Yüreğime Düşen Pırıltı

104 8 3
                                    

Burdan itibaren artık hikayesini bize Melek anlatsın..

Onca zaman ablama gelip gittim, adını da duyardım ama hiç görmemiştim onu. Çok dikkatli de olduğumu söyleyemem ama yardım isteği anlıktı işte..
"Hazırlanıp hemen geliyorum" dedim Rüzgar'a
Hayatımın en hızlı üst baş giyinişini yaptım, bi an aynaya baktım saçlarım berbat, toparlanmak istedim ama sabırsızdı Rüzgar Efendi, acelesi de vardı.. Bir şapka takıp çıktım evden, düştüm yanına. Gidiyorduk birlikte hastaneye doğru ama bi an üzerimde bir çift gözün takılı kaldığını hissettim, kafamı kaldırdım ve göz göze geldik. O an içimde bir şeyler koptu sanki, Eğdim başımı sessiz yürüyüşüme devan ettim. Utandım sanırım.
Hastanedeki işimizi bitirdikten sonra benimle az daha zaman geçirmeye hatta açık açık konuşmaya çalışan bi tavrı vardı Rüzgar'ın. "Ben eve döneyim artık." dedim. O şaşkın haliyle panikledi ve " Şey belki size ihtiyacım olur. İlaçları birlikte alsak"dedi. Birlikte ilaçlarını almaya girdik ve evlerimize döndük.
O gece sağa sola dönüp durdum. Hayatımda hiç yaşamadığım bir şey olmuştu ve tarifi yoktu. Bilmediğim bir adam, belki de hayatında bir sürü kadın olan biri. Ama neden aklımdan çıkmıyorsun be adam? O gece yüreğime öyle bi pırıltı düşmüştü ki adının AŞK olduğunu farkettiğimde çok geç olmuştu.
Ailemin yanına tatile gidecektim o yaz ama aklım Rüzgar'da bir kaç gün önce gördüm ama ne aklımdan cıkıyor ne de yüzü gözümden gidiyor. Gitmek istemediğimi bile hissettim. Ama gelip geçici olma ihtimalini aslında kendimi de çok şartlamamak adına bunu bastırabileceğimi düşünerek düştüm tatil yollarına.
2 hafta sonra yine ailemi tatil yerinde bırakıp abla yanına yeniden dönüğümde hala deli gibi  Rüzgar'ı görmek istediğimi farkettim. İşten dönerken görme çabalarım falan başladı. Bir görüyorsam bir göremiyorum, canım sıkılıyordu bu duruma. Derken bir gün balkona cıkıp bekledim mahalle sakinleri de hep camda balkonda duruyordu. Herkeste bir sohbet vardı ki köşeden gördüm onu. İçimden kopan şey ciğerime aktı o an. Benimle konuşmak için duvar tepesine etraftaki meraklı teyzelere aldırmadan tırmanmış sohbet ediyordu. Birden annesi çıktı cama "oğlum napıyosun orda" dedi. Rüzgar annesine bile aldırmadı konuşmaya devam etti. O zaman içimdeki tarifsiz şeyin karşılıksız olmadığını anladım.
Görmeliydim yeniden görmeliydim Rüzgar'ı. Annemler evimize dönmüş, artık görme sıklığım ne yazık ki azalmıştı. Derken bende bir yardım bahanesiyle iş yerine gittim. Orda biraz kapı önü sohbetinden sonra yardımını istediğim konu için zaman bulmam dolayısıyla haber vermem gerekiyordu.Telefon numaralarımızı aldık ve ben eve döndüm. Daha kapıdan adım atar atmaz mesaj sesiyle irkildim ve mesajı açtım; "Ben Rüzgar." Bir süre mesajlaşmadan sonra ilk gördüğümüz andan itibaren  aynı hisleri aynı anda yaşadığımızı farkettik. Sevgili olma adına konuşmalar yaparken Rüzgar'ın benim hayatımda kimseyi ikna edemeyeceğim ve kabullenemeyeceğim bir gerçeği vardı ki bu da  herşeyi yok edebilecek güçteydi. Evet demeden önce bu konuda anlaşmamız gerekti. MADDE BAĞIMLILIĞI... Ben böyle yapamayacağımı ancak bırakacağına, tamamen kurtulacağına söz verirse ona Evet diyebileceğimi izah ettim. Sonuçta yıllardır bağımlı olduğunu öğrenmiştim. Bu şekilde onunla bir hayat kuramayacağımı da biliyordum. Tabi ki bu süreçte elimden geleni yapacağımın garantisinide vermiştim ona. Benden gerçekten etkilenmiş olmanın gücü kuvvetiyle Tamam dedi ve bende ona Evet dedim. (120810)

BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin