ben senin sesindeki cızırtıyım, ağladığında. eski bir radyoda şarkı arar gibi, cümlelerini değiştiriyorum kafamdan.
ben o yırttığın sayfayım, yazamadığın şiirlerin yüz karasıyım satırlarında.
bir sesin var inan, uzay boşluğu kadar derin. o boşluğa düşmeyi özlüyorum bugünlerde. ben senin karanlığındaki o duvara çökmüş kişiyim. duvarlarını tekmeleyen duygularının altında ezilen o gölgeyim.
bir ağırlık var diyorsun üzerimde günlerdir. o ağırlığı elimle alıp kenara köşeye fırlatamadıkça sen boğuluyorsun, görebiliyorum. sözlerinin tükenmişliğiyim, dolan gözlerini diktiğin gökyüzüyüm. görüyorum, konuşamıyorum. sen benim sessizliğim, ben senin çığlıkların. bir sevgi kadar zarif, bir nefret kadar acı verici şimdi her şey.
sustuğumuz her şey.
ama demiştin, ''bunlar konuşulması gereken şeylerdi.'' ben senin dudaklarındaki mırıldanışım, şarkı söylemek istediğinde. bir kabustan uyanır gibi, ölümlüyü ölümsüz yapıyorum kalbini çıkardığım o bataklıktan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
senden kalan anılar kütüphanesi
Sonstigeskafam çok karışık ve içimdeki o çiçek öldü çoktan her şeyi anlatacağım eğer dizlerime uzanırsan 'bu bir yaz hikayesi.'