Esmerda'nın sırrı

65 12 10
                                    

Üzerime doğru gelen parlak sarı imge ile korkarak geriye doğru ilerledim.Pek yararı yoktu ama küçük şeylerden vakit kazanmaya çalışıyordum. Esmerda'nın parlak kahve gözleri o imgeye doğru ilerlemem için yalvarırken daha fazla karşı koyamayacağımı anladım.

Havada son hızla bana gelen parlak imgeye baktım ve bana ulaşmasına izin verdim.

Sarı parlaklık beni de içine almıştı,içime dolan güç ile gözlerimi açtım. Korkmuyordum. Aksine oldukça mutluydum ki bu mutluluk hissetmem gereken şeyin tam tersiydi. Daha sonrasında bedenimi de sarı ışık kaplamaya başladı ve sarı ışık beni içine almadan önceki kıyafetlerimle alakası olmayan kıyafetlerle yere indim.

Ben henüz ne zaman havalandığımı düşünürken yaratığın beni itmesi ile duvara yapıştım. Sırtım acıyordu ama çok da umrumda değildi. Bu canavarın iri bir cüssesi vardı. Sırtını boylu boyunca kaplayan küçük kayalar ve yeşil derisi ile onu neye benzetebileceğime dair bir fikir bulamadım. Ama illa bir benzetme isterseniz Hulk' un bir kayadan çocuğu olduğunu düşünebilirsiniz.

Kafamı yerde bitkince yatan Esmerdaya çevirdim elleri ve bedeni yerdeydi. Bedeni yan duruyordu ve uçuşan saçları yüzünü kapatıyordu. Sahi rüzgar nereden esiyordu ki?

Esmerda bana sürekli olarak " Sihir boyutuna ulaştın ben dönüşemeyecek kadar güçsüzüm ama sen savaşıp onu def etmelisin!" şeklinde bağırıyordu ve kesinlikle söylemeliyim ki o böyle bağırırken düşünebilmek oldukça zordu. Yeşil goril ise bir süre sonra  evde bir şeyler aradığından dolayı dikkatini bana verememişti. Sırtımda hissettiğim ağırlık ile sırtıma baktım. Kanatlarım vardı! Siktir.Siktir. Siktir. Yüzbinlerce kere siktir.

Pekala şimdi bir düşünelim..bir anda bana gelen aptal sarı parlaklık ile aptal manyak kıyafetleri olan manyak bir kıza dönüşmüştüm evimde bir yeşil aptal bir goril vardı ve aptal ablam ise bir ara manyak aptal kıyafetli manyak güzel bir kıza dönüşmüş, aptal gorili kör etmişti.Gerçi ben o büyük burun delikleri varken gözlere pek ihtiyaç duymadığını az çok anlayabilmiştim. Şimdi her ne kadar aptal kanatlarım da olsa ben hala aynı kişiydim ve normal silahlar seçebilirdim.

Hemen yanımda duran siyah masa lambasını aldığım gibi canavara baktım. Cidden bu koku neydi?! Birisi ona yıkanmanın ne demek olduğunu söylemeliydi! Dikkatimi elimde tuttuğum masa lambasına verdim. Lambanın ampulünü çıkartıp canavarın kafasına fırlattıktan sonra onun bana dönmesini beklemeye başladım.

İşte! Dönmüştü! Pekala bana koşması gerekmiyordu dönmesi yeterdi. Bana koşma lütfen. Rica ediyorum koşma. Önüne dön, hadi lütfen!

Dönmedi. Ben de elimdeki  masa lambası ile elimden geldiği kadar ona karşı kendimi savunmaya başladım. Zaten kutsal Cumartesimi mahvetmişti şimdi de evimi dağıtıyordu. Üstüne üstlük kulaklığımı da ezmişti. İnanabiliyor musunuz? Kulaklık!
Bunların aklıma gelmesiyle daha sert vurmaya başladım arada bir "Def ol!" diye bağırıyordum çünkü üstün zekalı ablam onu nasıl def edebileceğime dair tek bir şey bile söylememişti.

Bu arada ablam yaklaşık bir 5 dakika önce bayılmıştı ama bu koku bombası yüzünden iyi olup olmadığına bile bakamamıştım. En sonunda ablamın bana en son bir daha kulaklık almayacağı geldiğinde gerçekten sinirlenmiştim ve Ta Da! Yine aptal ışıklı şeyler ellerimde belirmeye başladı.

Bunların güç topu olduğunu anladığımda aptal kokulu şeye fırlatmaya başladım dışardan beni biri görseydi kesinlikle benim disko topu fırlatan bir ruh hastası olduğumu düşünebilirdi ki ben bile ne düşüneceğimi bilemiyordum.

Canavara son disko topumsu şeyi de attıktan sonra Ardından bedeninin  eriyerek yok oluşunu izledim. Eriyen bedeninin ardından geriye sadece bir kağıt parçası kalmıştı. Umursamadım ve düşündüm. Cidden neler oluyordu böyle? Daha 5 dakika öncesine kadar ablamla cipsimi bitirdiği için kavga ediyordum.

Çok güçsüz hissettiğimin farkına vardım ama yine de ablama koşmalı ve iyi olup olmadığını anlamalıydım. Bedenimde kalan son güçle ablama koştum ve sol elimin işaret ve orta parmağını birleştirip ablamın şah damarından nabzına baktım. Atıyordu!Bedenimi kaplayan rahatlama hissi ile gözlerimi kapatıp olduğum gibi yere yattım. Ablamın iç kanaması olabilirdi. Bu düşünce ile yerimden her ne kadar kalkmak istesem de kalkamadım. Sanki bir şey bedenimi yere yapıştırmıştı. Yorgunluktan felç geçirmem ne kadar mümkündü? Bilemiyorum. Canavarın bana beni felç edecek bir şekilde vurmadığını biliyordum.Kahretsin! Ablama yardım etmeliydim. Bunu yapamayacağımdan dolayı gözlerimi kapattım ve kendimi delirmediğime inanandırmaya çalışarak uykunun kollarına bıraktım.


cidden yazarlığım iğrençtir ama işin doğrusu aklıma gelen şeyi aklıma geldiği zaman aklıma geldiği şekilde yazıyorum yani çok bir şey beklemeyin.

TanyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin