Okuyan ve takip eden arkadaşlarım. Öncelikle sizi seviyorum ve sizlere çok teşekkür ediyorum.Uzun bir süre yazamadığımın farkındayım, ama bundan sonra kısa aralıklarla yayınlayacağım.Tekrar teşekkürler..
8 Haziran 2019
-Yemek zamanı !
Bağırtıyla uyandım.Kafam bir elinde sopa,bir elinde ufak bir yemek kasesi,belinde yarı otomatik bir silah olan,ayağına bu sıcakta postal giyen,asker tipli bir adamın ayaklarının dibindeydi. Nerde olduğumu kestiremiyordum.Etraf karanlıktı.Tavanda uzunca bir florasan lamba vardı fakat kendine hayrı yoktu.Kendime gelmeye başladığımda etrafımın yara bere içinde olduğunu farkettim,acıdan kıvranacak durumdaydım ama farkettirmemeye çalışıyordum. Adam bir süre sessiz kaldıktan sonra beni sopayla dürttü ve elindeki kaseyi yanıma fırlattı.-İster ye,ister yeme.Kancık herif...
Burda ne kadar kaldığımı bilmiyorum fakat önüme attığı şey herneyse kalkıp yemek için can atıyordum ama dermanım yoktu.Ayaklarım ve kollarım bileklerinden sıkıca bağlanmıştı. Kendimi derin bir nefes almaya çalışarak kaseye doğru ittim. Önümde duran bir parça bayat ekmeği ısırdım ve tastaki çorbaya kafamı daldırdım.Tadını almamış olsamda çorba karnımı doyurmaya yetmişti.İyice kendime geldim ve etrafıma tekrar bakındım.Kalın suntadan bir kapısı olan, duvarda camı olmayan bir odadaydım. Diğerlerinin nerede olduğuna dair bir fikrim yoktu.Dizlerimden güç alarak yavaşça ayağa kalktım ve kapının küçük çatlağından dışarıya göz gezdirdim.Hiç kimse görünmüyordu.Kapıyı açmanın yolunu bulursam kurtulabilirdim ama fazla uzaklaşamazdım. Oturdum ve birinin içeri gelmesini beklemeye başladım.
3 Saat Sonra
-(Sessizce)Ayak sesleri,sonunda birileri geliyor.
Adam karşımdaydı.Fogg diye seslendikleri,gözümün önünde David'i öldüren adam...Yanında yüzünde korkutucu bir iz olan,kalıplı bir adamıyla beraber beni getirdikleri taburelerden birine oturttu.
-Evet,genç adam anlatmaya başla bakalım.Adın ne?
-Annen de böyle sorardı (Kıkırdadım)..Yapılı adam ağzıma sağlam bir yumruk indirdi.
-Mağazaya gelmeden önce kaç kişiydiniz ?
-Dedim ya an...Bitiremeden sağlam bir yumruk daha yedim ve birkaç dişimi yerde gördüm.
-Ne zamandır hayattasın ?
-(Yumruk yememek için bu sefer düzgün bir cevap vermem gerekirdi)17 gün.
-Etkileyici.Zenci arkadaşından öğrendiğime göre onlarla sadece bi haftadır berabermişsin.10 gün boyunca tek dayandın demek.
-Onlar nerde ?Karım nerde,nerdeler adi herif söyle !
-Şu genç arkadaşını kurtaramadık.Yolda öldü malesef.
-Elbet bu lanet odadan kurtulacağımı biliyorsun dimi.
-Tabiki kurtulucaksın,adamı al ve ikinci bloğa götür.
Yaptığı büyük hatanın farkında değildi.Fogg odadan çıktı.Koca adamla baş başa kaldık, ayaklarımdaki ipi elindeki kamayla kesti ve beni odadan çıkardı. Yanımdakilerin nerde olduğunu bilmiyordum fakat koridorda böyle birkaç oda daha vardı.Odalardan birinden birkaç aylak sesi geliyordu.Diğerlerinde de sanıyorum ki benim gibi insanlar vardı.Bu adamın elinden buradan çıkmadan kurtulmam gerekiyordu. İlk köşeyi dönerken en baştaki odadan Sarah'nın sesini duydum. Düşünmeye başladım..Adam kapı gibiydi,vurmaya ve elindeki kamayı almaya kalksam beni tek eliyle boğardı.Elinden kaçmaya kalksam çıkış yolunu bilmiyordum ve çok fazla çıkmaz yol vardı. Derken 15 metre ötemizde yerinden çıkıp yarıya kadar dikleşmiş su borusunu gördüm. Oraya geldiğimizde adamın ayağına çelme takarım ve bamm... Adam ölür,ben de elindeki kamayla ipi keser,Sarah'yı alır ve çıkardım.Boruya geldik,adamın ayağına hızlıca gerilip vurdum ama devrilmedi.
-Şimdi ezdim seni !
Boğazımdan tuttu,duvara dayadı ve iki eliyle sıkıca boğmaya başladı.Öleceğimi hissediyordum. Odaklanmalıydım,o sırada boynunda asılı olan küçük sivri bir hac olduğunu farkettim.Zar zor elimi hareket ettirdim ve hacı kavradım,son bir hamleyle aldığım havı gırtlağına soktum.Adam yerde kıvranırken elinden düşen kamasını aldım ve elimdeki halatı kestim.Sarah'nın olduğu kapıya gittim.Hızlı bir omuz darbesiyle kapıyı açtım.
-Bebeğim!İyi olduğuna sevindim.Diğerlerini nereye götürdüklerini gördün mü?
-Hepimizi bu odalara tıktılar..
Yavaş yavaş odaların kapılarını açmaya başladım. Seul, Leon ve Katie'yi bulduk. Açmadığımız bir kapı daha vardı. Kim olduğunu görmek için onu da açtım.İçerde genç bir adam vardı.
-Siz de kimsiniz ?Dedi şaşkın bir ifadeyle.
-Bizi burdaki adamlar esir aldı.Görünüşe göre seni de öyle,hadi bizimle gelmelisin.Dedim ve ellerini çözdüm.
-A..aama..
-(Seul sessiz ve heyecanlı)Birileri geliyo acele et Chris!Arka taraftaki yarıktan çıkabiliriz.
-Diyeceğini sonraya sakla!Şimdi buradan çıkıyoruz.
İki koridor sonra arka taraftaki çıkmazda dışarı açılan bir yarık vardı.Teker teker yarıktan çıktık. Hepimizin gözleri kamaşıyordu. Yan tarafı ormanla kaplı küçük bir kasabaya çıkmıştık.Sonra birden havanın karanlık olduğunu farkettim.Gözümüze vuran güneş ışığı değildi, etrafa dikilmiş olan spot ışıklarıydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölülerin Günlüğü
HorrorTüm Dünya'yı kıyamete sürükleyecek bir hata, insanlığın sonunu getirecek bir virüs. İki farklı karakterin gözünden olaylara iki farklı bakış açısıyla Ölülerin Günlüğü tam gaz devam edecek..