Jungkook, ipini orta parmağına bağladığı Mickey şekilli balonu ile oynayıp pamuk şeker yerken Jimin yüzünde nazik bir gülümseme ile onu izliyordu.
Okul çıkışında onun yanına vardığı zaman onun hafif dolu gözlerini görmüştü. Dudakları hafif büzülmüş, kırılgan, narin bir bebek gibi bekliyordu. Onu öyle gördüğünde boşverip, öpücüğünü alıp eve götürmeyecekti elbette. Mutlu olması için onu parka getirmişti. Ve iyi bir karar verdiği belli oluyordu.
"Ji-min..."
Jungkook son parçasını ağzına atıp çubukta kalan küçük parçacıkları yaladı. Dudaklarında kalanları da temizlerken sevgilisine döndü ve elindeki boş çubuğu ona uzattı.
"Ne?"
"Elimde çöp taşımayı sevmiyorum."Jimin bir şey demeden ona uzatılan çubuğu aldı. Jungkook sevimli bir şekilde gülümseyip balonuna geri dönerken sevgilisi kolunu geriye doğru atıp Jungkook'un beline doladı ve ona yaklaştı. Yanında kalan boşluğa çubuğu bıraktı. Diğer eli balonun ipini tutup çekerken yüzünde sinsi bir gülümseme vardı.
"Ne oldu?"
"Çöpleri taşımayı sevmediğini söyledin. Bende dudağının kenarındaki çöpleri almaya karar verdim."Balonu yüzlerini kapatacak şekilde aşağı çekerken önce sevgilisinin dudaklarını yaladı ve sonra kendi dudaklarını bastırdı. Nazikçe öperken, elinin altındaki beli okşuyor ve gergin duran bedenini rahatlatıyordu. Pamuk şekerin tatı mıydı, yoksa Jungkook'un dudakları mıydı tam ayırt edemiyordu ama çok güzeldi. Yumuşak ve tatlı. Günlerce öpmek isteyeceğiniz, muhteşem pembelikler. Sizi çektikçe çeken, güzelliğine hapseden pembelikler.
Jungkook elini Jimin'in omzuna yerleştirip yavaşça ensenine doğru götürdü. Dolan gözlerinen yaşlar süzülmesin diye sevgilisinin saçları ile oynuyordu ama olmuyordu. Yavaşça dudağına süzülen gözyaşı nedeniyle geri çekildi ve hızla elinin tersi ile sildi.
"Şimdi neden ağlıyorsun? O kadar mükemmel miydi gerçekten?"
"Ya bu ilk ve son ise?"
"Evet, ilk ama son değil. Seni bırakmayacağım. Hele bu dudakları tattıktan sonra asla bırakmam."Gözyaşlarını silip gülümserken Jimin'in dudaklarına hızlı bir öpücük kondurup geri çekildi. Hala endişeliydi. Ayrılmalarından, bunun son olmasından korkuyordu ama çocukluk yapmayacak ve anın tadını çıkarmaya çalışacaktı.
"Öpüşüyoy musunuz?"
Bir çocuk bir elinde şeker, diğer elinde ise topla onların karşısında duruyordu. Jungkook birden endişelenirken Jimin, sevgilisinin belinde olan elini sıkılaştırdı ve dirseğini dizine yerleştirip hafifçe öne eğildi çocuğa yakın olmak için.
"Yanımdaki kişiyi görüyor musun?"
"Evey."
"O aslında bir kız."
"Beyi kandıyamaysın. O biy eykek. Hem o seyden daha yayışıkyı."Jimin dilini yananında gezdirip gözlerini kısarken çocuk elindeki topu yere bırakmış ve Jungkook'a yaklaşıp onun baş parmağını tutmuş, göz kırpmaya çalışmıştı.
"İsteysen baya geyebiyiysin. Bey bu adamdan daha yayışıkyıyım."
"Ondan ayrılınca sana uğrarım."
"Peyi güzeyyik."Çocuk tekrardan göz kırpmaya çalıştığında Jimin kaşlarını çatmış ve boşta olan elini sevgilinin bacağına koymuştu. Ufaklığa 'O benim' bakışı atarken çocuk ona dil çıkartıp topuna doğru koşmuş ve kucağına aldığı gibi ordan kaçmıştı.
"Bir çocuğumu kıskandın sen?"
"Kıskandım."
"Oh, bu kadar çabuk söyleyeceğini düşünmemiştim."
"Sana karşı bütün duygularım ortada olsun istiyorum. Senin bütün duygularını da bilmek istiyorum. Hep beraber olalım ve birbirimize karşı açık ve dürüst davranalım."
"Seni seviyorum, Jimin."
"Seni seviyorum, Jungkook.*Bugün mükemmel ötesi, komik, güzel ama arkadaşı olmayan, hediye almamış, yıkık gibi eve gidip ödev yapacak olan yazarınızın doğum günü (14 kasım). Bu yüzden bana iyi davranın. Ayrıca, doğum günüme özel fazla fazla bölüm atabilirim. Yani tabii bu sizin bana verdiğiniz oy ve yorum hediyelerine bağlı. Hadi ben kaçtım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my boyfriend (1.season) = jikook [texting] ✔
Fanfictionbaşlangıç: 29.10.2019 bitiş: 24.12.2019 top! jimin bottom! jungkook