Gökyüzü Kalesi Valinorth
Girdigimiz yer çok kasfetli karanlık ve yerdeki ateşler altımızı ısıtmaya başlıyordu askerlere dagılma emri verdim ve herbirine bir yol bulmak için vakit verdim.Çok geçmeden birtane şövalye yolu buldu çok dar bir geçitti sanki baltamı çıkarttım sarmaşıkları kestim tuhaf olan şu ki böyle lavlarla kaplı bir yerde sarmaşıkların ne işi vardı ..Çok geçmeden tünelin sonunu görmüştüm oradan çıktım baltamı alıp çöktüm askerlerder peşimden gelip çöktüler oraya..
Karşımızda yine kocaman ve karanlık bir magara vardı oradan meşalelerden birini aldım ve tek sıra halinde dizilerek ilerledik yol gittikçe bunaltıcı bir havaya giriyordu ...
Gittikçe terlemeye başlamıştım gözümü her kaldırdıgımda gördügüm şeyler gittikçe daha bulanık bir hale geliyordu sanki ...Sonunda karşımda bir yol belirdi yine dar bir yoldu ..İlerlemeye başladım ilerledim ... ilerledim .... ilerledim ...
Sonunda tünelin sonunda ışık belirmişti ama kar yagıyordu sanki nereye gelmiştim ki ?Çok düşünmeden oradan çıktım ve derin bir nefes aldım kafamı kaldırdım ve gözlerime inanamıyordum karşımda bir kale vardı sanki ama uçuyordu zincirleriyle daglara baglanmış havada kartalların üzerinde duran bir kale ..
Şuan gerçekten çok şaşkındım gökyüzünde bir kale ve altında kartallar ve zincirlerle daglara baglı ve oraya giden herhangi bir yol yoktu dagın başından oraya bakıyorduk ve başka gidebilecegimiz bir yolda yoktu o magaraya dönmekmi hayır aklınızdan dahi geçirmeyin ...
Oraya geçmenin bir yolu olmalıydı mutlaka ama hala kafamda takılı kalan bir soru vardı Gruk askerleri nereye kaçmıştı ki ilerlemeye başladım adım adım dikkatlice yürüyordum sonra yerde bir kan izi gördüm siyah bir kandı bu büyük ihtimal bir gruk kanı idi acaba kaçan Gruklarda buradamı öldürülmüştü ?
Neden olmasın egildim ve gruk kellesi buldum yerde sonra kanı parmagıma sürüp agızıma götürdüm kan sıcak ve tazeydi evet yeni ölmüş olmalıydılar etrafıma baktım baltamı yavaşça çektim arkaya baktım şövalyeler oturuyorlardı ...Baltamı kavradım ve bagırdım
-DİKKAAT ETRAFINIZI İYİ KOLLAYIN KAN HALA SICAK BURADA BİR KATİL VAR!
Arkamı döndüm ve yaratık üstüme atladı baltam kenara uçmuştu kafamı kaldırdım askerlerimi tek tek parçalıyordu bu efsane KLJENOOR'du !
Hafifçe dogrulup baltamı almaya çalıştım ve aldım .Dogruldum saldırıya geçtim bana kuyruguyla vurdu ve çok sert bir darbe indi suratıma sarsılmıştım resmen .Yerdeydim beni kaldırdı ve suratıma kuyruguyla vurdukça vurdu ...
Kalktım baltamı çektim ve sonraki hamlesi kuyruguyla vurmaktı bunu iyi biliyordum kuyrugunu kaldırdıgında egildim bacagına sapladım baltayı bir çıglık attı sonra fırlatma baltamı alıp yerde sallanan kuyrugunu kesip attım yuvarlanarak arkasına geçtim şövalye bilnemiş kılıçlarından bir tanesiyle sırtına sapladım ve içinde çevirdim sonra tekmeyle ittim ve yere düştü baltamı aldım kellesini kestim derisi çok derin ve güçlü idi askerlerim ölmüştü artık tek yapmam gereken o kaleye gidebilmekti yolun kenarında bir patika görmüştüm bu karlı ve fırtınalı göz gözü görmeyen havada tek yapmam gereken o kaleye gitmeye çalışmaktı ....
Assagıya dogru giden patikalardan sıra sıra indim aşşagıya bir bakış attım ama sisten hiçbir yer görünmüyordu indim indim ve inmeye devam ettim sonunda ileriden birinin yaşadıgı belirtisi veren bir ses geldi ama bu insan sesi degildi baltamı aldım elime yavaşca yürüdüm aşşagıya dogru ve evet ateş yakmış bir grup gruktu... Demekki onlarda bu yoldan devam etmişlerdi aşşagıya falz inmeden yere çömeldim ve konuşmalarına kulak verdim ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EORN
FantasyEORN KUZEYIN SON SAVASCISININ MARGOLATH SIRLARINI OGRENMEK ICIN CIKTIGI EFSANEVI MACERA !