması, pek doğru olmadı aslında.", dedi.
Kendal ağa öksüre öksüre odasından çıktı. Başı dolanıyordu. Banyoya gitti.
Dicle:
"Babanın nesi var? Bu bir kaç gündür çok kötü öksüri!", dedi. Fırat:
"Bilmim ki? Doktora da gidelim diyim yok diyi. Ciğerlerini mi üşüttü acaba?", dedi. Dicle:
"Olabilir!", dedi.
Dicle sonra telefonunu yanında olmadığını görünce odasına almaya gitti.
O sırada Elzem konağa geldi. Fırat hesap sorarcasına:
"Neredesin sen? Arik arik telefonuna niye cevap vermisin sen?", dedi.
Elzem:
"Sana hesap vermek zorunda mıyım?", diye sordu. Fırat:
"Evet zorundasın.", dedi.
"Hangi sıfatla?", diye sordu. Fırat sessiz kaldı. Elzem konuşmasına devam etti:
"Sen benim kocam mısın ki bana hesap sorisin? O köprülerin altından çok su aktı Fırat! Geçti artık!", dedi. Fırat sinirle:
"Ne zırvalisin sen?", diye sordu. Elzem:
"Yakında ben senin resmi nikahlı karın olacam!", dedi.
Fırat gözlerini açtı. O sırada Dicle kapının önüne çıktı. Onların konuşmalarını dinledi.
Fırat:
"Nasıl olacakmış o iş?", diye sordu. Elzem:
"Hamileyim!", dedi.

Sizce neler olacak?

Dicle ile Fırat'ın arası sizce bozulacak mı?

Elzem'in yeni planı bu muydu yoksa başka bir planı daha mı var?

Düşüncelerinizi yorumlarda belirtirseniz sevinirim. Oyları da ihmal etmeyin. Kendinize çok iyi bakın! 🙏🤗😊

DİCLE VE FIRAT #WATTY2020 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin