Skylar Grey - Words
Taehyung'un yanındayken çok mutlusun değil mi ?
Kimse size karışmıyor çünkü o yanında.
Seni olduğun gibi kabul ediyor.
Benim aksime sana sevgisini hissettiriyor.
Seni koruyor ve seni mutlu ediyor.
Ben ise, çöpe attığın fuşya montu odama asmakla yetiniyorum.
Fark etmiyorsun ama ben içten içe ölüyorum.
Bana dar gelen bu evden çıkıp kendimi sokaklara atıyor senin evine kadar yürüyorum.
Hayır, seninle buluşmak için değil. Sadece senin varlığını hissettmek için.
İkı katlı pek de büyük olmayan evininizin önüne geldiğimde hava biraz soğuk olduğu için arka cebime sıkıştırdığım sigarayı dudaklarımın arasına alıyorum. Ucunu yakıp, derin bir nefes çektiğimde seni, camından aşağıya bakarken görüyorum.
Derin dumanı sisli geceye üfledikten sonra sigarayı söndürüyor ve seni izlemeye devam ediyorum.
Dağılmış sarı saçlarını bileklerine geçirdiğin bir tokayla topluyorsun.
İlk defa saçlarını bu gece toplu görüyorum.
Arkanı kontrol edip ellerinle nemli göz yaşlarını sildiğinde içime düşen şüphe kabarcıkları yüzünden ilk defa yanına geliyorum.
İkinci kattan aşağıya pek bir mesafe olmadığı için içim rahat olsada sürekli aşağıyı kontrol etmen beni korkutuyor.
Derin bir nefes verip evinizin bahçesinden içeri daldığımda dudaklarından bir çığlık feryat ediyor.
" Benim, " diyorum ellerimi iki yana kaldırarak. " Jungkook."
Nemli harelerin gecenin bir köründe ışıltısıyla yıldızları kıskandırırken sen sadece, "Jungkook." demekle yetiniyorsun.
İkimizde birbirimize boş boş bakarken evde yükselen kalın sesle ikimizde irkiliyoruz. Senin ismini haykıran sesi ikimizi de etkisi altına aldığında tekrardan akmaya başlayan göz yaşlarını silip bakışlarını bana çeviriyorsun.
" Jungkook, " ayaklarını pencereden dışarıya doğru çıkartıp arkanı son kez kontrol ediyorsun. " Kurtar beni, lütfen. "
Bu sefer, bu sefer yanından kaçıp gitmiyorum Lalisa.
Bu sefer, ben yanında oluyorum.
Kollarımı iki yana açıp " Atla ! " diye bağırdığımda korkmadan kendini kucağıma bırakıyorsun. Kollarım ince beline dolanıyor, ellerin omuzlarıma.
Yüzün, yüzüme bu kadar yakınken tüm günahlar mekruh gözüküyor.
Yanağındaki morluk ben buradayım diye haykırıyor, boynundaki iz yıllardır yerini koruyor. Bu lekeler seni bana çirkin göstermiyor Lalisa. Bu lekeler seni bana güçlü gösteriyor.
Kucağımdan atlayıp ellerimi ellerinin arasına aldığında heyecandan ne yapacağımı şaşırsamda koşup, benide arkandan götürüyorsun.
Tam bahçeden dışarı çıkacakken pencerenin önünde beliren silüet bize " Orospu eve hiç dönmeyeceğini mi sanıyorsun. Birde yanına erkek almış. Çok istiyorsan seni geneleve verebilirim ! " ellilerine basmış bir adam camdan sana böyle bağırdıgında onu umursamadan ve ellerimi sımsıkı kavrayarak karanlık sokaklarda koşmaya başladın.
Başlıyoruz.
Kim demiş ne demiş diye umursamadan, ellerim senin elinde karanlık sokakları koşarak bu küçük sokağı turladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stigma | liskook
Fanfiction" her şeyin neticesinde herkes gider Lalisa ve geriye acı dolu geçmişinle buruk bir hüzün kalır. " letters, 1. tamamlandı. © yosia,2019. [ Lalisa Manoban ✘ Jeon Jeongguk ]