taehyung;
jeonggukjk;
efendim?taehyung;
neredesin?
dolabını da boşaltmışsınjk;
bunu iki hafta önce sorman
gerekmiyor muydu sence de?taehyung;
haklısın
ama kendimi savunacak bir şeyim yok
görüldüneredesin?
jk;
yoongi ve jimin'leyim
kahvaltı ediyoruztaehyung;
anladım
afiyet olsun
görüldüjeongguk
biraz konuşabilir miyiz?jk;
kahvaltımı bölmeme değecek bir şey mi?taehyung;
bilmiyorum
gelsene artık evejk;
orada yabancı ve
fazlalıkmışım gibi geliyor
gelmek istemiyorumtaehyung;
fazlalık deme kendine
öyle olmadığını biliyorsunjk;
beni evden kovarken fazlalıktan
başka bir şey olmadığımı söylemiştin amataehyung;
eğer eve gelirsen
her şeyi anlatacağım tamam mı?jk;
sana inanmıyorum
yine o kadınla öpüşmenizi görmek
istemiyorum ben hyung
yazıyor...taehyung;
şunu söyleme
eve geljk;
boyalarımı almaya gelecektim bugün
sadece beş dakika duracağımtaehyung;
tamam
bu da yeterli bir zaman
sen gel yeter ki
görüldü-
kendini yola kaptırmış ve evine geldiğini bile görememişti. düşündüğü tek şey artık güzelleşecek olan ilişkisiydi. artık hoşlandığı adam ona her şeyi açıklayacak ve mutlu olacaklardı. taehyung'a olan sevgisi onun elinde olmadan artıyor ve sürekli onunla eskisi gibi olacağını düşünüyordu. yanılıyordu.
"beyfendi, geldik."
"özür dilerim. buyrun."
jeongguk, dalgınlıktan geldiklerini bile farketmemişti. anında adama parayı verip turuncu araçtan indi.
şimdiyse evlerinin kapısına yürümesi gerekiyordu.son adımında kapıyı çalmadan kapı açılınca, karşısında aşık olduğu adamı görme hevesi ve heyecanıyla kafasını kaldırdı. karşısındaki uzun sarı saçları olan bu kişinin taehyung olmadığını anladı. bu o kadındı.
"ne arıyorsun yine sen burada?"
jeongguk tısladı sinirle. ondan gerçekten de nefret ediyordu.
"içeri geç."
gözlerini devirmiş ve kapıyı sonuna kadar açmıştı.
jeongguk ise düşünmüştü "neydi bu şimdi?". taehyung'u içeride görmesiyle anında karşısına geçip konuştu."neler oluyor-"
"neler geçirdin sen o kafandan?"
jeongguk lafının kesilmesiyle irkildi.
"an-anlamadım."
"bunu yaparken ne geçiyordu o sikik kafandan dedim. sana aşık olacağımı falan mı sandın?"
bağırarak söylediği cümleler jeongguk'un gözlerinin dolmasına yetmişti bile.
"t-taehyung-..."
"sus ve beni dinle jeongguk."
sözünün kesilmesiyle dudaklarını birbirine bastırdı. vücudu zangır zangır titriyordu. sızlayan burnu ile gözleri canını çok acıtıyor ve bu acıyı bastırmak için dudaklarını kemiriyordu.
"jimin denen herifle olan mesajlarını okudum jeongguk. bana aşık olduğun için annenden böyle bir şey istedin. annenin hastalığını kullanarak da benimle evlendin değil mi? böylece hem lisa ile aramızı bozdun hem de benimle ilişki kurdun. aklınca ben sana aşık olacaktım. ne var biliyor musun? ben ona daha çok aşık oldum."
jeongguk kafasını sallıyor ve böyle bir şey olmadığını anlatmaya çalışıyordu. ancak ikisi de kendisini dinlemiyordu.
"sakın bir daha bize bulaşma jeongguk."
-
taehyung's pov
bir hızla elimi yanağına çarptırdım ve o ten sesi bütün salonda yankılandı. hayal meyaldı olaylar. sanki o an bulanmıştı beynim. jeongguk gözlerindeki yaşlar, dudaklarından kaçan ilk hıçkırıkla damlamaya başladığında öyle bir acı hissetmiştim ki bedenimde.
böyle bir şeyi yapmış mıydım gerçekten? eliyle tuttuğu yanağıyla bana döndü ve fısıldadı.
"sana aşık değilim ben orospu çocuğu."
yalan söylüyordu. bana aşıktı.
bana aşık olduğunu kendi yazmıştı.
"yazdığın mesajları nasıl inkâr edebiliyorsun?"
sinirimi dizginleyemiyordum. o ise anlık olarak gülmüştü.
başka bir şey demeden sinirle çıkmıştı evden. lisa'yı gördükçe sinirlerim daha çok bozuluyordu. onu da evden yaka paça çıkarıp tek başıma düşünmeye başlamıştım. kendimi nasıl olur da dizginleyemezdim?
nasıl olur da jeongguk'a bu şekilde davranabilirdim?
ben nasıl olur da bana aşık olan birini
kendimden nefret ettirmeye çalışırdım?düşüncelerimi kontrol altına alamıyordum. eski benliğimin geri dönmesinden çok korkuyordum, tekrardan o eski taehyung olmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
chaotic marriage
Fanfictionruhumuzu birleştiren, bir yüzük değildi. - ilk 251019, son 180420