Jimin, Taehyung'un son yazdığı cümleyi okuduğunda her şeyin gerçekten de bittiğini o an idrak etmişti. Uzandığı yerden aniden doğrulmuş ve o cümleyi tekrar tekrar okumuştu defalarca.
Yoongi, onu çok seviyordu ve Jimin bunu her daim iliklerine kadar hissetmişti. Hala sevdiğinden adı kadar emindi ama biliyordu ki Min Yoongi, onun tanıdığı en gururlu insandı.
Odasının her bir köşesini adımlıyordu çaresizce. Eli ile yüzünü sıvazlayıp, bir o tarafa bir bu tarafa yürüyordu. Kabullenmek çok zordu. Bu kadarını beklememişti çünkü. Birkaç saat bile ayrı kalamayan sevgilisinin birkaç hafta sonra dayanamayıp döneceğini zannetmişti hep.
"Ben yaşayamam." diyordu telefonu elinde sıkı sıkı tutarken. Sürekli bu iki kelimeyi tekrar ediyordu. O sırada kardeşi aniden odanın kapısını açıp içeri girmişti.
"Jungkook nolur git konuş onunla yalvarırım." Jimin, çaresizce kardeşinin ayaklarına kapanıp hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı.
"Arasana." Jungkook abisinin haline baktıkça gözleri doluyordu fakat onu teselli etmeliydi. Ellerini saçları arasında gezdirdi usul usul. "Ara." dedi. Onun da sesi titriyordu. "Açmazsa ben gideceğim hyung söz."
Jimin, elinin tersi ile göz yaşlarını silip, bilinçsizce avucunda sıktığı telefonunun tuş kilidini açtı. Telefonun ekranına damlayan göz yaşlarını görmezden gelip, rehberde onun ismini gördüğünde kalbi üzerinde sanki görünmez bir ağırlık hissetmişti. İçi hiç rahat değildi.
Daha fazla beklemeden aramak için ekrandaki isime dokundu. 자기야 [ jagiya ]
"Aradığınız numara kullanılmamaktadır."
Jimin, kadının cümlesi daha tamamlanmadan elindeki son model telefonu tüm gücüyle karşısındaki duvara fırlatıp, parçalara ayırmış, duvardan da bir miktar sıva dökülmesine neden olmuştu. Tatmin olmamış ve yatağının hemen yanındaki beyzbol sopasını alıp etrafta gözüne ilişen ne varsa her şeye vurup, kırıp dökmüştü.
"Beni bırakıp hiçbir yere gidemezsin!" Jimin, içinden adeta bir aslan çıkmış gibi kükrüyordu.
Jungkook abisini ilk defa böyle görüyordu. Korkudan yatağa çivilenmiş gibiydi. Öyle ki hareket dahi etmiyor sadece ellerini başına siper etmişti.
Jimin, kıracak bir şey kalmadığında sopayı yere fırlatıp kardeşine döndü. İşaret parmağını tehditkar bir biçimde sallayarak konuştu.
"Taehyung'u ara!" diye bağırdı. "Evde değilse bir şekilde çağırsın yoksa gittiğimde o Yoongi şerefsizi evde olmazsa o evi yakarım!"
••
Jimin'e yükselmeyen de ne bileyim ...
