Bölüm 68

23.6K 1.1K 429
                                    

Anastasia

Eve gelip ayakkabılarımı çıkarırken aynı zamanda evin sıcaklığıyla kendime gelmeyi bekliyordum. Yürümek istemiştim ama evime kadar yürümeyi planlamamıştım. Cidden. O kadar yolu nasıl yürümüştüm?  Üstelik hava fazlasıyla soğuktu. Barla evimin arasında gerçekten uzun bir mesafe vardı. Bir saate yakın zamandır yürüyor olmalıydım. Harry'nin beni merak edip aramasıda bunda etkili olabilirdi. Bana bağırmıştı. Sinirlenmiştim ve o sinirle hızlanmış kendimi evde bulmuştum. Evet nedeni kesinlikle buydu.

Evdeki bütün ışıklar kapalıydı. Ya annem evde yoktu ya da çoktan uyumuştu. Odama çıkmadan önce annemin odasına ilerledim. Kapalı olan kapıyı yavaşca açtığımda hiç bozulmamış bir yatakla karşılaştım. Harika. Annem yine evde değildi.

Cebimden telefonumu çıkarıp baktığımda saatin on bire geldiğini gördüm. Bugün pazardı ama annem hala evde değildi. Ona nerede olduğuna dair mesaj attıktan sonra odama çıktım. Üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup geceliğimi giydim. Ardından yüzümdeki makyajdan kurtulup saçımı topladım. O sırada telefonuma mesaj geldi.

Lydia teyzenlerdeyim bebeğim. Bir saate dönerim.

Derin bir nefes alıp verdim. Bu mesaj gerçekten beni rahatlatmıştı. Pazar günü olması ve bu saatte annemin evde olmaması benim için endişelendiriciydi. Ama kapı çaldığında bu endişem tekrardan geri gelmişti. Bu saatte kim gelmişti ki? Üstelik evde tektim. Lanet olsun. Anneminde bir saat sonra geleceğini düşünürsek. Siktir.

Hızlı adımlarla aşağı indim. Kapıdaki kişi zile bir kez daha bastı. Ardından kapıyı yumruklarcasına çaldı.

"Anastasia." Ah hayır. "Kapıyı aç."

Burada ne işi vardı? Konuştuğumuzda hala o gürültülü bardaydı. Ama şimdi..

"İçeride olduğunu biliyorum. Odanın ışığı açık. Aç şu lanet kapıyı!" Kapı bir kez daha yumruklandı. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Ardından kapıyı açtım.

Harry, kapıya yaslandığı için ben kapıyı açınca bir an sendeledi. Sonra kendini toparlayıp bana baktı. Beni başta aşağı süzdükten sonra dudağının kenarı kıvrıldı. "Güzel gecelik." Hiçbir şey söylemedim. Halinden anlaşılıyordu. Sarhoştu. Yine.

İçeri adımladı. Arkasından isteksizce kapıyı kapattım. Onu buradan göndermem gerekiyordu. Ama o buradaydı.

Sırtım kapıya yaslı bir şekilde dururken Harry arkasını dönüp benimle göz göze geldi.

"Burada ne işin var?" Diye sordum. Birkaç saat önce onunla dans ettiğimizi hatırladım ve bütün vücudum sinirden gerildi.

"Çünkü sen burada yaşıyorsun?" Elini havaya kaldırdı. Ardından bir kahkaha patlattı. O an gözlerim eline takıldı.

"E-elin kanıyor." Kan neredeyse kurumuştu. İğrenç. Yanına gidip elini avuçlarımın içine aldım. "Nasıl oldu?"

"Bardağı sıktığımı fark etmemişim."

"Sen aptalsın." Onu peşimden sürükledim.

"Biliyorum. Beni nereye götürüyorsun? Sevişecek miyiz?"

Olduğum yerde durdum. Sakin ol Ana. "Hayır. Seninle sevişmeyeceğim." Arkamı dönüp ona baktım. "Biz artık birlikte değiliz Harry. Bunu unutuyorsun."

"Evet. Unutmak en güzel şey."

Sinirlenmeyecektim. O sarhoştu ve her zaman ki gibi saçmalıyordu. Yine.

"Eline pansuman yapacağım." Onu salona götürüp koltuğa oturttum. Ardından annemin ilk yardım çantasını alarak tekrardan yanına döndüm. Harry gözlerini kapatmıştı. Başını koltuğun arkasına yaslamış bir şekilde duruyordu. Benim geldiğimi duyunca gözlerini açtı ve oturduğu yerde doğruldu.

Unexpected.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin