S-Hey.
Yüzünün sol tarafını elinle kapatıp laboratuara girdin. Orada oturan Steve sana baktı ve gülümsedi, bu da kalbinin biraz daha hızlı atmasına neden oldu.
Y/n-Merhaba.
Aynaya yaklaştın ve kendine baktın.
Y/n-Burada ne işin var?
Burayı çoğunlukla savaştan sonra kendini iyileştirmek için mini bir hastane olarak kullanıyordun.
S-Bruce'u bekliyorum. Kanımla ilgili bir tür test yapmak istedi.
Y/n-Gerçekten mi? Ne tür bir test?
Burada olmanın nedenini unuttun ve dikkatini Rogers'a verdin.
S-Emin değilim. Açıklamaya çalıştı ve ben de dinlemeye çalıştım, ama farklı bir dil kullanıyormuş gibi geldi.
Gülümsedin ve başını salladın.
S-Neyse, sen neden buradasın?
Y/n-Bunu dikmek için.
Yüzünü Steve'e gösterdin, alnında derin bir kesik vardı. Dün bir görevin vardı ve eve döndüğünde yaralarına bir şey yapamayacak kadar yorgundun.
S-Oh, iyi görünmüyor.
Omuz silktin ve dolaptan iğne ve iplik aldın. Sıkıntıyla iç çekip kendi kendine,
Y/n-Kesinlikle çirkin bir iz bırakacak.
S-Hiçbir şey seni çirkin yapamaz.
Steve'in sesini duydun. Ona döndün ve yüz ifadesine baktığında bazen ağzının beyninden daha hızlı çalıştığını söyleyebilirdin. Boğazını temizledi ve ayağa kalktı.
S-Yardım etmeme izin ver.
Y/n-Hayır, ben hallederim.
Dikişe başladın, ama gözlerin acıdan kapattığın için daha fazla devam edemedin.
S-Hadi, bırak yardım edeyim.
Steve'e ihtiyacı olan her şeyi verdin. Yapmayı başardığın karışıklığı çözdü, yarayı temizledi ve dikişe başladı. Senden çok daha dikkatliydi. Ve daha çok odaklanmıştı.
Derin mavi gözlerini, yara izini olabildiğince az iz kalması ve canını çok yakmamak için yüzüne iyice yaklaştırdı.
Y/n-Bunun nasıl yapıldığını nereden biliyorsun?
Yoğun atmosferi dağıtmak için konu açmaya çalışıyordun. Steve'in sana yakın olmasıyla baş etmek o kadar kolay değildi.
S-Şöyle ki, Bucky savaş sırasında çok özensiz ve dikkatsizdi. Ben onun kişisel hemşiresi gibiydim.
İkiniz de kıkırdadınız ve bu canının acımasına sebep oldu. Steve'e acı çektiğini göstermemek için gözlerini kapattın, ama yine de fark etti.
S-Üzgünüm. Neredeyse bitirdim.
Steve Rogers'ı gerçek olamayacak kadar iyi görünen adamlardan biri olarak düşündün. Onda bir kusur bulmak imkansızdı ve bu seni biraz sinirlendirdi. Sinir bozucu ama çekiciydi.
S-Tamam!
Steve yüzüne son bir bakış attı ve gülümsedi. Aynaya yaklaştın ve derin bir nefes aldın.
Y/n-Wow, zar zor görüyorum.
S-Zamanla neredeyse görünmez olacak.
Y/n-Çok teşekkürler Steve. Gerçekten.
S-Benim için zevkti.
Gülümsedi.
S-Demek istediğim, umarım sana bir daha dikiş atmam, çünkü ilk etapta sakatlanmamak için daha dikkatli olmalısın, ama eğer tekrar olursa, her zaman bana gelebilirsin.
Kendini açıklamak için çok hızlı konuşmaya başladı ve sen sadece gülümsedin.
Y/n-Eh, eğer senin için sorun olmayacaksa, bana yardım edebileceğin başka bir şey var.
S-Elbette. Sorun nedir?
Y/n-Bandajların yeterli olacağını düşündüm, ama sanırım bu kesik sandığımdan daha derin.
S-Tamam, göster bana.
Yeni bir iğne almak için döndü, sen de bu arada üstünü çıkardın. Kesik karnındaydı. Steve arkasını dönüp seni üstsüz görünce sesli bir şekilde yutkundu. Hemen kesiği fark etti ve başıyla onayladı.
S-Tamam, uzan.
İstediğini yaptın ve Steve'in yanaklarının biraz kırmızıya döndüğünü ve gözlerini doğrudan kesikte tutmak için elinden geleni yaptığını fark ettin.
S-Evet, derin bir kesik. Eve gider gitmez bir şeyler yapmalıydın.
Hala kesikten başını kaldırmamıştı.
Y/n-Bandaj sardım.
S-Bandajlar sadece kanamayı geçici olarak durdurur, ama yeterli değil.
Dikişe başladı. Parmakları tenine hafifçe değiyordu ve buda tüylerini diken diken ediyordu. Bu his acıyla ve sadece sütyeninle olduğundan hafif bir üşümeyle karışıyordu. Garip bir histi. Oda çok sessizdi. Sadece sen ve Steve'in nefesini duyabiliyordun.
S-Acıtıyor mu?
Fısıldadı, sessizliği bozmamaya çalışıyordu.
Y/n-Fazla değil.
Gülümsedi.
S-Bence bununla ilgili özel bir yeteneğin var. Tamam, işim bitti.
Kalkmana yardım etmek için sana elini uzattı. Steve işine bakarak,
S-Hala yara izini görebilirsin, ama yavaş yavaş daha iyi olacak.
Y/n-Teşekkürler, Steve, sen bir hayat kurtarıcısın.
Aynaya baktın ve ona geri döndün.
S-Bir dahaki sefere dikkatli ol.
Y/n-Belki de, birisinin kişisel hemşiresi olmak senin lanetindir.
İkiniz de güldünüz.
S-Mantıklı çünkü bu doğru.
Üstünü eline aldın.
B-Hey, Steve, üzgünüm geciktim.
Bruce içeri girdi. Gömleğini hala giymemiştin ve seni gördüğü gibi hemen arkasını döndü.
B-Üzgünüm çocuklar! Hiçbir şey görmedim, ben sonra gelirim.
Bruce kaçarcasına gitti.
Y/n-Bekle! Düşündüğün gibi değil!
Seni duyamadı bile. Sonunda üstünü giydin.
Y/n-Üzgünüm Steve.
Özür dilemek istedin ama sonra ikiniz de gülmeye başladınız.
Y/n-Şimdi gidip Bruce ile konuşmalıyım.
Steve gülmeye devam etti ama sen onun eskisinden daha da kötü bir şekilde kızardığını ve gülüşünün bu kızarıklığını gizlemenin bir yolu olduğunu gördün.
İkiniz de içinizden 'Mükemmel zamanlama, Banner.' dediniz, ama ikiniz de dıştan bir şey demediniz. Sadece gülümsedin ve oradan ayrıldın.
Steve seni izledi, seni durdurma ve bir şeyler söyleme arzusu ile savaşırken, kendine ne olduğunu bilmiyordu. Sen de arkanı dönmemek için hızlı hareket ediyordun.
İnsanlar, kimsenin yara izlerinden utanmaması gerektiğini söylüyorlardı, çünkü izlerin hikayeleri vardı. Şimdi sözün doğruluğunu anladın...