Lütfen medya ile okuyunuz!
Bayağı uzun bir süre benden af diledin. Hatta bir ara seni affetmeyi bile düşündüm. Ne diyebilirim ki kendini acındırmayı çok iyi biliyor,insanın suçu bir anda kendisinde aramasına sebep oluyordun.
Defne o günden sonra bana daha da arka çıkmaya başladı. Sen bana sil baştan başlayabileceğimizi söyleyip aklımı çelmek üzereyken Defne benden numaranı istedi.
Numaranı bir şartla verdim Defne'ye. Sana asla ağır birşey söylemeyecek küfür etmeyecekti. Defne ile bu koştuğum şart yüzünden biraz tartıştık. Hala seni önemsemem Defne'yi bayağı bir sinirlendirmişti.
Bana yaşattığın onca şeyden sonra sana fotoğrafımı attığımı duyunca bana küsmüştü. Hiçbir şekilde Defne konuşamıyordum. Çünkü konuşsam bile kulaklıklarını takıyor beni görmezden geliyordu.
Çok ağladım,artık bana destek olan kimse yoktu yanımda. Dört beş yakın arkadaşım vardı,ama onların beni üzgün yıkık bir şekilde görmesini istemediğinden yine de mutluymuş gibi davranıyordum. Sanki kalbim paramparça değilmiş gibi hayatıma devam etmeye çalışıyordum.
Evde binbir türlü intihar girişimleri gerçekleşirken okulda sanki bunların hiçbiri olmamış gibi gülerek şakalar yapıyordum. Yemek yemeyince sürekli bir sorguya çekiliyordum. Defne'den sonra tek yanımda olanlar Defne kadar iyi tanımıyordu beni.
Mesela eğer seninle öğle arası telefonda konuşursam çok geçmeden fenalaşacağımı,nefes almakta zorlanacağımı bilmiyorlardı. Çünkü beni hiç kimse kötüyken görmemişti. Ben bizim arkadaş grubumuzda hep neşe saçan şakalar yapan o tatlı kız konumundaydım. Aslında bütün o acılarını içine gömen kız...
Seninle öğlen konuştuğumuz zaman bana öyle birşey demiştin ki sinirle bağırmıştım. Bana hep attığın o yalanı yine yedirmeye çalışıyordun. Ama artık eski Esma yoktu karşında. O saf salak Esma'yı kendi ellerimle öldürmüştüm. Belki de öldürememiş içime gömmüştüm.
'Ne zaman geleceksin ...! Ne zaman' diye bağırdığımda dişlerini sıkarak bana şöyle demiştin ' sesini yükseltme'. Demek gururuna bu kadar önem veriyordun.
Bu ikazın ile senin ne kadar adi bir herif olduğunu çok daha iyi anlamıştım. Telefonu kapattığımda(bir yarım saat sonra) derse girmiştim arkadaşlarımla. Ve arkadaşlarım bu telefon konuşmasında beni öylece izlemişlerdi.
Defne olsa elimden telefonu alır ağzına ne geliyorsa sayardı. Mesajlaşırken de seni Defne hakkında azıcık bilgilendirmiştim. O...o çok çabuk sinirlenir ve ağzı bozuktur. Eğer haddini aşarsan(ki aşmıştın)gözlerini yumar ağzını açardı.
Onun hakkında ne düşündüğün asla umrunda olmazdı,ama benim yine de umrumdaydı işte. Derste kitap okurken dakikalar geçtikçe kıyafetlerim beni boğuyormuş gibiydi.
Sakinleşmeye çalıştım ve bir damla dahi göz yaşı dönmemek için kendi içimde didindim. Ama göz yaşlarımı tutmak yaptığım en büyük hata olmuştu bi anda. Çünkü dayanma raddemin dolduğunu yeni yeni fark ediyordum.
T-shirtümü çekiştirirken yanımda oturan yakın arkadaşım benim nefes anlamadığımı fark etmişti. O an keşke fark edilmeseydim de oracıkta geberip gitseydim diye düşünmüştüm.
Çok değil birkaç saniye sonra artık duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Sınıf öyle sessiz ve nefes alışverişlerim öyle hızlıydı ki bütün sınıf bir anda bana dönmüştü.
Hoca bana suyu uzattığında suyu iterek koşmaya çalıştım. O an tek ihtiyacım apaçık bir alandı. Dediğim gibi yalnızca koşmaya çalışmıştım. Ancak yere düşüp kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hadsiz❃Jenkai
FanfictionMatematik öğretmeni Bay Kim bir hadsize haddini bildirmek ister,ancak bu tatlı ama hadsiz kızımız,Bay Kim'den daha dişlidir. ↪KÜFÜR İÇERİR↩