Huysuz Sendin

407 23 2
                                    

Merabaa ikinci bölümle karsinizdayim. Yeni bölümler yeni insanlar belki yeni dostluklar. Neyse cok fazla derine gezmeye gerek yok umarım begeneceginiz bi bölüm olur.
Bu arada;
MULTİ: DERIN ÖZTÜRK
Xoxo

******

"Alo babacim, çıktık biz simdi. Evet evet Baris aldı ya merak etme. Tamam cok geç kalmam, cok öptüüm."

Babam sert bi adam degildi. Ne desem yapar bitanesii. Kiramaz beni.

"Geliyor musun?"
Baris bakışlarını yoldan ayırmadan söylendi.

"Evett ama cok geç kalmamam lazimmis."

Geç sinirim gece yarısı falandir. Geç yatsak bile hep erken kalkan ailelerdeniz. Gecenin bi vakti kafasına esip uyanan ve kitap okuyan anne babaya sahibim ben. Cok cool degil mı? Tabiki degil, kim uykusundan kalkıp kitap okur kii delilik bu :Dd

"Eylül sen geliyorsun degil mı?" Kafami çevirip arkaya baktım.

Tabiki gördüğüm manzara tam da umduğum gibiydi. Eylül, Rüzgar'i izliyordu. Rüzgar ise yazık yavrum, kıyamam bunlardan habersiz takmış kulaklığını müzik dinliyordu. Gözlerini de kapatıp basını arkaya yaslamisti. Böylece Eylül'e onu izleme fırsatı vermişti.

"Ha, sey yokken gelmicem bu defa beni affedin. Cunku biraz yorgunum.Baris bebegim beni eve bırak."
Dedi yüzünü buruşturarak.

"Ya yavrum benim kıyamam ama bak kac oluyo bu bi dahaki sefere eve bırakmayacağım haberin olsun."

"Evet Baris haklı. Bu ne böyle reddetmeler falan bundan sonra itiraz yok."

Son zamanlarda biZimle okul dışında az vakit geçirmeye başlamıştı artık bundan şikayetçi oluyoruz bizde sonuçta best friend dımı best friend e sahip çıkmak lazım.

"Tamam ya gelmeyin üstüme. Hadi öptüm gorusuruz." Arabadan indi.

Ama kapıyı kapatmadan ince Rüzgar kulaklıklarını çıkarttı.

"Aa Eylül nereye sen de gelsene bizimle."

Su an Eylül'ün hoplaya ziplaya arabaya geri binmesi gerekiyor oyle olmak zorundaa.
Benim tanıdığım Eylül bi de bunun üstüne yatiya bile kalırdı bu gece.

"Tesekkur ederim Rüzgar ama ben gelmemeyim daha sonra gorusuruz nasılsa."
Usulca el sallayıp nazik bir gülümseme fırlattı bize ve dönüp gitti.

Hemen telefonumu çantamdan çıkartıp Eylül'e mesaj attim.

KIME: EYYlül
"Noluyo lan resmen Rüzgar'i bile reddettin. Bunun altında ne varsa ben öğrenirim kusura bakma buyuk oynadın bravo."

Alay konusu olacak bu mesajı gönderdikten sonra telefonu cebime sıkıştırdım.

"Aman o telefonlar çıksın hemen zaten dımı Derin hanım. Kızım manyak mısınız daha 2 dakika olmadı ayrilali. Neyse, uğrayacak bi yer var mı?"

OMON O TOLOFONLOR COKSON HOMON ZOTON DOMO DORON HONOM.DOHO OYROLOLO OKO DOKOKO OLMODO.
Sensin iki dakika olmadı Peace. Anan Peace.
Neyse sakinim.

"Kizsal konular sen hic bulaşma bence." Goz kirparak gülümsedim.

"Bu arada benim gitmek istedigim bir yer yok ama belki Rüzgar'in vardır yani yeni geldi sonuçta girmek isteyeceği yerler olabilir."

Kafamı çevirip tereddütle Rüzgar'a baktım.

"Yoktur onun git-" Barış'ın lafı yarıda kesildi.

"Su anda gitmek istediğim tek yer ev Derin. Gercekten düşündüğün icin teşekkürler ama kısa olmasına rağmen yorucu bi yolculuktu benim icin."

Arkasına yaslandı, ellerini göğüsünde birleştirerek dikiz aynasından Barış'a imalı bi bakış attı.

Allah'ım bunların arasındaki su çözemediğim nefret sebebi ne acaba. Dur bakalım çıkar kokusu.
Bu arada Rüzgar'in Gamzesi varmis, tatlii :))

"Tamam o zaman eve gidiyoruz." Baris sert hareketlerle arabayı yerinden oynatti. (Sert hareketler nasıl oluyosa artik asdfds)

Eve geldiğimizde ortalıkta sessizlik hakimdi.

"Heyoo. Kimse yok mu?"

Baris kapıyı kapatıp içeri girdi. Kendisini koltuğa attı.

"Baris, ben nerde kalicam." Rüzgar merdivenlerin basında yukarı çıkmak icin bekliyordu.

"Git yukarı boş bulduğun odada kal nerden bileyim ben."

"Heyy.Baris ne oluyo ya sakın ol."

"Baris sorunlu musun bana niye kızıyorsun durduk yere. Illa kavga mı edelim onu mu istiyosun."

Baris'in sert çıkışımasinin anlamı ne ki. Cocuk geldiğinden beri ona karşı asık bi surat, sert tavırlar. Barış'ı hic kimseye karşı böyle görmemiştim. Kavgalarında bile gülerek dalga geçerek davranışlar sergilerdi karşı tarafa. Bu öfkeyi kırması lazım.

"Rüzgar bekle ben simd-"

Lafım Barış'ın telefonunun çalmasıyla yarıda kesildi.

"Efendim anne. Geldik evet. Kahretsin simdi mi? Tamam tamam sorun yok gelirim. Ha anne bu arada Rüzgar hangi odada kalacak. Tamam anladım, gorusuruz."

Ve telefon kapanır.

"Derin benim simdi gitmem lazım girmem gereken bir toplantı varmis. Rüzgar sende çık yukarı sagdan 2. odayı hazırlamışlar."

Rüzgar hızlı adımlarla yukarı cikti.

"Baris kendine gel. O seni kuzenin. Neden nefret kusuyorsun ona karşı bu kadar. O senin misafirin."

"Ya Derin ben-"

"Lafim bitmedi Baris. Sözümü kesme, Rüzgar burda kaldığı surece, bu iki ay olur uc ay olur belki bir yıl olur bilemem. Tersleme cocugu. Dışladin resmen. Yapma bunu. Eminim ki geçerli bi nedenin yoktur, yapma. Ayrıca bize anlattığın Rüzgar'la aslında olan Rüzgar arasında daglar kadar fark var. Yok Rüzgar böyle huysuz soyle uyumsuz. Hic de oyle Degil. Gayet sakın. Asıl huysuz sensin. Simdi git beklemesinler."

Icimi döktüm resmen aq. Ben o konuşmayı nasıl yaptim lan. Gulmeden etmeden. Neyse iyi oldu cok da guzel iyi oldu.

Baris bisey söyleyecek gibi olup ağzını kapatıyordu. En son kapısın çıkarken masaya tekme attığını duydum sonra Arabanin sesi ve uzaklaştı.

~~~
BÖLÜM SONU.OLUM YA NE MUTLU NE MUTSUZ HIC BI SONU SEVMEM AMA ILLA BI OLMASI GEREKİYOMUS BI DAHAKI BÖLÜM GÖRÜŞMEK ÜZERE
-YareNurde

Ben Sana Çok LavHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin