5🐰

39 5 0
                                    

Medyaya düştüm sizde düşün aq
kdmfkf.
Acaba size bir sürprizim olabilir mi? 😏
Okuyup öğrenelim!
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabah aşağıdan gelen gürültü ile gözümü açtım. Tanrım, bir gün de olsa normal uyansam keşke. Yataktan kalkarken odanın soğuk olması ile dik bir konumda durdum. Şimdi bu oda niye soğuk ki, derken kafamı pencereye çevirdim. Açık kalmış. Dün akşam o olaylardan sonra açık bırakmış olmalıyım herhalde, kapatayım da götüm daha fazla donmasın. Ufff ya ben hangi akla hizmet gene bu şortlu takımı giydim acaba, çok soğuk dondum. Pencereyi kapatmak için ayağa kalktım, gözümü ovuşturup aynı zamanda esnedim. Ne var? Yeni kalktım ben, acaba aşağıdan neden o kadar ses geliyordu. Gerçi abim evdeyse çok normal. Pencereye doğru gidip gözlerim yarı kapalı kapatmaya çalıştım, ama kapanmıyor bu pencere. Arasına bir şey mi sıkıştı diye bakayım dedim gözüm karşı balkona takıldı. Ne gördüğümü söyleyeyim, direk bey gene elinde kahve balkonda oturmuş bana bakıyor. Hayır bu adam niye bana bakıyor, bide sırıtıp dudaklarına dokunuyor ikide bir. Kaşlarımı çatarak pencereyi kapatmış üstüne bide perdeyi çekmiştim. Oh olsun. Sapık mı ne. Sürekli evi dikizliyor. Neyse ben aşağı ineyim en iyisi, yoksa abimle baş edecek kimse olmayacak. Şimdi diyorsunuz sen tek değilmiydin sadece jimin vardı hani bu abi nerden çıktı. Şöyleki biz aynı annenin ama farklı babaların çocuklarıyız. Bu yüzden soyadlarımız bile farklı, gerçi geriye bir tek biz ikimiz kaldık ama olsun. Onu çok seviyorum, benden yaşça büyük olmasına, deli bir dahi olmasına rağmen tam bir aptal. Evet dahi ama deli, o ince çizgide dolanıp duruyor sürekli. Ben size bunları anlatırken aynı zamanda işimi halletmiş aşağı iniyorum. Ah biliyorum çok marifetliyim beni alan yaşadı valla,diyordum ki iç sesim sen evde kaldın ama diyerek beni mort etti. Hayır yani sen benim iç sesimsin beni övmen pohpohlaman gerek, ama sen bana sövüyorsun resmen bazen ayrı bir birey olduğunu düşünmüyor değilim. Aşağı indim ama inmez olaydım, bu manzara da ne böyle. Tamam bir salon  bu kadar toplu olmamalı dimi, sonuçta evde iki bekar olmak üzre dört erkek var şuan buranın ahırdan farksız olması gerekiyor. Şaşkın ve düşünceli bir şekilde mutfağa girdim ve gürültünün sebebini anlamış oldum. Pekala bu beklediğim bir manzara değil, gerçekten. Evde kim Namjoon gibi ayaklı bir felaket var, nasıl olur bu ya. Mutfak tertemiz, abim ve jimin mutfak masasında oturmuş annesinden yemek bekleyen çoçuklar gibi ellerinde çatal kaşık bizim damada yani seokjin hyunga bakıyorlar. Mutfağa girdiğimi gören jimin hemen eliyle beni çağırmış masayı görmemi sağlamıştı. AMAN TANRIM. BU MASA MI? Eğer bu kahvaltıysa jiminin hazırladığı ney o zaman? Şimdi anlaşıldı gürültünün, temizliğin ve bu heyecanın sebebi. Abim sonunda kedi olalı bir fare tutmayı başardı ha. Turnayı gözünden vurmuş resmen. Seokjin hyung beni farkedip" jungkook uyandın mı? Hadi gel otur, kahvaltı hazır." dedi. Bende" tamam hyung" diyerek kafamı sallamış ve masaya geçmiştim. Biraz abime sataşmanın zararı olmaz dimi. Jiminin bacağına alttan bir tane vurmuş, sinsice gülerek abimi işaret ettim. O da benim gibi sırıtmış, mesajı anladığı belirterek ilk o başlamıştı" Namjoon hyung, sofrayı görünce eski anılarımız aklıma geldi. En son böyle bir masayı bize eski sevgilin hazırlamıştı. Sende hep en yetenekli en yakışıklı insanlarla çıkıyor, resmen turnayı gözünden vuruyorsun ha. Varmıbir taktiğini? Bize de anlat." demişti. TANRIM. kendimi gülmemek için zor tutuyordum, dudaklarımı birbirine bastırmış ve sanki birazdan anıracak olan ben değilmiş gibi" evet abi ya. Bak evde kaldık. Kimse bize bakmıyor, sen bu işlerde neredeyse usta oldun sayılır, kardeşlerine azıcık taktik versene. " dedim ve ona baktım. O da seokjin hyunga bakmış ve hemen sonra bize dönerek gözlerini tehditkar bir şekilde kısmıştı. Seokjin hyung" Neden cevap vermiyorsun Namjoon. Yoksa sakladığın bir şey mi var? Gerçi bir şeyler saklamayı beceremiyorsun ama olsun. Bak çoçuklar bir şey sordu cevap versene! "demiş ve onu köşeye sıkıştırmamızda bize yardım etmişti. Şimdi taktik verse seokjin hyung ona demek bunları verecek kadar profesyonel bir playboysun diyerek trip atacak, vermezse neden çoçuklar taktik vermiyorsun yoksa verilmeyecek kadar kötüler mi diyerek yine trip atacak, yani her türlü trip yiyecekti. Tabii bizede izlemesi ve sürünmesine gülmek düşecek. Jimin, seokjin hyung ve ben masa altından ayaklarımızı tokuşturmuş ve üçümüz birlikte ona dönmüştük. Şimdi çalıştır bakalım o yüksek AQ nu. Tam ağzını açacağı sırada kapı çaldı. Bu kim be, eğlencenin içine etti resmen ya. Biz üçümüz birbirimize üzgün, abim ise kurtulmanın verdiği sevinç ile bakmıştı. "Ben bakarım" diyip sofradan kalktım. Bu sefer kim geldi acaba? Kapıyı açtım ama kapıdaki kişiyide tanımıyorum ki ben. Bu kim ki acaba? Bu seferde Jimin için mi geldi? Ona soru dolu gözlerle bakarken o " şey burası jeon jungkook'un evi mi?" demiş beni şaşırtmıştı. "Evet. Benim. Siz kimsiniz acaba? Beni neden soruyorsunuz?" diyerek cevap vermesini bekledim. Ne var tanımadığım birini eve almam ben ya katilse. Tam cevap verecekti ki abim yanıma gelmiş"kim geldi Jungkook" demiş ama kapıya bakınca "Hoseok!" diye bağırıp adamı kolundan tuttuğu gibi eve sokmuş kapıyı da kapatmıştı. Mal mal ona bakarak bu adamı nerden tanıdığını düşünmeye başlamıştım. " Abii! Sen bu adamı nerden tanıyorsun ki? Bir işe mi bulaştın yoksa? Ne? Ben bu bakışı biliyorum! Bir bok yedim ama sana nasıl açıklayacam bilmiyorum bakışı bu! Çabuk anlat! Ne oldu!?" demiştim. O da bana bakmış ve kafasıyla salonu işaret ederken "Seokjin hayatım. Salona gel misafirimiz var. Jimin sende gel sanırım konuşmamız gereken şeyler var." diyerek mutfakta oturan Jimin ve seokjin hyungu çağırmıştı. Ben salona onlardan sonra girmiş Jiminin kolunu tutarak onların karşısına oturarak tek kaşımı kaldırmış bir şekilde konuşmalarını bekliyordum. Ama sadece birbirleri ile bakışıyorlardı. Dikkatleri çekmek için jimini dürtmüş "öghmm. Abi. Açıklama? Cevaplar?" diyerek arkama yaslanarak kollarımı göğsümde birleştirmiştim. Jiminde arkasına yaslanmış artık ne bok olursa olsun modunda onlara bakmıştı. Sonunda bakışmayı bırakıp bize dönmüşlerdi. Şükür yani. Bir an için beyinlerinin içinden anlaşıyorlar zannettim. Ne var? Vampirlerin olduğu bir dünyada her şey olabilir. Bol bakışmalı bir 5 dakikadan sonra sonunda abim ağzını açtı" Şimdi nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum. Nasıl anlatayım ben size bunları. Of." diyerek arkasına yaslanıp sıkıntılı bir şekilde alnını ovmuştu. Neler oluyor acaba? Jimin ile birbirimize bakmış sonrada onlara dönmüştük. Tam tekrar soru soracağım zaman adının hoseok olduğunu öğrendiğim adam konuşmuş" aslında Namjoon istersen ben anlatabilirim. Yani seni damat olarak kabul ettik ama ailenin hiçbir şeyden haberi olmaması kötü olur. Değil mi hyung?" diyerek seokjin hyunga bakmıştı. Noluypr ya. Damat olarak kabul etmek mi? Kimler kabul etmiş? Nasıl kabul etmiş? Ne bilmemiz gerek? Abim bu kadar yakışıklı bir adamı nasıl tavladı? Ve en önemlisi neler olduda abim bu kadar endişeli? Seokjin hyungun konuşması ile düşüncelerime ara verdim" hoseok haklı hayatım. Onların bilmemesi onlar için kötü olur. Sen anlatamayacaksan bırak hoseok anlatsın istersen. Hım? " dedi ve abimin elini tuttu, destek verircesine. Jiminde tekrar birbirimize bakmıştık, onlar kendi aralarında kim anlatacak diye tartışırken, telefonlarımıza sarılıp mesaj yazmaya başladık.

 My Precious(Taekook) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin