kalbe batırılan hançer

285 21 5
                                    

Medyada -melek ve uraz

Güneşin hafif ışığıyla gözlerimi açdım göz kapaklarım öyle acıyordu ki sanki kipriklerime taş bağlanmış gibiydi kaburqalarımda ağrıyordu kafamı aşağı doğru indirdiyimde gördüyüm şeyle gözlerim fal taşı gibi açıldı dün yaşadıklarım rüya diyildi urzın kolları bedenime sarılıydı beni kollarının arasının arasında öyle tutuyordu ki kaburqalarım az daha kırılacakdı heyacandan elim ayağım bir birine girdi çıplak ayaklarım onun çıplak ayaklarına deydi ayaklarımı çekdim ve yavaş hareketlerle kollarından kurtulmaya çalışdım ama uraz ani bir hareketlerle beni kendisine dahada çekdi nasıl kurtulacakdım ben bundan parkamlarımı yavaşça koluna dokundurdum kalkması için ama kallmıyordu biraz daha koluna dokundurdum parmaklarımı urazın kımıldadığını hiss etdim ve hemen gözlerimi kapadım uyuyotmuş gibi yaptım urazın kolları yavaş yavaş gevşedi ve hızla kolarını bendenimden çekerek yatakda oturur pozisyona geçdi bende heçen yerimden kalktım ve battaniyeyi açık kalan bacaklarımı örtdüm uraz kafasını bana döndürüp gözlerime baktı bende onun gözlerine baktım uraz gözlerini gözlerimden çekerek yatakdan kalkıp koşar adımlarla dışarıya çıkdı ve kapıyı sertçe çarpdı o çıktığında nefes alış verişlerim normale döndü kalbim gögüs kafesimi yırtıp çıkacakmış gibi atıyordu elimi yüzüme tutan saçlarımı geri itdim ve yatakdan kalkıp lavaboya girdim yüzüme suçarparak kendime geldim ve  odaya geri döndüm dolabın kapısın açarak üzerime siyah dizlerimin aşağısında biten kollu bir  elbiseyi giyip yatağın ucunda oturdu açlıkdan bayılacakdım nerdeyse birden  kapının açılma sesi geldi kafamı kapıya doğru dönderdiyimde ömerin kafasını gördüm kafasını kapıan içeri geçirmiş sırıtıyordu ve"gelebilirmiyim yengecik?"dedi bu evde hiç kimsenin kapını çalma gibi bir huyu yokmu. "evet"dedim bende ömer içeriye gordi elindede bir tepsi vardı üzerindede sabah kahfaltısı vardı ömer gelerek tepsiyi yatağın üstüne brakıp yanıma geçip oturdu ve "sana bir şey sora bilirmiyim?"dedi bende sorucağı soruyu bekleyerek kafamı olumlu anlamda salladım  "urazı uyutmayı nasıl başardın aylardır uyumuyordu ilaçlar bile işe yaramadı ama sen onu uyutdun nasık yaptın peki"dedi şaşkınlığımı gizleyemedim  ve utancımdan yanaklarım kıp kırmızı olmuşdu ömer "utanmana gerek yok karı kocasınız siz burda utanılacak bir şey yok ki ben akşam su içmek için aşağıya indim senin odanın kapısı biraz açık kalmışdı bende kapıyı kapatmak için uzandığımda uraz sana sarılmışdı ve uyuyordu"dedi o an ömerin ağzına yumruğumu geçirmek geliyordu içimden kendimi zor tutuyordum ömer yine sesizliy bozarak "urazın uyiduğunu gördükden sonra da benim uykum kaçdı bir an ne istedim biliyormusun?sizin aranıza girerek uyumak isterdim"dedi ve sırıtmaya başladı utancımdan yanaklarım kanlanmışdı gözümden akan yaşı tutamadım ve akmasına izin verdim çünki çok utanıyordum ömer ağladığımı gördüyü an beni kendisine çevirerek "çok çok özür dilerim seni üzmek istemedim gerçekden ben sadece merakımdan söyledim yemin ederim"dedi gözlerimdeki yaşları elimin tersiyle silerek "b-ben sizin dediyiniz gibi biri diyilim hiç bir zaman namusumu lekeleyecek bir şey yapmadım"dedim ağlayarak ömer "ben sana inanıyorum biliyorum babanın yaptığını biliyorum sen bu eve gelmeden bir gün önce babam banla konuşuyordu o zaman duydum banın babama borcu varmış o yüzden sana bu kötülüyü yapmış ben senin iyi biri olduğuna inanıyorum "dedi ilk kez biri bana inaıyordu kendimi tutmayarak ömere sarıldım gercekdende ömerin bu sözleri beni çok mutlu etmişdi "inandığın için teşekkür ederim"dedim ömerde sarılıp sonra geri çekildik ömer "abim beni karısına sarılmış olduğumu görürse eşek cennetine gönderir" deyip güldü bende güldüm ve ömer "yemeyini bitir"diyip dışarı çıktı ve bende tepsiye uzanarak yemek yemeye başladım yemeyi bitirdikden sonra tepsiyi elime aldım mutfağa götürürsem urazla karşılaşırmıydım acaba evdemidir şimdi diye düşündüm hayır evde değildir bence düşüncelerimi bir kenara brakıp kapıyı açarak dışarı çıktım merdivenlerden inerek mutfağı aradım hizmetçi kız karşıma çıkarak "siz zahmet etmeyin melek hanım ben brakırım deyip"tepsiyi elimden aldı tepsiyi verip arkamı döndüğümde kafamı bir şeye çarptım elimle kafamı tutdum ve irislerimi yukarı kaldırdığımda çarptığımın uraz olduğunu gördqm boyum onun yarısından olduğu için kafamı göğsüne çarpmıştım elimi kafamdan çekerek gözlerimi aşağı indirdim ve yanından geçip gitmek için hareketlendiyimde kolumdan tutup durdurdu korkumdan titriyordum ve uraz beni önüne doğru çekerek "akşam üzerine insan gibi bir şey giy yemeye çıkacaz"dedi mekaniki bir sesle
Kolumu brakıp yanımdan geçip giderken arkası bana dönük bir şekilde durup "saat 8e kadar hazır ol"dedi ve gitti arkasından baka kaldım nereye götürecekdi bu beni yine ormana götürüp kafama silah dayardı bu pislik.

üzerime kırmızı renk dizlerimde biten dar ve uzun kollu bir elbise gemirip aynanın karşısına geçdim gerçekdende iyi görünüyordu kıyafet üzerimde kapı çaldı aynanın karşısında çekilerek kapıya döndüm hizmetçi kız içeri girdi arkasındada bir kadın girdi kuafördu qaliba"makyajınız ve saçınızı yapmak için geldi"dedi ve kadın malzemelern aynanın karşısına koydu bende aynanın karşısına geçdim kadın saçlarımı bukle yaptı süzümede hafif bir makyaj yaptı gerçekdende iyi yapmışdı kadına teşekür etdikden sonra kadın malzemelerin toplayıp odadan çıkdı yaklaşık beş dakika sonra hizmetçi kız içeri girip"uraz bey aşağıda sizi bekliyor" dedi ve o önden bende arkasından aşağı indim ve dışarıya doğru yürümeye başladık kadınla dışarı çıkdık dışarısı çok soğukdu rüzgar vardı havada kadın önden ben arkasından yürüyerek urazın arabasının yanına geldik uraz kafasını aşağı dikmiş siqara içiyordu siqarasınıkafası kaldırdı yavaş yavaş beni baştan aşağız süzdükden sonra irislerini irislerime doğru çıkardı ve siqarasını parmaklarının arasına alarak yere atdı "insana benzemişsin"dedi ve aravı kapısın açarak sürücü koltuğuna oturdu bu aşağlaycı sözlerine dayanamıyordum artık aracın önünden geçerek kapıyı açıp oturdum ve aracı sürmeye başladı pencereden dışarıya bakıyordum uzun ve sesiz yolculuğun ardından koca bir restoranın önünde durduk ve uraz aşağı indi bende emliyet kemerimi çözüp aşağı indim uraz "yürü"dedi ve elindeki anahtarı valeye doğru fırlatdı restoranın kapısını açarak o önden ben arkasından yürümeye başladık sesizliyi bozarak ilk o konuşdu "1-masaya geçdiğimizde yanımda otur 2-hiç kimseyle konuşma 3-masadki hiç bir erkekle göz teması kurma "dedi bu adam ne yapmaya çalışıyordu emirler yağdırarak kaçmak istiyordum burdan kaçmayı denersem başarırmıydım biraz yürüdükden sonra kocaman bir masanın önünde durduk çoğu erkedi masadakilerin yanlarındada suratlarında tonlarca makyaj sürmüş kadınlar vardı  erkeklerin hepsi ayağa kalkarak urazla selamlaşdı ve içlerinden biri bana doğru yaklaşıp elini uzatdı "ben kutay " diyip elini uzatdı kafamı çevirip uraza bakdım uraz yanıma yaklaşarak sırtım omzuna dayalıydı uraz kolunu kaldırarak dirseğimden tutup kolumu hareket etdiriyordu sanki onun oyuncağıymışım gibi kolumu haret etdiriyordu adam elimi tutup "memnun oldum"dedi ve dudaklarına kaldırıp elini öpecekken uraz dirseğimdeki eliyle kolumu hızla geri çekdi adamın elimi öpmesine izin vermedi ve "hadi masaya gecelim"dedi adama öfke kusar gibi bakarak ve tanışma bitdikten sonra hepimuz masaya geçdik

Kaç saattir masadaydım ve her kes bir biriyle konuşuyordu bense hiç kimseyle konuşmuyordum sadece burdan kaçmak istiyordum beljide kaça bilirdim masadaki çatayı götürerekayağa kalktım uraz kafasını bana döndürerek "nereye?"dedi soğik bir sesle bende "lavaboya gimek istiyorum"dedim "beş dakikadan fazla gecikme"dedi kafamı olumlu anlamda saladım ve hızla lavaboya doğru gitdim lavaboya girdim şimdi kaçamak zamanıydı ama nasıl yapacakdım belki onlara görünmeden gide bilirim kapıyı açıp dışarı çıkdım urazların oturduğu masaya baktığımda sohbete dalmışlardı beni höremezlerdi tüm gücümü toplayarak yavaş yavaş dışarıy doğru yürüdüm Allahtan beni fark etmemişlerdi restoranın çıkış kapəsən önnünde durdum kapı açıldı ve dışarıya çıkdım sevincimden havalara uçacakdım nerdeyse kuş gibi tam bir adım daha atacakken o ses benim kanatlarımı kırıp uçmama engel olan adamın sesiydi kanatlarımı zincirle bağlamışdı özgür brakmıyordu beni "nereye giyorsun karıcım"dedi o soğuk bir sesle karıcım lafını duyduğumda kalbime hançer batıyordu sanki ve batmayada devam edecekdi

Bölüm nasıl oldu sizce beyendiyseniz yorumunuzu ve yıldızlamanızı bekliyorum ve sizi çok seviyorum

Mafyanın MeleyiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin