"Bak iyi dinle,en ufak bir hata yaparsan seni öldürürüm Rosé"
"Of tamam be"
"Ben herşeyi ayarladım,tek yapman gereke-"
"Anladım diyorum,salak falan mı sanıyorsun sen beni!"
"Aman be sen de ne kadar agrasif çıkt-hiii geliyor hadi hadi yerine geç"
Rosé koşarak okulun koridorunda ilerledi. Olaylar tam istediği gibi gelişiyordu. Herşey planlanmıştı. İşte Bay Kim geliyordu. Rosé koşar adımlarla ilerken Bay Kim'in de bir farkı yoktu.
Yalnızca Bay Kim gözlerini telefonundan ayırmıyordu o kadar. Çok geçmeden Jennie'in planladığı şey kolayca oluvermişti. Rosé ile dudakları buluşmuş gözleri şok ile açılmıştı.
"Ah ben...üzgünüm Bay Kim"
"Önüne baksan iyi edersin,şimdi şu olanı o küçük beyninden sil ve hiçbirşey olmamış gibi işine bak"
"Pek-"
Bay Kim,Rosé'yi bekleden arkasını dönüp giderken Rosé sinirle söylendi.
"Aish cidden!"
Jennie yanına koşarak gelirken kaşlarını öyle çarmıştı ki neredeyse birbirine değeceklerdi. İstediği şeyi almak üzere elini uzattı.
Jennie arka cebindeki kağıdı çıkardı ve Rosé'nin avucuna sertçe bastırarak işaret parmağını salladı.
"Benden almadın tamam mı? Eğer senin yüzü-"
"Tamam be bin kere söylemene gerek yok"
Elindeki kağıda sevinçten çıldırır iken iyice baktı ve hemen telefonunu açarak whatsap'a girdi. Numarayı kaydettikten sonra gülümseyerek boş koridorda ilerledi.
Jennie ise tehdit edilmeye en uygun olan fotoğrafı seçti. Bu fotoğrafta Bay Kim'in gözleri kapalıydı. Tıpkı Rosé'yi bilerek öpüyormuş gibi duruyordu. Jennie sırıtarak telefonu arka cebine koydu ve kantine doğru yürümeye başladı.
Bay Kim ise koşar adımlarla arabasının yanına varmıştı bu sıra. Arabasını kaldıran arabanın camına birkaç defa vurdu.
"Hey! Bunu yapamazsınız"
Cam yavaş yavaş açılırken sürücü koltuğunda oturan adam pek umursamayan tavrını takınarak yalandan mahcup hallere büründü.
"Üzgünüm bayım,benim yapabileceğim hiçbirşey yok malesef"
"Arabamı öylece çekmeyebilirsin mesela"
"Zorluk çıkarmayın lütfen"
Adam küstahça camı kapatırken Bay Kim geriye doğru birkaç adım atarak saçlarının arasına iki elini daldırarak sertçe çekti.
"Tanrım,cidden!"
Bildirim sesine sevinerek telefonunu açtı. Polisin aradığını sanarken ekrandaki 'bilinmeyen' yazısı onu sinirlendirmişti.
Bilinmeyen: arabanın çekilmesine üzüldüm
Mesaja bakarak gözlerini devirdi.
Bilinmeyen: gerçekten
Bilinmeyen: bu arada senden birşey isteyeceğim
Jongin: defol velet!
Bilinmeyen: bakalım bu fikrini değiştirebilecek mi
Bilinmeyen: ~fotoğraf~
Jongin: Sen! Ah her neyse merak etmiyorum her halttan haberdarsın zaten
Jongin: -_-
Jongin: SÖYLE
Bilinmeyen: güzel:)
Bilinmeyen: bunu iltifat olarak alıyorum;)
Bilinmeyen: senin sınıfında bir kız var
Jongin: benim sınıfımda bir sürü kız var
Bilinmeyen:-,-
Bilinmeyen: sınıfından bir kız bu gün yanına gelecek ve bir soru soracak eğer onu bu akşam beraber romantik bir akşam yemeği yemeye ikna edebilirsen fotoğraf silinmiş bil
Jongin: sana nasıl güvenilirim
Bilinmeyen: güvenemezsin
Bilinmeyen: güvenmek zorundasın
Jongin: elime geçersen sana ne yapacağımı biliyorsun değil mi?
Bilinmeyen: biliyorum,ama şansa bak ki öyle birşey asla olmayacak Jong
Bilinmeyen: hadi sana kolay gelsin
Bay Kim göz kapaklarını sinirle birbirine bastırdı. Burnundan soluyarak dersi olan sınıfa doğru yürümeye başladı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hadsiz❃Jenkai
FanfictionMatematik öğretmeni Bay Kim bir hadsize haddini bildirmek ister,ancak bu tatlı ama hadsiz kızımız,Bay Kim'den daha dişlidir. ↪KÜFÜR İÇERİR↩