Bu gün sana anlatacak neyim var bilmiyorum ama çok yanlız hissediyorum kendimi belkide gecenin bu saatinde hala uyanık olmamdan kaynaklanıyor belki de uğraşacak bir şey bulamayışımdan kaynaklanıyor anlicağın, belkilerle dolu hayatımın keşkelerle dolu olmasından iyidir, bu hiç keşke demediğim anlamına gelmesin seninle ilgili o kadar çok keşkelerim var ki anlatsam bu güne noktayı koyarız, neredeyse bir ay olacak sana yazalı yani yazmaya başlayalı dersek daha doğru olur bu süre de ne değişti? Sevgi yönünden hiç bir şey ama hayaller ve rüyalar öyle değişti ki, bu gün seni gördüm rüyamda, sabah 6 civarı uyandım hala etkisindeyim uyanır uyanmaz fotoğrafına baktım, bizim evdeyiz sen başbaşa kalalım diyorsun ama benim kafa hala gerçek hayatta olduğu için heyecandan ne yapacağımı bilmiyorum, benim odama geçtik sandalyeye oturdun telefonla uğraşmaya başladın bende sandalyeyi aldım yanına koyup oturdum sonra sen bir den başını omzuma yasladın o anda kalbim duracak gibi oldu nefes alamaz oldum, hani nefes alıp verirken karnımız şişer ya sen rahatsız olma diye nefes almıyordum belkide o anda mutlulukdan ölmek istedim çünkü bir insan bundan daha fazla mutlu olamaz aylardır sevdiğim kadının başı omuzlarımdaydı o anda üstümüze beton döküp bizi kalıplaştırmalarını bile istemiş olabilirim belkide bizi dondurup yüz yıl sonra uyandıra bilirlerdi ozaman tanıdık olarak sadece ikimiz olacağımız için belkide daha fazla şansım olurdu sana karşı, bilmiyorum o kadar mutluydum ki istediğim şeylerin saçmalık düzeyini hesap edememiş olabilirim ama böyle değil mi zaten insan sevince ne gözü bir şey görür nede ne yaptığını bilir ama ben rüyada olduğum için herşey orada kalacaktı, belki de o gün bana seninle sonsuza kadar rüya da kalıp mutlu olmam teklif edilmeliydi o zaman herşeyden vazgeçip kabul ederdim, sevdalıkta bunu gerektirmez mi gerektiğinde kendinden bile vazgeçmelisin ki gerçek aşk olabilsin, sen isteseydin istemene de gerek yok ben senin için çoktan kendimden vazgeçtim zaten senin sevgin bu dünya da kalan bütün sevgilerden daha ağır bastı ben bu dünyada da öbür dünyada da kendimi sana sakladım rüyadan bahsetmişken bizim ilk buluşmamız da rüya üzerinden girdiğimiz iddadan kaynaklanıyor, ben seni rüyamda gördüğümü söyledim sonra istersem yarında görürüm dedim göremezsin dedin böyle iddalaşarak buluştuk ki bu konuşmada ki amacım buluşmaktı zaten buluşunca ben aşırı heyecan yüklenmesinden dolayı ne konuşa bildim ne hareket edebildim robottum o gün emir sistemiyle çalışıyordum sanki beni rüyanda gördün mü diye sordun bende hayır dedim ama sen beni rüyanda görmüşsün bunu duyunca çok şaşırdım, sana söylemek istediğim o kadar şey vardı ki o gün sadece susup seni izledim, sanki buluşmak isteyen ben değildim de sendin tamam ben genelde çok heyecanlanan bir insanım ama o gün çok ayrıydı o gün bir daha tekrarı olmicak bir şeydi hani tarihi olayların özelliklerinden biri de tekrarlanamıyor oluşuydu ya o yüzden bu da bir tarihi olay sayılır en azından benim için öyle, sevgili günlük bugünkü yazıyı sonlandırıyorum inşallah o da beni anlatmak için merhaba sevgili günlük diye giriş yapar tam olarak böyle yapmaya da bilir beni anlatsın da nasıl anlatırsa anlatsın, umarım bir gün kaderlerimiz kesişir ve toprağa tohum düşer çiçek açar ya, gönlüne de ben düşerim de sevgi açarız beraber, ozaman geceye bir söz bırakalım "Aşk, iki iken bir olmaktır" Victor Hogu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Aşığın Günlüğü
Teen FictionPlatonik aşık olan birin sevdiği kadına söyleyemediği şeyleri günlüğüne yazıyor.