yirmi iki

3K 211 54
                                    

jimin:):
jungkook
neden hâlâ gelmedin
:(

kook:
birazdan geliyorum
su çok yavaş kaynıyor

jimin:):
peki
su kaynayınca hemen gel
burda yalnız kalmak kötü hissettiriyor

kook:
kötü hissetme
şimdi geldim
13.52

jimin:):
jungkook
bir şey yemek istemiyorum
hadi gel artık
:((
13.58

kook:
bekle lütfen
senin için harika şeyler hazırladım
birazdan ordayım

Jimin telefonunu yatağın içine atarken sırtını başlığa yaslayarak doğruldu. Arka tarafının ağrısı biraz olsun azalmıştı. Fakat yürürken hâlâ zorlanıyordu.

Dün gece, Jungkook onu eve getirir getirmez önce yatağa bırakmış ve hızla banyoya giderek küveti sıcak suyla doldurmuştu. Ardından aynı hızla Jimin'i tekrar kucağına almış ve banyoya yönelmişti. Jimin ise bu sırada gülüyordu.

"Hep böyle olacaksan biz her gün bunu tekrarlayalım."

Jungkook gülümserken Jimin'i lavabonun mermerine oturtmuş ve üzerini çıkarmaya başlamıştı. Hızlı bir şekilde hareket ediyordu.

"İnan bana her gün tekrarlamayı çok isterim ama sana kıyamam."

Dudaklarına tüy kadar hafif bir öpücük kondurduktan sonra Jimin'i küveti içine oturtmuş ve ardından kendi giyisilerinden kurtularak Jimin'in arkasına oturmuştu.

Jimin sırtını Jungkook göğsüne yasladıktan sonra derin bir nefes vermişti. Jungkook ise bu arada avucuna su alıyor ve Jimin göğsünü yıkıyordu. Tabii arada boynuna küçük öpücükler kondurmaktan da çekinmiyordu. Karşılık olarak Jimin'den kırkırtılar alıyordu.

Kollarını ince bele dolayıp ve kendine çekmişti. İkisi de aynı anda derin bir nefes verdi.

"Uzun zamandır bu kadar huzurlu hissettiğimi hatırlamıyorum."

Jimin gözleri kapattıktan sonra başını Jungkook'un omzuna yaslamıştı. Jungkook tekrar boynuna öpücükler bahşetmişti.

"Uzun zamandır bu anı beklediğimi bilmiyordum."

Aklına dolan anlarla kendini tekrar koca bir gülümsemenin içinde buldu ve yanaklarını şişirip nefes vererek Jungkook'un odasını incelemeye başladı. Yatağın yanındaki büyük cam güneş ışıklarının rahat bir şekilde odaya girmesini sağlıyordu. Yatağın diğer tarafında büyük ve ahşaptan olduğu belli olan büyük bir dolap vardı. Yatağın hemen karşısında ise güzel bir çalışma masası ve masanın üzerinde birçok fotoğraf asılıydı. Çeşitli ağaçlar, tarihi yapılar ve doğal yapıların bulunduğu küçük bir albüm gibiydi.

Yavaşça yataktan kalkmış ve fotoğrafların olduğu tarafa yönelmişti. Her adımında arka tarafı sızlıyordu fakat bunu umursamadı ve yürümeye devam etti. Fotoğrafları daha yakından incelerken, saçlarını geriye doğru taradı. Jungkook oldukça yer gezmiş ve bu güzel yerlerin anısını küçük bir fotoğrafa sığdırmıştı.

"Geldim."

Jungkook elinde küçük bir tepsiye içeri gelmiş kapıyı ayağıyla kapatırken mırıldanmıştı. Jimin bakışlarını, kahveli çocuğa döndürdü ve gülümsedi.

hey jimin | jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin