Ahhh ilk kitabımmm.
Çok heyecanlıyım umarım beğenirsiniz. 😋
_______________________________-- Jİ-Jiminnn. Jimin iyi misin? Ses ver lütfenn. Be-ben.
Neler oluyor böyle. Jimin neden yerde kanlar içinde yatıyor. Nolmuş olabilir hiç bir fikrim yok ama bir an önce buradan çıkmamız lazım. Onu hastaneye götürmeliyim. Evet. Evet. Hastane. Hemen ambulansı arayıp jimini hastaneye götürmüştüm. Ama o ara sokaktan çıkmadan önce gözüme çarpan karaltı hiç iyi şeylerin habercisi değildi. İlk başta göz yanılmadım demiştim çünkü hayatımdaki en değerli kişi için o kadar endişelenmiş ve korkmuştum ki napacağımı bilememişim. Ama şimdi hastanenin bu soğuk ve ıssız koridorunda aniden aklıma gelmişti. Şuan içeride ve hiçbirşeyden habersiz yatan dostumun durumunu öğrenmem gerekiyor önce ondan sonra beni o ara sokağa doğru yönlendiren iç sesime sonsuz teşekkürlerimi sunup biraz götünü havalandırabilirim. Ben kendi iç karmaşamda boğulurken kapı açılmış ve doktor çıkmıştı. Hemen yanına koştum.
--Ar-arkadaşım nasıl doktor bey. Ona bir şey olmadı dimi. Yaşayacak öyle değil mi?.
İlk başta kekelemem sonucu sesimi düzeltmek için boğazımı temizleyip konuşmaya devam etmiştim. Ve gözlerimi kocaman açarak vereceği cevabı bekliyordum. En sonunda cevap verdi.
--Evet, merak etmeyin. Arkadaşınız gayet iyi sadece boynunda ufak bir yaralanma olmuş. Ama şuanlık durumu iyi. İsterseniz görebilirsiniz. Geçmiş olsun.
Doktorun konuşmasından sonra çok rahatlamıştım. Hatta o kadar ağlamama rağmen şimdide mutluluktan ağlıyordum. Çünkü o benim hayatımda sahip olduğum tek dostum. Onu kaybetmeyi göze alamam. Hem ailem hem dostum o benim. İyileşmesi için herşeyi yapardım ki bana gerek kalmadan her zamanki gibi kendisi halletti. Ahahahahha. Neyse komik değil jungkook kendine gel ve git arkadaşını gör. Evet. En iyisi bunu yapayım. Kendi kendime karar verdiğime göre ve bir deli olduğumu Kanıtladığıma göre gidebilirim. Odaya yavaşca girip kapıyı da aynı yavaşlıkla kapattıktan sonra yatakta masum masum yatan arkadaşımın yanına gidip yatağın yanındaki sandalyeye oturdum. Yüzüne baktığım zaman kireç gibi beyaz olduğunu gördüm sanki kanı çekilmiş gibi duruyordu. Tanrım sen aklıma mukayyet ol eğer uyanıpta yüzünü bu halde görürse yandım demektir. Sadece beyazlamamış aynı zamanda dudağının sağ üst tarafında bir yara, gözünün etrafı da mosmor olmuş. Napacam ben. Görmemeli. Görürse çok fena siker. Hem beni hemde bunu yapanı. Neyse uyansında ben kendimi bir şekilde kurtarırım. Ben kendi kendime konuşmaya dalmışken jiminin hafifçe kıpırdayıp inlemesi sonucu kendime gelerek hemen ayağa kalktım. Ve yatağın yanındaki masadan bir bardak su doldurup içmesini sağladım. Suyu içtikten sonra bardağı kenara bıraktım ve kendine gelmesini bekledim. Gözlerini açıp önce bulunduğu yeri sonrada yanı başındaki beni gördü. Beni görünce kaşları çatılmış ve agzını açmıştı. Konuşacağını anlayıp o konuşmadan sorularımı sıralamaya başladım.
--Jimin senin orda o ara sokakta ne işin vardı? Nasıl bu hale geldin? Kim yaptı gördün mü? İyi misin? Bir yerin ağrıyor mu? Doktor çağ-
--kooki. Sakin ol lütfen. Nefes almayı unutma şapşal. Ben iyiyim ve hayır kook kimin yaptığını nasıl yaptığını veya neden yaptığını bilmiyorum. Ve çoook yorgunum izin ver biraz dinleneyim eve gidince anlatırım ha. Olur mu?.. Jimin böyle söyleyince fark ettim. Onu fazla zorlamamalıyım. Eve gidince anlatır zaten dimi. Evet bence de.
--jiminıeeeee. Senin için çok endişelendim. Olur sen istersinde olmaz mı? Ben doktora haber vereyim de bir an önce evimize gidelim~
Jimini bırakıp doktorla konuşmak için odadan çıktım. Koridorda yürürken sanki bitir beni izliyormuş gibi hissettim ve etrafıma bakındım ama kimseyi göremedim. Ahhh. Gizem ve gerilim filmlerini izlemeyi bırakmam lazım. İyice paranoyak oldum. Doktorla konuşup bir an önce bu hastaneden çıkıp sıcak evimize gitmek istiyorum. Eminim kiminde ister. Hem onu odada tek başına bıraktığım için kötü hissediyorum. Çabucak konuşup da gideyim en iyisi. Ben bunları düşünürken doktor odasının önüne gelmiştim bile. Kapıyı çalıp gel komutunu aldıktan sonra odaya girip kapıyı ardımdan kapattım. Dortor masasında oturmuş benim de oturmam için masanın önündeki sandalyeleri işaret etti. Gidip oturdum ve konuşmak için ağzımı açtım fakat benden önce davrandı
--Bay jeon sanırım arkadaşınız için geldiniz?
--evet doktor bey. Rica etsem ne zaman hastaneden çıkabiliriz?
--ah. İstediğiniz zaman çıkış işlemlerini halledip çıkabilirsiniz. Sadece ufak bir baygınlık geçirmiş.
--ah. Teşekkür ederim doktor bey. İyi günler.
--Rica ederim. İyi günler.
Doktorun odasından çıktıktan sonra jimine haber vermeden önce çıkış işlemlerini yaptım ve odasına doğru yürümeye başladım. Odanın önüne gelince kapıyı açıp girerken belki biraz yüksek sesle seslenmiş olabilirim
JİMİNNNNN. HADİ GİDELİMMMM
ama önemli olan bu değil. Önemli olan jiminin yatağından sıçrayıp bana küfrederek yastığını fırlatmadı olmuştu
--KOOOKK. SİKEYİM.
Hayır yanıne var bağırdıysam. Onun bu lafına sadece kahkaha atıp omuz silkmekle yetindim. Ondan sonra da zaten benim Jimini giydirmem hastaneden çıkarırken mızmızlanmalarını ve küfürlerini dinleyip eve gitmemizle sonuçlandı. Eve gider gitmez onu Odasına bırakmıştım dinlenmesi için. Neler anlatacağı çok merak ediyordum ama sağlığı benim için her şeyden önemliydi. Konuşmayı sonrada yapabilirdik. Jimşn odasında dinlenirken bende bu sabahı düşünüyordum. Nasıl bu hale geldiğimizi........
___Aynı günün sabah saatleri_____
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Precious(Taekook)
FanficHer zamanki gibi evden okula okuldan eve giden ben, önünden geçtiğim bir sokaktan duyduğum seslerle ve lanet iç sesiminde katkılarıyla şuan bu durumda bulunuyorum ve işin içinden nasıl çıkacağımı ahhh inanın ki bilmiyorum...... ben az önce....... İ...