-Son sözde önemli notlarım var. Notlarımı okumayan yavşaklar bu son sözdeki notu okuyun. Okumadığınız zaman fark edebiliyorum, sıçarım ağzınıza.-
Jimin sırtını yatak başlığına yaslamış ve bacaklarını uzatmış bir şekilde otururken Jungkook'da yatağın bir köşesinde dizleri üzerinde oturmuş sevgilisinin ondan isteyeceği şeyi bekliyordu. Aslında ne isteyeceğini az çok tahmin edebilirdi. Kesinlikle ellemeli ve öpmeliydi...
Yani, şöyle bir bakınca... Jungkook buna alışmıştı. Yeonjun'un dediği gibi beraber banyoya girmek gerçekten çok işe yarıyordu.
"Gel hadi, ödülümü ver bana."
"Ne istiyorsun ki?"Jimin kucağını patpatlayıp sevgilisini yanına çağırdı. Jungkook, onu çağıran bedene ilerleyip kucağına otururken Jimin kıkırdadı ve onun saçlarını okşadı nazikçe. Saçlarından omzuna, sonra da sırtına doğru ilerledi.
"Gerilme. Sadece öpeceğim. Seni öpmeyi çok seviyorum, biliyorsun."
Yavaşça başını sallayıp sevgilisini onayladığında Jimin boşta kalan elini kucağındaki bedenin yanağına koymuş ve onu kendine doğru çekip dudaklarını birleştirmişti. Diğer eli beline kayıp onu kendine daha çok çekerken alt dudağını dudakları arasına aldı.
Jungkook sevgilisinin yüzünü kavrayıp elini ensesine doğru kaydırdı ve nazikçe parmaklarını saçları arasına ilerletti. Kısa tutamları tutup çekiştirirken ağzını araladı ve Jimin'in üst dudağını kavrayıp ısırdı.
Jimin onun bu hareketine gülüp kollarını onun beline sararken sevgilisi bir anda duraksamıştı. Yine nefes alması gerekiyor diye düşünüp kendisinden uzaklaşmasına izin verdi. Bu nefes araları birazcık hoşuna gidiyordu. Jungkook'un şiş dudakları, hızlı nefes alış verişleri... O kadar tatlıydı ki.
"Yapabilirim."
"Kendini böyle motive etmen çok tatlı, Jungkook. Ama sanki bunu içinden söylemen gerekiyormuş gibi geldi?"
"Hayır, demek istediğim... İstediğin şeyi yapabilirim."
"Senden bir şey istemedim ki?"
"İstemedin değil, isteyemedin. Ve şimdi sana bir şans tanıyorum."Kucağında oturan bedenin sözleriyle gözleri parlarken Jungkook, ifadesiz yüzüyle hızla onun gözlerini kapadı. Jimin'in istediği çok şey vardı ve şu an kesin Jungkook'un ima ettiği şeyden daha farklı bir şey düşünmüştü.
"Seks değil."
"Seksten başka bir isteğim yok ki..."
"Hani demiştin... Ya hepsi ya hiç... İşte diyorum ki... Hepsi...Ufff, anla işte."Jimin gözlerini kapatan elleri nazikçe kavradı ve yüzünden çekti. Jungkook'un şaka yapıp yapmadığını ya da onu gizli bir teste tabi tutup tutmadığını anlamaya çalıştı. Sanki "Tamam" dediğimde herhangi bir yerden bir tekme çıkacak ve ona doğru uçacakmış gibi hissediyordu. Zaten en son bu denli yakışmadan Küçük(!) Min tekme yemişti.
"Pekala... Ama kendini zorlamanı istemiyorum. Kötü hissedersen, rahatsız olursan hemen bırakıyoruz."
"Sende hoşuna gitmezse söyle."
"Hahahaha iyi şaka."
"Şaka değil-"
"Şşşşş tamam, şaka dedim bitti."Jungkook göz devirip ne yapacağına karar veremeden otururken Jimin sessizce gülmüş ve kucağındaki sevgilisini geriye doğru itip bacaklarını aralamıştı. Jungkook, sevgilisinin kucağından yatağa düşerken derin bir nefes aldı. Bunları çok izlemişti, Han Kyung ona izletmişti... O kadar zor durmuyordu. Sadece bir kafa hareketi, ileri geri. Ama... Ya midesi? Onun için zor olursa? Olmaz ya, koskoca yakışıklı ve mükemmel bir eşcinsel erkek. Böyle şeylerden hoşlanması gerek. Hem deneye deneye öğrenecek değil mi? Bunu yapmazsa nerden bilsin hoşuna gidiyor mu gitmiyor mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my boyfriend (1.season) = jikook [texting] ✔
Fanfictionbaşlangıç: 29.10.2019 bitiş: 24.12.2019 top! jimin bottom! jungkook