GECEYARISI SOĞUĞU

Tanışma

Bu liseye yirminci gidişim. Sonsuza kadar 17 yaşında kalmak... Ve sonsuza kadar liseli olacak olmak ... Bunlar bir yana şuan ki tek merakım aklını okuyamadığım o kızı yakından tanımaktı. Okula gitmeden önce Evandora'yı almak için onun villasına gittim. Christina , Carlisle'nin onun yanına gelmesi gerektiğini söyledi bana . Ah şu eski dostlar yok mu ... Evandora ile yola çıktık . Evandora " Okul çıkışı beraber bir şeyler yapalım mı? dedi . Ben (Edward) : " Gayet iyi bir fikir o zaman arabada buluşuruz" dedim ve okula beraber girdik. Uzun koridorda ilerlerken gözlerin bize döndüğünü hissettim. Umursamıyordum çünkü her gün aynı şeyi yaşıyordum. Dikkat çeken tek noktamız fazla beyaz tenli oluşumuzdu. Sınıf kapısında girdiğim an, beni cezbeden o kokuyu hissettim. Kan kokusu gibiydi. Ama değildi. Duyduğum o koku, kendine has kokusuydu. O an istediğim tek şey, kendi kokumu o kokuyla harmanlamaktı. Yavaşça yanına oturdum.Ders biyolojiydi. Mikroskobik canlılara bakacaktık. Önümüze bir mikroskop ve soğan kabuğu koyuldu. Ökaryat olup olmadığını kontrol etti yanımdaki kız. Ve bana verdi. Bende onayladım. Ders bu şekilde ilerlerken , dışarda Billy denen bir çocukla konuşan Evandora'yı gördüm . Bir anda dersten çıktım ve onun yanına gittim. "Bir problem mi var ? " Evandora ; " Hayır , sorun yok olursa sen halledersin zaten canım" dedi . Başımla onayladım. Dolaşırken yine o cezbedici koku beni kendine hapsetmişti . Rüzgarla birlikte kokusu ciğerlerimi doldurdu ve bu bende bir alev oluşturdu , hemen oradan kaçtım . Arkamdan baktığını hissetmiştim. Evandora ile okuldan çıktık. Çıkarken bir kıza çarptım ki canını çok yanmış olsa gerek acıyla inledi. Afedersin demeye kalmaz yüzümde bir el hissettim , tokatı yapıştırdı. " Ne yaptığını sanıyorsun?" dedim. Bana "Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun , öküz ?" diye karşılık verdi . Bu kız bir değişikti . Dudakları biraz küçük burnu ise dudaklarını resmen tamamlıyordu. Arabaya bindik. Villaya doğru yol aldım. Evandora'yı bıraktım. Bugün yanımda oturan kızı izlemek için okula gittim. Tam çıkışa yetişmiştim. Uzaktan geldiğini bile hissedebiliyorum, kalp atışları çok hızlıydı ... Ya da bana öyle geliyordu . Onda beni kendine çeken farklı bir şey vardı. Taksiye bindi. Biraz gittikten sonra şehrin içinde durdu . Ve bir kahveciye girdi. Bende arabamdan inip yanına gittim . Kahve aldım lakin içmeyecektim. Yanında duruyor olması nefes alışlarımı hızlandırdı , istemsizce... Kahveyi aldıktan sonra tam dönerken bir anda karşıma çıktı ve kahvesini üzerime döktü . Yandığımı sandı . "Özür dilerim , çok pardon, göremedim" . "Sakin ol önemli bir şey yok "dedim.
"Bir dakika sen beni gördüğünde koşarak çıkan kişi değil misin ? dedi. "Evet benim". " Neden peki uzaklaştın bir anda?" diye usulca sordu . "Öyle olması gerekti" . "Ne demek bu?" . " Açıklamak zorunda değilim" diyerek onu uzaklaştırdım". "Adın ne? . " ."Bella, Senin"?. " Edward" . "İstersen üstünü değiştirmeye git." dedi masumca . " Hem yakıyorsun hem beni gönderiyorsun " dedim . Küçük bir tebessüm etti . Yüz hatları kusursuzdu...
"Peki o zaman bir AVM'ye girelim ve sonra sana kahve ısmarlayayım?" dedi , bir tebessümle...
"Hadi o zaman ilerleyelim." dedim , küçük bir arzuyla...
Kendime bir gömlek seçtikten sonra küçük bir kafeye gittik .
O kahve içmekle meşgulken ben ise onu izliyordum.
"Neden içmiyorsun?"
" Bu saatlerde kahve içmiyorum."
"Saat daha 20.00 ! "
"Prensip meselesi güzelim."
"Peki..."
Hayır , ona güzelim demiştim ve o bana peki diye karşılık vermişti, bu çok anlamsızdı...
"Ah, pardon güzelim dedim size , ağız alışkanlığı ..."
"Önemi yok.."
"Biraz dolaşmaya ne dersin?'
"Hadi o zaman !"
Hesabı ödedikten sonra çıktık. Çimlere doğru koşmaya başladı . Ve beni de arkasından sürükledi . Ayağı takılsa gerek bir anda yere düşecek gibi oldu ama ben onu yakaladım . Kokusu beni hapsediyordu. Bir anda sarsılır gibi oldu. Kokum ona ağır geliyordu . Uzaklaştı.
"Ah, pardon benim aptallığım..."
" Önemli değil, bu günlük benden bu kadar yarın görüşürüz "