Şu güne kadar sabırla bekleyen herkese minnettarım. Bu kitaba ilk başladığımda LGS sınavına girecektim bugün ise, finallerime az kalmış durumda inanamıyorum.
Sizi beklettiğini biliyorum ve hala kitaba yorum geldiği için hayretler içerisindeyim. Hep- belki unutulur diye bekledim ama anlaşılan ölmeyecek bir fandom'a hizmet ediyormuşum bu da beni çok gururlandırır. Bilmiyorum? Belki ileride başka hikayeler yazarım? Esrarengiz Kasaba olur mu... Emin değilim. Aklıma esen hikayeleri yazarım o zaman hesabım gerçekten unutulur ama şunu bilmek çok güzel, Esrarengiz Kasaba Devam Etseydi unutulmuyor. (Siz yine de ilerde çocuklarınızdan falan gizleyin bu kitabı)
Bu kitabı defalarca kez silmek için girdim WattPad'a ama her seferinde yeni yorumlar ve oylar gördükçe elim geri çekildi. Tatlı bir anı olarak kalsın bakalım... ama bu hikayenin bir sonu olmayacak. Bu bizim için bir son olsa da karakterler için yeni bir başlangıç olacak. Bölümü okuyunca daha iyi anlayacaksınız.
Hadi Final Bölümüne geçelim?
Yeni bir sabah doğarken Pacifica karışık düşünceleri ile dışarı çıkmıştı. Bir şeyler yanlıştı ve bunu biliyordu ama ne? Taşı ile henüz nasıl bir ilişki kurması gerektiğine alışmasa da derin bir nefes alıp verdi. Ya her şey bitecekti ya da bambaşka bir zaman onları bekliyordu...
Her şekliyle yaşadıklarını gala sindiremiyordu. Özellikle de Mex'in yaptıkları. Hatırlamıyordu ana Pas'dab olayları duymuştu. Şu an ise ciddi bir sorunu vardı. Göğsünde şiddetli bir ağrı hissediyordu. Bir adım gerilerken içinde duran taşını duyar gibi oldu.
"Pacifica"
Ama bu sesin taşa ait olmadığında emindi. Taşının çok yumuşak bir kadın sesi vardı. Neydi bu kadın sesi tıpkı şey gibi geliyordu kulağa;
"AAH! HAHAHAHA!"
Tiz kahkahayı duyan kız korku ile etrafına bakındı. Bill? Ama nerde? Hiçbir yerde göremiyordu onu. Sadece bir kahkaha duyuluyordu. Bu kahkahanın kaynağı gözle görünmüyordu.
Genç kız korku ile etrafına dönerken kalp atışının hızlandığını hissetti. Sanki bir kriz geçirir gibi hissediyordu. Beti-benzi atmıştı bu olay yüzünden. Soluk soluğa göğsünü tutup sırtını duvara dayadı. Bill kendini öldürmeye mi çalışıyordu yoksa? Bir gözünden yaş akarken göğsünü biraz daha sıktı ki sertçe sarsılması ile bir anda gözlerini açıp derin bir nefes aldı. Karşısında gördüğü kişinin sesi onu kendine getirmişti. Omuzlarını destekleyen iki güçlü el tarafından sarsılmıştı.
Stanlee: "HEY EVLAT! EVLAT! Ben haplarımı almayınca böyle oluyor neyin var senin!?"
Stanford: "Kızı sen öldüreceksin böyle sarsarsan Stan. Dipper'ın dünyadaki tek şansını da yok etmemek lazım."
Pacifica: "Ben... kalbim sıkışıyordu... sesler duyuyordum ama sesin kaynağını göremedim şey gibiydi- Bill'ın kahkahası!"
Stanford; "Oh anlıyorum. Biliyorum bu hissi hem de çok iyi, ben de zamanında Bill ile birlikteyken bunu çok yaşıyordum ama merak etme sana hiçbir şey yapamaz."
Pacifica: "Teşekkür ederim Bay Pines ve Bay diğer Pines."
Stanlee: "Ben diğer Pines olmam!"
Onun bu tepkisi ile Pacifica Eli ile ağzını kapatıp gülünce Stanlee gülümsedi ve onun saçlarını okşadı. O sırada diğerleri de uyanmıştı. Kulübeden çıkıp şimdi hepsi Pas'ın diyeceklerini bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esrarengiz kasaba devam etseydi 2 (Bitti)
FanficEsrarengiz kasaba hayranlarının 2. durağına hoş geldiniz! 13 yaş üstünün okumasını öneririm:b ama tabii ki kimse bu yazıyı takmayacak