''Hey Jamie, konuşmak ister misin?'' Nolan ellerini siyah pantolonun cebine sokarak arka bahçeye Jamie'nin yanına ilerledi.
''Hayır, sanmıyorum.'' Gözlerini Los Angeles manzarasına dikti. Hafif rüzgardan saçları savruluyordu.
''Sadece o adamla olan tüm bağımı kesmek istemiştim. İhtiyacım olan bir iki kağıt parçasıydı. Onları bulamayınca işimize yarar diye bu dosyaları alıp çıktım. Her şeyi berbat ettim.''
Nolan cevap vermedi.
''Carley'nin yüzünü görmeliydin. Sanki benden nefret etmiş gibiydi. Tiksintiyle baktı bana. Bencil olduğumu söyledi. ''
Nolan da bakışlarını manzaraya çevirdi.
''Carley öyle biri değil. Sadece korktu. Açıkçası ben de korkuyorum. Birbirimizi korumalıyız Jamie. Eğer sen de tek başına böyle işlere kalkışırsan ben hem seni, hem Carley'i hem de eşimi ve çocuğumu koruyamam. Sana ihtiyacım var.''
Jamie bakışlarını ona çevirdi.
''Sana ve ona sahip olduğum için ben dünyanın en şanslı abisiyim. Sizi tanıdığım ilk günden beri bir kez bile aklımdan çıkmadınız. Ben de korkuyorum Nolan. Beni alacak ve yine hapis edecek diye korkuyorum. Sizi bir daha asla bırakamam.''
Nolan, elini Jamie'nin omzuna koydu.
''Buna izin vermeyiz. Merak etme.''
''Yavaş yemeyi denesen, öğrendiğim tüm ilk yardım tekniklerini şimdi kullanmak istemiyorum.'' En sevdiğim hamburgercide fazlasıyla acıktığım için hızlı yiyordum ve arada bir boğazıma takılmasına engel olmaya çalışıyordum.
''Tabii, seve seve suni teneffüs yaparım ama... Dudaklarına dokunmak için bahane bulmama gerek yok.'' diyerek bana göz kırptı.
Carter'ın esprili kişiliğini seviyordum. Bana olan bakışlarını, her zaman yanımda olmasını ve en önemlisi beni olduğum gibi kabul etmesini seviyordum. Bana ciddi anlamda hiçbir zaman ne yapmam gerektiğini söylemezdi. Sadece tavsiye verir ve kararı bana bırakırdı.
''Sorun ne?'' diye sordu. Uzun bir süredir bardaktaki pipeti çevirmem dikkatini çekmiş olmalıydı.
''Sorun evdekiler. Birbirimizden uzaklaşıyoruz. Tam aksine birbirimize bu kadar ihtiyaç duyduğumuz zamanda birbirimizi yarı yolda bırakıyoruz.''
''Carley, böyle düşünmene gerek yok.'' Elimi tuttu.
''Olanları görmüyor musun? Düğünden sonra hiçbirimiz tam anlamıyla iyileşemedik. İçimizde bir sevgi var ama birbirimize gösteremiyoruz. Gitgide birbirimizden uzaklaşıyoruz ve bunu görmezden geliyoruz. Jamie, kendi başına işlere kalkışıyor. Nolan ise kendi halinde sürekli Grace ile kavga ediyor, ben ise kendi halimdeyim. Babam sürekli işte veya uzakta bir yerlerde. Sanki bize bıraktığı ev değil de bir okul gibi. Biz de sürekli birbiriyle kavga eden ama umursamayan ama eve gidince ilk düşündüğü şey yaşananlar olanlardanız.'' Carter elimi daha sıkı tuttu ve baş parmağıyla elimi okşamaya başladı.
''Carley, San Francisco'da bizi kurtarırken hep birlikteydiniz. Jamie farklı bir şeyin peşinde gibi ama bana göre huzuru bulmaya çalışıyor. Nolan ise yeni ailesine alışmaya çalışıyor ve tabii ki eskisi gibi olmayacak. Ve sen... Bunca zamandır yanında yoktum. O yüzden kendini yalnız hissettin. Ama şimdi buradayım. Yanındayım.'' Dirseğimi masaya koyarak elimi başıma yasladım. Carter derin bir nefes aldı.
''Haydi, seni eve götüreyim. Söylediklerimi bir düşün.''
Evin önüne park ettiğinde arabadan inmek istemediğimi fark ettim. Carter bana iyi geliyordu ve sürekli onun yanında olmak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CARLEY: KARANLIĞIN SIRRI (2.KİTAP)
Teen FictionCarley Kayıp Anılar'ın devamı. Carley Kayıp Anılar'ı satın almak için 0 546 671 24 90 WhatsApp'tan iletişime geçin.