@6dilara ithafendir 🩵
~~~~~
"Ben cenneti arıyorken cehennemi gördüm.
●●●●●●●●●●●
Şimdi nerdemiyim? Yine o uçurumun kenarında. Yine deniz hırçın bir şekilde kayalıklara çarpıyordu, parçalamak ister gibi.
Ayaktayım, denizin kokusunu içime çekiyorum. Huzur veriyor. Ama bu deniz bile birinin katili olmuştu. Yabancı'nın deniz kızını ondan alıp götürdü. Bir daha geri getirmemek üzere.
"Atlıcakmısın?" Arkamdan gelen sesle döndüm. Bu oydu, yabancı. "Arkamda gözü yaşlı birilerini bırakacağımı sanmıyorum." Dedim ve yere çöktüm. "Yine mi?" Diye sordu. Anlamamıştım. "Yine derken?" Dedim. Bana bakmıyordu yine denize bakıyordu. Bana bakmamasının sebebi olmalı. "Yine bir sorun oldu, değil mi?" Dedi. "Nerden biliyorsun bir sorun olduğunu?" Dedim merakla. "Buraya ilk geldiğinde yine bir sorun olmuştu, ve bugün ikinci defa buraya geliyorsun. Buda demek oluyorki, bir sorun var ve sen yalnız kalmaya geldin." Dedi bilmişlikle. Evet, doğru söylüyor. Yalınz kalmaya ihtiyacım vardı, Mert'den uzak olmak için geldim buraya. "Yanlış yapıyorsun Afra." Dediğinde yüzüne baktım. "Adımı nerden biliyorsun?" Dedim sadece buna takılmıştım. "Aras'la buraya geldiniz gün, ben de buradaydım. Ve sizi izliyordum. Aras'ın sana nasıl baktığını izledim, senin onu nasıl sevdiğini. Her şeyinizi izledim. Aras'ın ne kadar şanslı olduğunu düşündüm. Çünkü yanında sevdiği vardı. Ama şimdi, o da benim gibi, cenneti değil, cehennemi yaşıyor." Dedi hâlâ bana bakmıyordu. O böyle konuşunda unuttuğum acı tekrar gün yüzüne çıkmıştı. "Ben bunun olmasını istememiştim." Dedim titreyen sesimle. "Ben sana tanıştığımız ilk gün ne anlatmıştım, hatırlıyormusun?" Dediğinde başımla onayladım. "Bu deniz benim kızımın katili, yarın belki senin sevdiğinin katili olur. Hayatın önüne ne getireceğini bilemessin. Sizi ayırmalarına izin verme." Dedi. "Verdim bile." Dedim. Gözlerim dolmuştu. "O zaman bugün, yarın, veya birkaç gün sonra onu kaybedeceksin." Dedi. "Öyle deme." Dedim. "Kader gerçekten aşık olanları sınar, onlara daha çok acı verir, ayırır, parçalar, yıkar. Sonrada senden sonsuza dek koparır." Dediğinde içime bir ateş girdi. Aras'ı benden almasın, onu benden almasın lütfen.
Saatlerce oturduk. Birdaha da konuşmadık. Yabancı benim yüzüme bile bakmadı. Merak ediyordum sadece bana karşımı öyle yoksa herkese mi? Sanki ben bu yabancı'yı daha önceden tanıyormuşum gibi. Onunla konuşmak çok iyi geliyordu, çünkü o da bu acıları çekti belki daha fazlasını.
"Sana özel değil." Dedi birden. Anlamamış gibi yüzüne baktım. "Sana bakmam diyorum, sana özel değil. Tüm kızlara böyle. Çünkü ben deniz kızıma söz verdim, ondan başka hiç bir kıza bakmiyacağım. Anneme bile bakmıyorum." Dediğinde şokla yüzüne baktım. "Ama o artık yok, seni göremez, verdiğin sözü tutup tutmadığını bilemez." Dedim. "Görmesede olur, bilmesede, hissetmesede olur. Ama ben bu sözü tutacağıma söz verdim. Ama bu sözü senin yüzünden bozdum." Dedi. "Sana baktım, mavi gözlerine baktım, saçlarına baktım. Senin yüzünden deniz kızıma verdiğim sözü tutamadım. Keşke seni hiç tanımasaydım." Bana bakmadığına yemin ede bilirdim. Ama anlamıyorum nasıl oldu? "Biliyor musun? Deniz kızıma çok benziyorsun. Şu an yanımda o varmış gibi." Dediğinde daha çok canım acıdı bunu ona yapmak istemezdim. "Ben, özür dilerim." Dedim. "Senin hatan değil, benim hatam." Dedi. "Aras'dan ne saklıyorsan git anlat mavi göz, yoksa dönüşü olmayan bir yola girersin." Dedi. "Anlatamam, canı çok yanar. Belki ben de senin gibi onu sonsuza dek kaybederim." Dedim. "Şimdi daha az mı canı yanıyor sanıyorsun? Emin ol gerçekler senin onu bırakıp gitmen kadar yakmaz." Dedi. "Anlamıyorsun, onu sonsuza dek kaybederim." Dedim. "Kaybetmesin, eğer seni gerçekten seviyorsa bırakıp gitmez. Benim yaptığım hataları sen yapma mavi göz, elinden sonsuza dek gitmesini izin verme!" Dedi. Sinirle ayağıya kalktım. "Anlamıyorsun! Ölücek. Ben bundan korkuyorum, ben onu sonsuza dek kaybedemem. Varsın benden uzak olsun, yaşamasını bilmek daha güzel." Dedim. "Yaşayan ölü, tam iki yıldır siyah giyorum. Diğer renkleri unuttum, ben tam iki yıldır sim siyahım. Kimsenin umrunda bile değil. Kendi kızı'nın öldüğünü bile unutan anne baba var. Ben bu iki yılda o kadar çok hastaneler yattım ki... aslında ne var biliyor musun? Ben o kadar acı çekerken, bir ölüyken kimse beni sormadı, umursamadı bile. Kimse gelipde bana, "Sen niye siyah giyorsun?" Diye sormadı. Ailesi, arkadaşları, akrabaları deniz kızımı unuttu. Ama ben, ben hâlâ dünmüş gibi acı çekiyorum, ölüyorum. Ama elimden tutan kimse yok. Unutma, sen de bir gün benim gibi olursan kimse seni gelip sormaz, varlığını bile unuturlar. Sizi ancak sen ayakta tutabilirsin mavi göz." Tüm bunları gözlerimin içine bakarak söyledi ve gözleri dolmuş şekilde. "Cennetinizi cehenneme çevirme." Dedi ve arkasına dönüp ilerledi. "Ve sen mavi göz, bana verdiğim sözü bozdurdun. Deniz kızım beni asla affetmeyecek. Asla." Deyip gitti. Ben, ben de bu yabancı gibi sim siyah giyinmek, sevdiğim adamın yasını tutmak istemiyorum. Yabancı çok haklı, baştan sona haklı hem de. Mert'in amacına ulaşmasına izin vermiyeceğim. Aşkımızı ayakta tutabilmek için ölümü bile göze almaya hazırım. Peki ya Aras, çok acı çektirdim ona. Yıkdım, öldürdüm, parçaladım. Buna rağmen beni nasıl affedecek? Ama biliyorum Aras beni herne olursa olsun affedecek.
ARAS'IN AĞZINDAN
Sabaha kadar binlerce düşünce bana eziyet etti. Ve gece bir yılmış geldi. Ama yinede sabreder.
Onu kaybetmek istemiyorum. Ama ne yazık ki artık çok geç. O gitti, ve bir daha asla dönmeyecek.
Aklım almıyor, nasıl yapar bunu bana? Hem de ben onu bu kadar çok seviyorken. Ona "neden beni kandırdın?" Demek istiyorum.
Peki buna hangi yüzle cevap verecek?
Zaten ihanet dedikleri bu değil mi? Hepsi bundan başlamaz mı?Günlük hayatım burada; yaşayan bir ölüyüm, ve tıpkı dün gibi ölüyüm. Her gün olduğu gibi.
Bütün hislerim karışık, özlememem gereken kişiyi özlüyorum. Bunlardan kurtulmak için ne yapmalıyım? Hangi ölüm şekli en acısız?
Elimdeki içki dolu olan kristal bardağa baktım ve tam karşımdaki duvara fırlattım. Ve pardak param parça oldu. Tıpkı benim kalbim gibi. Azda olsa, içmek bu acıyı hafifletiyor. Ama kalbimden sonsuza dek alıp çıkaramıyor.
Dünya'nın en büyük yükü ne biliyormusunuz? Kalbi sen de olmayanı kalbinde taşımak...
Onu unutmak istiyorum, onu unutmak istiyorum, onu unutmak istiyorum. Süreli bu cümleyi tekrarlıyorum, sanki gerçekleşecekmiş gibi.
Onun sesini duymak istiyorum. Sabaha kadar uyuyamadım, nedeni ise onu rüyamda görmek istemediğim için. Onu görmek bana acı veriyor, kalbimi parçalıyor. Her şeyi anlatmasını istiyorum, tüm gerçekleri. Ben onu her şeye rağmen affetmeye hazırım, peki ya kalbim onu affede bilecek mi? Çünkü o çok kırıldı, parçalandı.
Onun sesini duymak istiyorum. Dayanamayıp yanımdaki komidinden varlığını bile unuttuğum telefonumu aldım ve onu aradım. Bir zamanlar benim olanı aradım.
"Alo, Aras." Dedi. Sesi bana huzur veriyordu. Gözlerimi yumdum. "Seni çok özledim.." dedim önümdeki boş duvara bakarak. Ses gelmedi, konuşmiyacağını anladığımda tekrar konuştum. "Neden, neden bize bunu yaptın Afra? Hangi lafım dokundu sana? Çokmu kırdım? Beni terkedecek kadar mı kırdım seni?" Dedim. Afra'nın hıçkırık sesini duydum. Ağlıyordu, o akan göz yaşlar tek tek benim kalbime bir ateş parçasıymış gibi yakıyordu. "Canım çok yanıyor, ama dayanıyorum. Zorundayım. Senin sayende." Dedim acı içinde. Onun canı yanıyorsa benimki misli misli daha fazla yanıyordu. "Neden sol tarafım bu kadar acı çekiyor Afra?" Dedim. Gözlerim uyumamaktan kıpkırmızı m
Olmuştu ve ağrıyordu. "Niye susuyorsun?" Dedim. "Şimdi gel desen, koşa koşa gelirdim." Dedim. Olmayacak bir cümle. "Sen bana çok acı veriyorsun Afra, çok fazla hem de.." telefonu kapattım. Belki benle konuşur bir şeyler anlatır sandım ama. Anlatmadı, sadece susup ağladı.Ben cenneti arıyorken cehennemi gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ OKUL (Düzenleniyor)
Novela JuvenilHer şey Afra'nın yeni okula gitmesiyle başlar. Bu gittiği okulda Aras ve çetesi ile tanışır. Ve bu çete'nin kötü şakalarına uğrayacak yeni kişidir. Bakalım Aras ve Afra'nın nefreti ne zaman aşka dönüşecek? Aşk kimleri değiştirecek? *Peki ya aşk her...