Bölüm 10 - Ölü Şehir

41 2 0
                                    

Herkese iyi geceler arkadaşlar. Bazı aksaklıklardan dolayı uzun süre yazmaya ara vermek zorunda kaldım. Yeniden devam etmeyi düşünuyorum, hikayeyi kaldığı yerden fakat yeni bir karakterin gözünden devam ettirmeyi düşündüm.Umarım okumaya değer olmaya devam eder..

24 Mayıs 2019
New Jersey Açıkları

-Saat sanıyorum sabahın 7 si. Kalktığımda kafam dünyadan daha hızlı dönüyordu. Hayatımda beni bu kadar uçuracak başka bir şey içtiğimi hatırlamıyorum. Akşamdan kalmalığın zirvesinde olduğumu kalktığım zaman değil, teknenin üst katından kusmaya başladığım zaman anladım. Ağzımda çilekle karışık vodkanın üstüne içilmiş 1 shotluk tequila nın tadı vardı. Gece çalınan kabin müziklerinin basının tıngırtısı hala kulaklarımı inletiyor. Bir an tekneden düşecek gibi olduğumu hissettim ve kusmaya bir süre ara verip bulunduğum köşeye çöktüm.

Teknemiz karaya yaklaşık 50 kilometre uzaktaydı. 1 aya yakın süredir okyanus açıklarında seyahat etmekte olduğumuz için karayla olan bağlantımız radyo ve televizyonlardan ibaretti. Üç hafta önce başlayan salgın olaylarını haberler an ve an yayınlıyorlardı. Şiddeti ve yayılma alanıyla ilgili pek bilgi verilmese de başlarda büyük çapta karantinalar, sonrasında sokağa çıkma yasağı gibi kısıtlayıcı denetlemeler haberlerin gözdesi olmuştu. Söylenenlere göre yayılan virüs; ilk olarak insanın beyin hücrelerine ve omurilik mekanizmasına yapışarak kendini besliyor ve büyümeye zemin hazırlıyor. Sonrasında beynin içsel yönetim mekanizmasını tamamen ele geçirerek sadece yeme içgüdüsünü boşta bırakıp insanları o yöne doğru çekiyor. Böylelikle insan bedeni vahşi ve tamamen ilkel bir hale gelerek bulduğu her et yığınına saldırıyor. İlk haftalar haberler virüsle ilgili bilgileri acil durum frekansından bildirerek uyarılar yapıyordu fakat üç gün önce radyo da dahil olmak üzere bütün frekanslar kesildi. Dış dünyayla hiçbir bağlantımız kalmadı. Karantinaya alınan bölgelerin gün geçtikçe arttığı söyleniyordu haberlerde. Asıl korktuğumuz noktaysa New Jersey' nin de karantina bölgeleri içine girmesiydi. Yayın kesilene dek böyle bir haber almadık, ama üç gün içinde virüsün oraya bulaşma ihtimali çok yüksek gibi görünüyordu. Bütün bunlar yaşanırken ben bir grup Jersey'li zengin elemanla beraber bir aylık okyanus kıyı turuna çıkmıştım. Tur Atlantic City'de başlayıp Avalon'da bitecekti. Yapılan plana göre partinin dört gün daha devam etmesi gerekiyordu fakat yaşanan bu hayret verici gelişmeler yüzünden karaya herhangi bir yaşam belirtisi fark edilene kadar çıkmama kararı alınmıştı,ta ki erzağımız bitene kadar...

Biraz kendime gelmeye başladım,kafamı kaldırdım ve diğer ayyaşların durumlarını aralarından geçerek kontrol etmeye başladım. Teknenin içi karantina bölgelerinden farksızdı aslında,yerlerde cansızmışcasına yatan insanlar, alkol ve kusmuk yüzünden burnu yakarak etrafta dolanan lanet bir koku bulutu, yağmalanmış görüntüsü veren zeminler... Üst güverteden yemek saloununa geçtim. Etrafıma bakarak alt kamara merdivenlerine doğru yaklaştım. Merdivenlerden ineceğim sırada sağ ayak bileğimi bir şeyin kavradığını hissettim ve yaygarayı kopardım :

-Aman Tanrım! Bırak beni lanet olası!

-(Tiz ve alçak bir sesle)Matt..Benim geri zekalı, Roger.

-Yapacağın işe sokayım! Hangi akla hizmet sinsi sinsi masanın altından ayağıma yapışıyosun, insan gibi seslenemez miydin ?

-Başım felaket dönüyor adamım, üstelik boğazım öyle bir hal aldı ki; su içsem eriyecekmiş gibi geliyor.Yardım et de doğrulayım.

Bacağıma yapışan kampüsten arkadaşım Roger'dı. Roger yapılı biridir,her ne kadar iri yarı denmeyecek kadar olsa da vücudu fit bir insan. Kampüste ilk tanıştığım o olmuştu, ortak yönlerimiz sağolsun aramız gittikçe sıkılaştı. Yaşadığım şeylerin yarısında Roger da vardı, tekne gezisinde olmazsa olmazdı tabi ki. Elini kavradım ve kaldırmayı denedim. Roger nasıl fit bir insansa ben zıttıydım. O kampüsün en cana yakın, tanınmış öğrencilerinden biriyken ben içine kapanık, sessiz, ortam yapmayı sevmeyen biriydim. O ne kadar çekiciyse, ben o kadar iticiydim,o ne kadar yapılıysa, ben o kadar cılızdım. Çektim fakat ben de tam olarak kendime gelememiştim, kaldıramadım. İkinci çekişimde masadan destek aldım. Tökezledim fakat Roger'ın da yerden destek almasıyla doğrulduk.

Ölülerin GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin