Harry , toprağı elleri arasında alıp yavaşça parmak aralarından kayarken,hıçkırıklarını bir o kadar bastırmaya çalışır.
'Ron Weasley' yazısı buraya hiç yakışmamakla beraber,yemek sektöründen uzak bir yer de olması can acıtıyordur.
Bir daha asla yiyemecek olması.Ya da Ron , Harry'nin yemeğini tabağından gizlice kaçıramayacak olması.Harry'nin kalbine batar.
Hermione mezar'a bir o kadar soğuk baksa da içinin kan ağladığını herkes bilir. Çünkü Ron'nun evde ölü bulduğundu gün o da ordadır.Ron'u ölü bulan odur.
Ve gizliden psikologa gittiğini, intihar girişimlerinden bir çok kez kurtarıldığını Granger gibi bir kızın, parlak geleceği olan,
ailesi için gayet üzücü bir durum olmuştur.Harry her dakika Ron'u eve çağırdığına lanet okur.Ya da Tom'un karşı komşu olduğunu öğrendiğinde burda durmaya devam etmesine.
Akşam içerek ,onların evine zorla girip Ron'u ,
Draco zannetmesi üzerine 12 kez ard arda bıçaklayacağını bilse Ron'nun bu mahalleye adım atmaması için elinden geleni yapardı.Draco ,Harry'nin yanına eğilir ve bir eliyle onu sarar.Sonra Harry'nin titrediğini fark edince
kollarıyla tamamen onu kanatların altına almıştır."Korkuyorum ,Draco."Harry'nin sesi boğuk çıkar.
"Ben varken buna izin vermem."
"Ağlamak istiyorum..ama sanki gözlerim bana ihanet eder gibi göz yaşlarıma zincir vurmuş.
Beynimle vücudum birlik olup buna izin vermiyor.Hala olanlara inanamıyorum, kalbim bir o kadar acı çekerken bağırmak istiyor.Ama izin vermiyorlar.."Harry sonunda dayanamayıp göz yaşlarını akıtmaya başladı.Hafifçe süzülen göz yaşları
yukardaki güneş sayesinde parıldıyordu.
Draco , göz yaşlarını silerken duraksadı.Kendini hatırlamıştı çünkü.
"Ağlamanı durduramam..Ama seninle birlikte
ağlayabilirim Harry.Belki göz yaşı akıtmam ama.Kalbimle ağlayabilirim sana eşlik ederken."Harry konuşmadı, bir kaç dakika öyle geçtikten sonra büyük yoğunluk dağılırken sarışından destek alarak kalktı,kahverengi saçlı çocuk.
Hermione dizlerinin üstüne çökmüş ve boş bir şekilde Ron'nun mezarına bakıyordu.
Harry yavaşça elini Hermione'nin omzuna koydu.
"Gitmeliyiz."
"Gidemem , Ron budalası burda çok korkar. Ormanlar akşamları çok ıssız olur.O yalnızlıktan aşırı korkar , unutma.."
Kız'ın sesi sonlara doğru titrer ve dudaklarını sıkar.
"Yalnız olmayacak Hermione."
"Annem de orda olucak." Draco'nun söylediği söz üzerine Harry ona baktı.Hermione kıpırdamadı.
"Yani ona eşlik eder." Draco gözlerini kaçırıp başka yere odaklandı.
Harry , onun yanına çöktü yavaşça.
"Hermione lütfen." Kız ona bakar , sonra üst dudağı hafif titrer.
"Sende gitme olur mu?"
"Gitme-"
"Gitmeyecek." Sarışın oğlan kesin bir sesle konuştu.
Hermione kollarıyla sıkıca Harry'e sarıldı ve sonunda göz yaşlarını akıtmaya başladı.
Eskiden beri birlikte olan iki dost sıkıca sarılıyor. Ve Ron'nun varlığını o an orda hissetiler.
Bir kaç saat sonra ikisi de ayrıldı. Draco , Harryle beraber eve doğru yürümeye başladı.
"Sence orda iyi olucak mı?"
"Emin ol, Ron istediği kadar yediği yerde her zaman mutludur."
"Umarım fazlasıyla yiyordur.." Harry buruk tebessümle kafasını eğdi, Draco bunu fark edip Harry'nin elini sıkıca eli arasına alıp kenetledi.
"Yediğine eminim."
"Draco.. O gün mesajı ne cesaretle atmıştın?"
Draco tabiki böyle bir soru beklemiyordu.
Şaşırmış bakışlarıyla Harry'i inceledi çocukta merakla ona bakıyordu."Aslında bakarsan , annem uzun süredir hastaydı .Bir gün mutfakta yere bayıldı yanına gidip yardım ettim. Ama kalkmak istemedi ve bana şu cümleyi fısıldadı 'Geç olmadan, o şeyi yaşa.' "
-
Evet pek mükemmel olmayan sonla burdayım~
Kitabı şu zamana kadar okuyan herkese teşekkürler ❤︎
Duruma göre özel bölüm gelecektir.
Kendinize iyi bakın;)
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boys Don't Cry |Drarry
FanfictionApplefoy, kullanıcı sizi takip etmek istiyor. - 29/09/2018 Not:Çok önceden yazdığım için yazım yanlışları çok fazla var, yorumlar gitmesin diye düzeltmiyorum.