Hiç bir kalp çırpınırken kendi ruhu tarafından katledildi mi?
Hiç pişmanlık denizinde boğulurken ayağına taş bağlayıp dibe çekildi mi?
Hiç yanlışı bile bile doğru diye arkasından koşuldu mu?
Hiçlerle başlayan binlerle kelime dolduruyordu hayatını. Ne farkeder? O bunların hepsine göz yumup geçtikten sonra.?Şimdi. Peki şimdi niye bencilce bile olsa onu istiyordu?
- Yalan de bunların hiç birini ben yapmadım de.
Kısık sesle söylenen o cümlede çaresizdi adam. Tek bir umut kelimesinin dökülmesini istiyordu o aşinası olduğu dudaklardan. Onun bunları yaptığına inanmıyordu ki, affetmesini de düşünsün. Şimdi sadece iki kelimeyi istiyordu ondan. Ben yapmadım. O iki kelime çıksa ağzından gerisinin önemi yoktu.
Ama bu hayatın acımasız olduğunu unutmuştu Reşat. En beklemediğin insanların seni sırtından bıçaklayacağı günü dört gözle beklediğini unutmuştu.
- Ben.
Niye kelimeler dökülmedi ağzından. İlk defe boğazında düğüm olup yutkunmasına izin vermedi. Hayır böyle olmayacaktı. Bu onun hikayesiydi. Bu hikayede pişmanlığa ya da aptalca duygulara yenik düşmek diye bir şey yoktu. Olmayacaktıda.
- Yaptım. Duymak istediğin buysa evet ben yaptım. Yine olsa yine yaparım.
Söyledikleri sadece tek kişinin canını yakacağını düşündü o an. Ama unuttuğu kendi ruhunu kendi tarafından katledilmiş olmasıydı...
------------------
Hikayeye ait son kesiti paylaştım. Bundan sonra bölümleri paylaşacağım.
İnşallah beyenirsiniz.En güzeline emanetsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahte Aşk
General FictionTıpkı ruhu gibi aşkıda sahteydi kadının. Yaptıkları yapacakları geride bıraktıkları hiç önemli değildi. Zaten hiçbir zaman kendi hikayesinde masum ve iyi olanı kendisi olarak görmemişti, öyle bir niyetide yoktu. İyilerin kaybettiyi, kötülerin z...