İlk Gece

170 24 13
                                    

     Olay Konya ilinin Sakaltutan köyünde meydana gelmiştir. Bir gece birden başlayan garip olaylar tüm köylüyü sonunda dehşete düşürmüştür. Olayın başladığı ilk gece tek tanık olan köylü sakinlerinden Hasan'dır. Hasan 41 yaşında 3 çocuk sahibi kendi haline yaşayan sevilen bir kişidir.  Korkunç gece Hasanın başına gelen olaylar ile başlar...
     
     Korkunç olayların başladığı tarih ; 12 Ağustos 1999. Hasat zamanı insanlar tarlada çalışıyor akşam olunca haliyle evlerine dönüyolardı. Hasan'ında ailesi geçimini tarımla sağlamaktaydı. Eşi ve çocuklarıda tarlada çalışıyor herkes bir bütün olmuş ailesini geçindirme çabası içerisinde bulunuyordu. Hasan'ın işleri tarlada son zamanlarda aksadığı için biraz daha geç saatlere kadar çalışıyor eve geç gidiyordu. Bir akşam yine geç saatlere kadar çalışmışlardı. Bütün köylü evlerine girmiş Hasan ve ailesi hala tarlada çalışıyordu. Ufak tefek bir kaç iş kalmıştı ki Hasan eşi ve çocuklarını eve göndermiş, kendisi kalan işleri halledip evine gidecekti. 
     
     Yatsı ezanı okunmuş Hasan işlerini bitirmiş yatsı namazı için camiye gitti. Hemen hemen tüm köylü her vakit namazına camiye gelirdi. Yatsı namazından sonra köyün imamı olan Nurettin Hoca Hasanla son zamanlarda geç saate kadar çalışmasının nedenini sordu. Hasan işlerinin son zamanlarda aksadığını ve yetiştirmek için fazla çalıştığını anlattı. Nurettin Hoca yardım etmek istedi fakat Hasan teşekkür ederek reddetti. Hasan Hocanın yanından ayrılmak üzere vedalaşarak giderken; 

      Nurettin Hoca : " Hasan sen yinede dikkat et işlerini toparla geç saatlere kadar çalışma. "
diyerek nasihatte bulundu. Hasan gülümseyerek gözlerini kapattı ve başını öne eğerek kabul ettiğini belirtti. Hasan evine doğru yola koyuldu. Evi köyün sonlarında iki dağın arasında ıssız gibi duran Gülazer teyzenin evine yakındı.  Gülazer teyze yaşlı ve kimsesiz bir kadındı. Kocasını 3 sene önce kaybetmiş ve çocukları olmayan bi aileydi. Köylünün yardımlarıyla geçimini sağlayan Gülazer teyze genelde köy meydanında oturur akşama kadarda insanlarla muhabbet ederdi. Son zamanlarda Gülazer teyze farklı şekilde davranmaya başladı ve köy meydanına inmez oldu. Köylülerde belki rahatsızdır yaşlılık falan diye düşündükleri için normal görüyolardı. 

     Neyseki Hasan evine varmak üzereydi geçerken Gülazer teyzenin evine baktı ve gidip hal hatır sorsam mı acaba diyerek geçirdi aklından. Fakat Gülazer teyzenin ışıkları sönüktü ve istirahat ettiğini aklını getirerek vazgeçti. Evine girmişti Hasan. Yemek yemek için Hasanı bekleyen eşi ve çocukları sofrada konu açarak Gülazer teyzeden 3 gündür haberin olmadığını sıkıntılı bir durum olduğunu belirtmişlerdi.  

       Hasan : " Ben yarın Gülazer teyzeye bi uğrarım bir ihtiyacı var mı sorarım ". diyerek konuyu kapattılar. Artık saat çok geç olmuş ve yatma vakti gelmişti. Tam yatacakları sıra Bir gürültü bir bağırma bir feryad sesleri birbiri ardına gelmeye başladı. Aile birden irkildi anlamsız ve garip bu seslere hiç alışık olmayan aile neler olduğunu anlayamamıştı. Hasan doğruca tüfeğini eline aldı ve dışarı koştu. Etrafına dikkatlice bakarken seslerin Gülazer teyzenin evinden geldiğini anladı ve Gülazer teyzenin evine doğru koştu. Evin yakınına tam gelmişti ki korkunç seslerin yanı sıra korkunç ve dehşet bir görüntü. Gülazer teyzenin evi sanki yıkılırmışcasına kapılar camlar açılıp kapanıyor ışıklar sönüp sönüp tekrar yanıyordu. Birden buz gibi kesildi Hasan çok korkmuştu. Hareketsiz bir biçimde Gülazer teyzenin evini izliyordu ki birden seslerde durdu ışıklar söndü kapılar pencereler kapandı. Sanki gökyüzündeki Ay'da sönmüştü. Çok korkunç bir sahnede kalmıştı Hasan. 

     Ve birden üst katın balkonunda Gülazer teyze beyaz uzun bir elbise ile belirdi. Hasan titrek ve soğuk sesiyle kekeleyerek; " Neler oluyor Gülazer Teyze " demeye çalıştı. Gülazer teyze biraz cevap vermedi bekledikten sonra azarlar bir şekilde ; " Yok bir şey Hasan hadi var git evine " dedi ve Hasan bu tavrı anlamayarak hiç birşey demeden arkasını döndü ve evine yürümeye başladı. Koşarak gitmek istiyordu fakat bacakları sanki bağlıymışcasına zor yürüyordu. Korkudan tir tir titriyor ve rengi atmıştı. Sonunda evine giren Hasana eşi; " neler oluyor bey " diye sordu.
Hasan hiç birşey demeden el hareketleriyle boşver diyerek odasına doğru yavaşça gitti ve yatağına yattı. Başını yastığa koydu yorganı korkan bir çocuk gibi üzerine çekip olan biteni aklından geçiriyor fakat hala eli ayağı buz gibiydi. Sabaha kadar uyuyamadı Hasan. 

     Sabah olmuştu... Hasan biraza daha kendine gelmişti ama gece yaşananlar hakkında konuşmak istemiyordu...

Ruh sıkışmasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin