Taylor Swift - Beautiful Ghosts
❝ Çok güzel giden günü önündeki adamın burnuna gelen tarçın ve yağmur sonrası ortaya çıkan toprak kokusuyla darmadağın olmuştu. ❞
O gün fakülteden çıkıp kendini eve nasıl attığını hatırlamıyordu Taehyung. Tek hatırladığı şey kalbinde oluşan tekleme ve kokunun üzerinde bıraktığı yatıştırıcı etkisiydi.
Önünde oturup dersi dinlemesi gerçeğini unutmaya çalışıyordu ama sanki zihni bunu evi haline getirmeye çalışan örümcekler gibi onun etrafında ağ oluşturuyordu. Derse isteyen öğrenciler katılabiliyordu, bu yüzden tuhaf değildi gelmesi. Fakat tuhaf olan şey Taehyung'un onu daha önce hiç derste görmemiş olmasıydı. Görürse dikkatini çekeceğini biliyordu, tıpkı o gün olduğu gibi.Kafasını laptopından kaldırdı. Uzun süredir sürekli çalışma halinde olduğu için dizi izleyememişti ve kendisini dinlenmek için dizi izlemek ile ödüllendirmişti. Uzun süredir izlememiş olmasının verdiği etki sayesinde odaklanmakta zorluk çekiyordu. Beyni hep meşgul oluyordu ve bu şekilde hiçbir şey anlamıyordu.
Sıkıntıyla laptopın kapağını kapattı. Yapacak başka hiçbir şey kalmamıştı. Sıkıcı bir hafta sonu yapacak bir şey olmadığında daha sıkıcıdır. Gömüldüğü yatağından kalkarak odasının balkonuna çıktı. Serin havanın yüzünde oluşturduğu sert duvarın düşüncelerini unutturabileceğini düşünüyordu. Gözlerini kapattı. Dudaklarını aralayarak aldığı nefes tüm ağzını kurutmuştu. Bundan hoşnut oldu. Serin hava dinç kalmasını sağlıyor her şeye rağmen onu ayakta tutuyordu. Kafasını kaldırdı, gökyüzüne baktı. Hava bulutluydu. Güneş bulutları önüne perde misali almış arkasına saklanan küçük bir çocuk gibi duruyordu arkadan. Gülümsedi. Hayatta bazı şeylere gülümsemek gerekirdi, nedeni olmaksızın. Eğer gülümsersen neden oluşturabilirdin. İnsan gülümsemezse mutlu olamazdı.
Burnunun ucuna düşen minik bir su damlası onu kendine getirdi. Yağmur yağıyordu. İçini tarifsiz bir mutluluk kapladı. Ellerini kaldırdı ve bulutlardan kurtulan yağmur damlalarını teninde hissetti. Özgürlüğü tanımlarcasına zemine düşen yağmur damlalarının oluşturduğu dağılma hareketini izledi. 'Gerçekten' dedi. 'Gerçekten işe yarıyormuş gülümsemek.'
***
Oflayarak fakülteye doğru hızlı adımlarla ilerliyordu. Nefesi sıkışmıştı oflamaktan ama önemsemiyordu o an hiçbir şeyi. Sadece yetişmesi gereken derse odaklanmıştı. Maalesef ki geç kalması sonucu hayatında ilk defa derse geç kalmak istemiyordu.
Arkasından ilerleyen birisi vardı, hissediyordu. Kim olduğunu görmek için arkasını dönme gereği duymadı. Zaten kendisinden hızlıydı birazdan öne geçerdi. Fakat öyle olmadı. Dersliğe girene kadar onun önüne geçmedi. Sonrasında Taehyung oturacağı yere geçene kadar da önüne geçmedi. Taehyung oturduktan sonra hemen arkasına oturdu.
Gözlerini kapattı Taehyung. Akciğerleri o kadar şişmişti ki artık güçlükle nefes alabiliyordu. Nefesinin düzelmesini bekledi. Elindeki kalemi sıktı. Küçükken geçirdiği akciğer rahatsızlığından dolayı her nefes nefese kaldığında inanılmaz canı yanıyordu. Arkasından pet şişe uzatıldığını gördü. Pet şişeyi aldığında boğazımın kuruduğunu yeni fark etmişti. Suyu kafasına dikti. Çok susamıştı.
Pet şişeyi veren kişinin yüzüne bakmadan teşekkür etmişti. İnsanların yüzlerine bakmayı pek sevmezdi. Gördüğü her yüz zihninde yer edinir, onu meşgul ederdi. Her yüzün ne yaşadığını merak eder, onun üzerine düşünürdü. O da zamanla sorunu yüzleri görmeyerek çözmüştü.
Yanına birisi oturduğunda şaşırmıştı. Daha önce yanına kimse oturmazdı. Bakmak için kafasını kaldırdığında omuzlarında küt saçları, ressam şapkasıyla iri gözlü bir kız görmüştü. Çok dikkat ederek bakmış olacak ki kız mahcup bir şekilde gülümseyip kendisini tanıtmaya koyulmuştu. Gülümseyince gözleri tamamen kısılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Petrichor// TaeKook ☑
FanfictionElinde pamuk şekeri ile marketten çıkan çocuk o gün kolları dövmeli, dizleri yaralı adama aşık olmuştu. Nedeni ise basitti, adamın dizlerinin yaralı olması.