Esrarengiz kasaba devam etseydi 2 (Bitti)

12.Sezon 5.Bölüm(Ev)

Bevie: Karamsarlık... çocukluk anıları... 3 numaralı kart geçmişini özetler. Söylesene sen küçük bir çocuğa mı aşık oldun gençliğinde?

Bevie iki karta birden bakıyordur.

Summer: Şey... çok aşağılayıcı ama tahminen 17-18 yaşlarımdayken 11 yaşında bir kız çocuğundan çok etkileniyordum ve sanırım hala da durum aynı.

Bevie: Peki o kız'ın ismi J harfi ile mi başlıyor?

Summer: İki karta bakarak bunu bilemezsin?

Bevie: Karta bakmıyorum çehrende yazıyor.

Bevie, Ellerini Summer'ın alnında gezdirir. Ardından elini tutup bakar.

Bevie: Aşka dair bütün duyguların kararmış senin. İyice Aromantik olmuşsun sen.

Y.N: Aromantik kelimesini lafın gelişi olarak söylemiyor. Aromantik bir romantik yönelim biçimidir ve hiç kimseye romantik yönelim duymayanlara (kısaca aşık olmayanlara) denir.

Summer: Aromantik mi? Bu konuda hiç düşünmemiştim.

Bevie: Aşk duygularını canlandırmanın bir yolu olabilir tabii. Belki de o kız senin kurtuluşundur. Sevgilisi var mı?

Summer: Vardı... ama büyük ihtimalle ölmüş olmalı.

Bevie: Oh bu üzücü ama belki de şu zamanda desteklenmesi gerekir?

Summer: Her şeyimi bırakıp oraya mı gideyim?

Bevie: Tabii bu aşka verdiğin önem ile orantılı. Zaten artık otomatik ağaç kesme robotları var?

Summer: YAPACAĞIM!

Bevie: Harika.

Bevie yerinden kalkıp kapüşonlu pelerinini sırtına geçirip kafasını kapatır ve değneği ile çuvalını alır.

Summer: Ama kalmadın?

Bevie: Aşıklar çabuk buluşsunlar. Eminim ki kalacak başka ev bulurum. Bol şans dostum!

Summer: Teşekkür ederim.

Bevie bu sefer Jonathan ve Akemi'nin evine varır.

Jonathan: Buyrun?

Bevie: Merhaba Sör. Ben dünyayı gezen ingiliz bir gezginim ve gerçek gücü arıyorum! Fakat yolculuğum esnasında mola vermem gerekti. Acaba bu eski kafalı adama verebileceğiniz sıcak bir yatağınız yahut bir tas sıcak çorbanız var mı?

Jonathan: Merak etmeyin kibar beyfendi. Karım şeftir ve leziz yemekler yapar üstelik fazladan bir odamız var.

Bevie: Size minnettarım.

Akemi ve Jonathan ile birlikte oğulları Erick de onu sevecen karşılamıştır. Bevie aile ile akşam yemeğindedir.

Bevie: Ma'am! Çorbanın enfes olduğunu söylemek zorundayım!

Y.N: Ma'am, eski İngilizcede 30 yaşın üzerindeki bayanlara söylenen kibar bir hitap şekli.
Akemi: Sağolun siz ne işle meşgulsünüz?

Bevie: Ben İngiliz bir profesörüm hanım efendi. Gerçeklerin kaynağının doğada, aşkta ve sevgide saklı olduğuna inanıyorum. Aydınlanmak için geziyorum.

Akemi: Ne hoş! Yemeğiniz bittiyse size odanızı göstereyim.

Bevie: Çok harika olur! Bu teknolojiden arınmış, doğal kasabada böyle bir evim olması için neler verirdim!

Akemi: E buralar değerlendi tabii.

Odaya çıkınca Bevie oda ile çok ilgili olmuş gibi davranır.