"Ne yapıyorsun?" diye mırıldandı Oliver, elindeki kahveyi dökmemeye dikkat ederek Sylvia'nın oturduğu koltuğun diğer ucuna otururken.
Sylvia sadece omuz silkip okuluna yazdığı uzun emaile devam etti, Principle Stan, Sylvia ne derse onaylıyordu zaten. Oliver çenesini Sylvia'nın omzuna yaslayıp yazdığı şeyde gözlerini gezdirdi."Neden gezi tarihlerini değiştirsin istiyorsun ki? Özel bir sergi mi var yoksa?"
Oliver, 24 yaşında ve Sylvia'nın tanıdığı en tatlı insandı. Biraz şansız bir aşk hayatı ve arabasıyla yaşadığı sık problemleri saymazsak, yanında bulunmaktan son derece mutluluk duyacağınız biriydi.
Sylvia, liseye başladığında acilen bir eve çıkmak istemişti ve o sırada Oliver maddi problemler yaşıyordu.
Eğer şimdi geriye dönüp baksaydı, Oliver iyi ki o problemleri yaşadım diye düşünürdü."Sergideki şapşal çocuk Midtown Sciene'a gidiyor, onların gezisiyle aynı zamana getirmeye çalışıyorum."
Oliver'a dönüp göz kırptığında, Oliver neredeyse ağzındaki kahveyi püskürtecekti. Pekâlâ, Sylvia sürekli birilerine kısa süreliğine aşık oluyor, onlarsız yaşayamayacağını düşünüp birkaç gün sonra çocuklardan kurtulmak elinden gelen her şeyi yapıyordu. Yoğun, hızlı bir aşk hayatı vardı. Gerçi hiç onu bu kadar ciddi görmemişti, genelde çocuklara bilerek denk gelirdi, çılgın fikirleri ve yorumlarıyla onu etkilerdi. Ama hiçbir zaman koskoca bir sanat okulunun gezi tarihlerini değiştirmesi için iki sayfalık bir metin yazacak kadar ciddileşmemişti.
"Ben de gelmek istiyorum şimdi o geziye."
Oliver iç geçirerek mırıldandı, bazen Sylvia'nın yaşıtı olmadığı için üzülüyordu. Bazı insanlar hayat değiştirirdi ve Sylvia onlardan biriydi."Ah Ollie boy, neden gelmiyorsun?"
Oliver omuz silkti, iş vardı. Sylvia'nın birçok arkadaşının olduğu gibi o da, ondan uzundu. Sylvia'nın onun boynuna sarılması için parmak ucuna çıkması, yan yana otururlarken saçlarına dokunmak için biraz uzanması gerekiyordu.
Birkaç dakika arkadaşına sevgi gösterip onun gülümsemesini sağladıktan sonra emaile geri döndü, Mr Stan'a güvenebilirdi ama yine de işini sağlama almaktan zarar gelmezdi.
"Bitti."
Kollarını havaya kaldırıp esnedi, yazı yazmak pek onun tarzı değildi. Dikkat dağınıklığı ona bu konuda pek yardımcı olmuyor, sinestezisi onu her kelimede başka bir evrene götürüyordu.
Kitap okumayı severdi ama kitabın yarısında durup kendi düşüncelerine daldığını, aklında okuduğuna devam olarak üç kitaplık seri yazmış olduğunu farkedip hevesi kaçardı.
Zeki bir kızdı, sanat okulunun en iyisi olmasının yanı sıra aynı zamanda dışarıdan birçok bilim dersi alıyordu. Geleceği parlaktı ama onun pek bir planı olduğu söylenemezdi. Çalışmamayı seviyordu, hayatının her dakikasını kafasına göre yaşamayı.Yeşil, bazen mavi gibi gözüken gözlerini kalbi kırık arkadaşına çevirdi. Oliver, onun kafasını şişirmemek için geçirdiği bir başka kötü tinder randevusundan bahsetmemişti ama Sylvia biliyordu.
Sylvia hep bilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rainbow Museum • Peter Parker
Fanfiction"Sylvia Williams, Özel Meyers Güzel Sanatlar Okulu, Onur öğrencisi." Kızın uzattığı ele birkaç saniye baktı, eğer ne kadar uzun süre donup kaldığını Peter'a sorsaydınız birkaç saat diye cevaplardı. Oysa, sadece uzun birkaç saniye sonrasında titreye...