Size yaşadığım deneyimlerden birini anlatmaya geldim bugün. Huzurevine gittik bir grup arkadaşla. Yıllardır yapmak istediğim büyük bir eylem olsa da kısmet 2019 yılının 12 Ekimine imiş.
Servet Amcayla tanıştım. Yeşil gözleri, beyaz saçları, kirli sakalları vardı.
Boyu uzundu. Bedeni ise zayıf...
Sohbeti ben başlattım. 1946 yılında doğmuş. 73 yaşında ama hala dinç bir adam. Keşke imkanım olsa da atsam size fotoğrafını fakat atamıyorum.
Karslıymış aslen.
"Sende ne anılar vardır şimdi !" Diye gülerek ve heyecanla söylediğim cümlemin beni sonrasında üzüntüye boğacağını hiç tahmin etmemiştim.
"Var işte bir şeyler." deyip gülümsedi. Yaşlılarla konuşmayı, eski anılarda boğulmayı seven biri olarak başladım dinlemeye.
"Çok açlık gördük. Yokluk sıkıntımız çok oldu. Hiç durmadan çalıştım. Amcamlarda kalırdım." dedi.
"Annen baban nerede?" diyemedim. Dilim varmadı tabi ki. Askerliğini İzmir de yapmış. Askeriyede kısaca bahsetti.
Bir akrabasına gitmiş ziyarete. Demiş ki "Baldızım var deyip duruyorsun. E tanıştırsana bizi?"
"Gördüm, beğendim." dedi. Kader ne şaşılası bir şey bir kere daha anladım.
"İlk iki çocuğum erkekti. Biri 11 aylıkken öldü." dedi. 11 aylık ölenin adı Şeyh Şamilmiş. Tarihteki Şeyh Şamilden bahsetti bize.
Yaşanmışı çok olsa da tarihi, dini bilgisi de çoktu.
" Şeyh Şamil, ben, eşim bir gün evde oturuyoruz. Oğlumu uzaktan seviyordum. Kahkalarla bize gülüyordu. Hanım da ben de şaşkınlıkla bakıyorduk" dedi.
Yüzünde burukluk oluşurken "Ertesi gün işe gittiğimde bana haber geldi. Hasta bile değildi oğlum. Durup dururken ölmüş. Çok üzüldüm ama benden daha çok evladımı seven Rabbim vardı." dedi.
Yüreğinin güzelliği, Rabbime olan teslimiyeti o kadar hoştu ki bir an kendimi sorguladım. Rabbim kimsenin başına vermesin ama teslim olabilmek çok zor.
" Anne baba da olsan Rabbim kadar çok sevebilir misin ki? "dedi." İnşAllah biz öteki dünyada karşılaşacağız evladımla. Biz cehennemlik bile olsak yavrum cennetlik. O anne babasını görmek istediğinde Rabbim bizi ona gösterecek. "dedi.
Karısı, hayat arkadaşı 2 sene evvel vefat etmiş. Bunu dile getirirken gözleri doldu. Gözlerini hemen silip" Eskiyi hatırlayınca hep üzülüyorum. "dedi.
İnsan sorgulayamıyor inanın. Merak ediyorsun ama üzmeye kıyamıyorum. Zaten bolca imtihandan geçmiş 73 yaşındaki adama" Karın neden öldü? "diyemiyorsunuz.
Şimdi hayatta olan 3 oğlu iki kızı varmış. Yıllar evvel çalışmaya Konyaya gelmiş. Sonra da Konya da kalmış. Kızının biri Konyadaymış. Oğullarının ikisi İstanbulda.
" Şükür hepsini okuttum. "derken büyük bir gurur vardı üzerinde.
" Anne babanız sizi dövse bile onlara kızmayın. Anne baba olunca "onlar haklıymış" diyorsunuz "dedi.
Evlatlarından hiç ayrıntılı bahsetmese de yüreğimde bir yerde bu durumdan müzdarip olduğunu hissettim. Torunlarından hiç bahsetmedi mesela.
"Okuyun." dedi bize. "Derslerinizi ihmal etmeyin. Gelecek nesil sizlere emanet. Onlara iyi bakın."
"Malum savaş var. Rabbim inşAllah Türklere bir şey olmasına izin vermeyecek. Siz neslinizi hayırlı, güzel yetiştirmeye bakın." dedi.
"Bize dualarını eksik etme." dedim. Şu an aklımda kalmasa da güzel dualarını da etti.
Kimseye haber etmeden gelmiş huzurevine. "Burası nasıl bir yer merak ettim." dedi. Gittiğimiz kurum özeldi. "Parasını yatırdım diye bir ay mecbur kalacağım. Geleli iki hafta oldu. Ben burada çok sıkılıyorum kızım. Evime döneceğim." dedi.
Köyde, bahçeli bir evi varmış.
"Yemek yapabiliyor musun?" dedim.
"Sabah yumurta kırarım, öğlen dışarıdan yerim. Akşamda yumurtayla kahvaltılık geçiririm. Komşularım buraya geldiğimi duyunca bana çok kızdı. Onların yanına gideceğim. Eski insanlıklar şimdi kalmasa da iyi komşularım var." Diye ekledi. Yanından ayrılırken Arap alfabesini baştan sona saydı.
Servet Amca, o huzurevindeki belki de yaşanmışlık olarak en iyilerini gören biriydi. Zira hayata gözlerini yetimhanede açmış bir amcamız da vardı.
Bunları niye anlatıyorum biliyor musunuz? Sahip olduklarımıza şükredebilelim diye. Huzurevine gitmek isteyenlere bir tecrübe olsun diye. Ve... anlattıkça sizinde birtakım tecrübeleriniz, bilgileriniz oluşsun diye.
Yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEKAN BİZİM
Non-FictionBurası bizim yerimiz. ıçimizi dökebildiğimiz, sırlarımızı yalnızca okuyanların bildiği, kimi zaman kimseye söyleyemediğimiz, yeri geldiğinde birbirimize tavsiyeler verdiğimiz, bazen bizden küçüklerin bile bize ağabey, abla olduğu yerdeyiz. Unutma ME...