o n d ö r t <FİNAL>

306 42 59
                                    

İki gözümün çiçeği Çağla'm ve canımdan öte biricik kardeşime...

Öldükten sonra vücudumda uyuşturucu madde bulacaklar ve benim uyuşturucu yüzünden intihar ettiğimi düşünecekler. Kafamın bulanık olduğunu ve koca bir aptal olduğumu söyleyecekler. Ama sizin gerçeği bilmenizi istiyorum.

Şu an tamamen ayık kafayla yazıyorum bunları ve vücudumda bulacakları uyuşturucu madde sadece bu kararımı gerçekleştirmem için gereken cesareti alabilmem için. Daha öncesinde böyle şeylerle hiç ilgim olmadı, o yüzden birileri tarafından kandırıldığımı ve bu tarz düşüncelerin bu kimyasallar yüzünden bir şekilde beynime kazındığını düşünmenizi istemem. Bu benim kararım, bir maddenin ya da birilerinin bana empoze ettiği bir şey değil. En iyi çözümüm bu.

Ben iyi değilim.

Nefes almakla geçen zamanları yaşamaktan sayıyorlar, oysa hiç biri farkında değil yaşayan bedenlerimizin içine hapsettiğimiz ruhlarımızın çoktan öldüğünün. Ben artık bunun farkındayım ve ruhumun bu hapishanede daha fazla boğulmasını istemiyorum. 

Yaşadığım şeyler çoğu insanın yaşadığından zor ve daha büyük bir çoğunluğundan da kolaydı aslında. Hiç anlatmadığım ve anlatamadığım birçok yüküm var omuzlarımda. Şimdi anlatsam da, bir önemi yok artık. Kendinizi suçlu hissetmeyin, ben anlatamadım. Anlatmak istediğim ama içime atıp, ruhumu kaosa sürükleyen birçok acıya sahibim. Eğer anlatsaydım belki bu gün bunları yazmama gerek kalmazdı, bilmiyorum.

İnanır mısınız, cennet-cehennem ya da bizlere sunulan diğer vaadler ile tehditler biraz bile olsun umurumda değil. Koca bir boşlukta, en dipsiz karanlıkta kalacağını da bilsem ruhumun bundan vaz geçmeye niyetim yok. Çünkü dediğim gibi, bu hayat beni fazlasıyla yordu ve kirletti. Bir bataklığın içinde boğuluyorum sanki ve eğer kendimi buradan çıkaramıyorsam –ki bunu gerçekten çok fazla denedim–batmaya devam ederken cansız olmayı tercih ederim. Çevreme zarar verdim. Bu yüzden, bu yaptığım şeyin bir intihar olarak düşünülmesini istemiyorum, özellikle de siz tarafından. Hayatımın en mutlu gününü yaşıyorum şu an, çünkü biliyorum biraz sonra bütün her şey bitecek ve ben sonunu bilmediğim bir yolculuğa başlayacağım. Belki de var olmayan bir yolculuğun hayaliyle kandırıyorumdur kendimi, kim bilir?

Bu arada, bana kızmanızı istemiyorum. "Gidene değil, kalanlara oluyor olanlar." der dururdunuz, bu yüzden bana olacak olan kızgınlığınızın boyutunu tahmin edebiliyorum. Talha bana çok kızdın biliyorum. Ama bunun yersizliğini fark etmenizi istiyorum. Ben artık yokum ve bana duyacağınız kızgınlık sizi hiçbir yere götürmeyecek. Bencillik ettiğimi düşünüp bana kızmaya devam edebilirsiniz pek tabii, ama unutmayın; bu zamana kadar sizin için yaşamaya direndim. Bu seferlikte kendimi ön planda tutmak istedim. Bu hayattan yorulduğum için gitmek istiyorum ve bu kararıma anlayış gösterip benim için mutlu olmanızı sadece dileyebilirim.

Talha özlüyor musun beni? Odamın önünden geçerken duraksıyor musun? Bana ağlayarak anlattığın kızın Çağla olduğunu biliyordum kardeşim. Sen mükemmel bir insansın. Güçlüsün, benden çok güçlüsün. Dik dur kimse seni yıkmasın. Şu berbat hayatımda beni sevip yanımda olduğun için teşekkürler...

Peki ya Çağla? Çok ağlamış mı meleğim? Şu an deliler gibi sizi düşünüyorum. Benim için üzülmeyin, çok basit olmuştur. -ya da kendimi kandırıyorum.- Çağla kendine zarar verme sakın. Biliyorum kaldıramayacaksın. Keşke hayatına hiç girmeseydim. Özür dilerim. Seni seviyorum.

Kısa ve berbat hayatımın uzun konuşmasını bu satırlarla bitiriyorum;

Öldükten sonra, insan ruhu hala özleyebilir mi, bilmiyorum. Ama eğer öyle bir şey mümkünse sizi çok özleyeceğimden emin olabilirsiniz. Sizleri her zaman seveceğim...

Talha elindeki kağıdın son satırlarını kalbindeki o acıyla okudu. Okuduğu satırlar ona çok ağır gelmişti. Nefes alamıyor, tek kelime edemiyordu. Artık abisinin yokluğu daha belirgin ve keskindi. 

Nereden bilebilirdi dışarıdan neşe dolu gözüken abisinin aslında berbat bir halde olduğunu. Kağıt parçası parmaklarının arasından kayıp ıslak mermere düşerken Çağlaya baktı. Şiddetle yağan yağmuru aldırmamış duvar dibine çökmüş, kendini kaybetmiş ağlıyordu. Onu o halde görünce iyice güçsüzleşti ve yere düştü. Ne halde olduğunu umursamadı, Çağla'nın yanına yaslandı. Hiç konuşmadılar, sadece ağladılar, iki yabancı ve bulutlar. Durmaksızın ağladılar...

Kaybettikleri canın arkasından yapabilecekleri tek şey ağlamak ve ruhlarına çöken o kara bulutlarla yaşamak olacaktı...


Çok çalıştım ama istediğim intihar mektubunu yazamadım. Bunu ne olarak algılarsınız bilmiyorum ama birkaç araştırma sonucu gerçekten istediğim mektubu buldum. Üstünde birkaç oynama ile size sunuyorum.

Belki saçma belki berbat. Sizleri seviyorum. Siz her şeyden değerlisiniz♥

duygusal anesteziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin