Medyadaki şarkı ile okumanız önerilir!
Arkaplanı siyah yapmanız önerilir!•
Taehyung terli sırtını yatak başlığına dayadığında komidinin üstünden sigarasını aldı. "Sigara mı içiyorsun? Kokusunu almadım," dedi Hoseok elini başının altına yerleştirip ona doğru döndüğünde. Taehyung hafif bir mırıltı ile onu onayladı. Sigarasını yakıp derin bir nefes çektiğinde daha çok rahatlamıştı. "Kokusunu almaman doğal çünkü çok içmem. İçtiğimde ise ellerimi yıkar, ağzıma naneli şeker atarım." Hoseok gülümsedi. Onun böyle bir şey yapacağını düşünmemişti. Hoş, daha birkaç saat önce tanışmış olsa da onunla birazcık da olsa onu tanıdığını düşünüyordu.
Kolunu onun üstüne atıp kafasını karın kaslarının hemen üzerine koydu. Taehyung lavanta kokuyordu ve Hoseok artık sadece onun teninden lavanta koklamak istiyordu. "İtalya'ya gideceğim birkaç hafta sonra," dedi. "Gitmeden yine görüşür müyüz?"
"Bilmem," sakinlikle cevapladı onu. "Birkaç dakikalık zevkten ibaretsin benim için. Görüşmek istersen görüşürüz tabii." Acıtmıştı. Taehyung, Hoseok'un canını cümleleriyle yakmıştı. Hoseok ise bunu bedel olarak görmüştü aslında. Jimin'e yaşattıkları için bedel ödüyordu. Taehyung'u sevmiyordu belki, onunla yeni tanışmış da olabilirdi fakat görüşmek istiyordu. Ondan hoşlanmıştı. Kalktı karnından. Birkaç dakika yatakta oturup düşündü. Doktor ise sessizce sigarasını içiyor, onu izliyordu. "Jimin gelmeden gitsen iyi olur. Dediğin şeyi ileticeğime emin olabilirsin."
Yarım saat içinde Hoseok giyindi, evden çıkarken Taehyung'dan veda öpücüğü aldı ama öpücük fazla isteksizdi. Yine de kabullendi. Gitmeden önce arkasına baktığında ise kapı çoktan kapanmıştı.
Taehyung onun cümlelerini Jimin'e iletmedi.
☁️
"Jimin?" Yoongi, genç doktorun odasına girmeden önce kafasını uzatıp gülümsemişti. Jimin, başını gömdüğü kadın doğum ansiklopedisinden kaldırınca profesörü görüp şirin bir gülümseme ile sandalyesinden kalkmıştı. "Hyung?" Yoongi içeri adımlayıp doktoru kollarının arasına aldı. Dolgun yanağına küçük bir öpücük kondurmayı da ihmal etmedi. "Nasılsın?" Jimin onun sarılışına karşılık verdiğinde sarıldığı adam bu anın bitmemesi için donmayı diledi.
"İyiyim," dedi. Evet, daha iyiydi. O gecenin üzerinden iki hafta geçmişti. Mimar onu rahatsız etmemişti hiç. Rahatsız etsin istemiyordu ama bir yanı da nasıl bu kadar kolay vazgeçebildi diye düşünüyordu. Kabullenmek istemiyordu onun için basit bir ilişki olduğunu. Kabullenemiyordu, onun yedeği olduğunu. Yoongi ise Taehyung'dan sonra en büyük destekçisiydi. "Sana zambak getirdim." Elindeki çiçeği doktora uzattığında Jimin kızardı. "Ne gerek vardı... Utandırıyorsun hyung."
"Papatyam..."
Yoongi onu saçından öpüp odadan çıkarken son kez baktı. "Daha iyisin, iyiyiz."
"Hyung!"
Jimin hastane koridorunda koşturdu. Profesör onu duyduğunda durup bekledi. Nefes nefese kalan tatlılık abidesi kızaran yanaklarla gülümsedi. "Akşam bir işin var mı?" Duraksadı adam. Hayır anlamında başını salladı. "Öyleyse yemeğe çıkalım, hyung. Bana çok destek oldun. Sana yemek ısmarlamak istiyorum."
Yoongi içinin ısındığını hissetti. Gözleri titredi küçüğüne bakarken. "Onur duyarım." Elini kafasının arkasına koyup onu kendine çekti. Alnından öpüp geri çekildiğinde ona bakmadan odasına doğru ilerlemeye başladı. Eğer baksaydı dayanamazdı, onu öperdi. Onun buna hazır olduğunu düşünmüyordu. Ona destek olmak bile yetiyordu adama. Yüzündeki tek tebessüm olmak yetiyordu. Çok beklentisi yoktu ondan. Kendi kendine gülümsedi; onun için her şeyi yapmaya hazırdı.
![](https://img.wattpad.com/cover/153299575-288-k182653.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pigmentum • jikook
Fanfic''Çok güzelsin,'' dedi doktora. ''Lakin bu güzelliğin beni sana aşık etmekten ziyade, azdırıyor.'' - dövmeli JK, minnak JM içerir.