Two

251 24 9
                                    


Millie Bobby Brown

Üzerimi giyindiğimde aynada kendime baktım.(medya) Umarım beğenirdi beni, yani beğenirlerdi. Etrafımda dönüp çantamı koluma taktım ve dışarı çıktım.

Az sonra görünen, beni götürecek olan,  arabayla kalp atışlarım hızlanırken boğazımı temizledim. Tamam bu normaldi,  sonuçta kaç aydır görmediğim arkadaşlarımı görecektim. Araba önümde durduğunda hemen bindim. Bir an önce oraya ulaşmak istiyordum.

Sonunda restorantın önüne vardığımızda resmen kendimi arabadan attım. Neyseki hiçbir magazin sitesi bizim burada olduğumuzu bilmiyordu ki rahatça takılabilecektik. Restoranttan içeri girdiğimde gözlerimle hızlıca etrafı taradım. Bizimkileri gördüğümde ise o tarafa yöneldim. Sanırım en geç ben gelmiştim.

Noah beni fark eder etmez ayağa kalktı ve kolları arasına aldı. Aynı şekilde karşılık verirken bu şapşiği ne kadar özlediğimi bir kez daha anladım. Ondan ayrıldıktan sonra sırayla Saddie, Gaten ve Caleb'e sarıldım. Sıra Finn'e geldiğinde ise kalbim ağzımda atıyordu sanki. Görmeyeli boyu uzamış, değişmiş, çok daha yakışıklı olmuştu. Kollarımı kaldırıp boynuna doladığımda onun kollarıda belimdeki yerini aldı.

Kokusunu derin derin içime çekerken ne yaptığımı, neden yaptığımı sorgulamıyordum bile.. Sadece yapıyordum. "Çok özledim be Mills, çok." sözleri zaten hızlı atan kalbimi şimdi daha da hızlandırmıştı. Gülümsedim. "Bende seni Wolfhard." gülümsedi. Gülümsedik. Birbirimizin gözlerine bakarken gülümsemek anlatılamayacak kadar mükemmel bir duyguydu.

Yani, rol arkadaşım olduğu için çok şanslıydım. Harika bir arkadaştı..

...

Geçen bölüme oy veren kişiye sonsuzzz teşkürler..

Karmakarışık || FİLLİE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin