Üç - Benimle Dans Eder Misin?

658 50 42
                                    

"Sevgili Harry,
Ayrılmamızın çok acıtmasının nedeni ruhlarımızın birbirine bağlı olması. Belki onlar hep birlikte olmuş ve olacaklardır. Belki bundan önce bin hayat yaşadık ve her birinde birbirimizi bulduk. Belki de her seferinde aynı sebeplerden dolayı zorlandık. Bu, bu hoşçakalın hem son on bin yıl boyunca bir hoşçakal, hem de ne olacağından haberimizin olmayacağı gelecek on bin yılın hoşçakalı olacaktır."

Yılın en güzel gecelerinden biri Harry ve arkadaşı Hermione'yi bekliyordu. Fakat bu mükemmel gecede Ron ve Blaise birlikte vakit geçirmek için evde kalmayı tercih etmişlerdi.

Harry dönemin en pahalı gömleklerinden birini giymiş, altına ona bol gelen bir pantolonla uydurmuştu. Diğer erkekler gibi saçlarını jöleden öldürmek yerine sadeliğini korumuştu.

Dışarıdan onu görecek herhangi biri durumunun iyi olduğunu anlayabilirdi. Harry ve Hermione 1980'lerin en moda olan arabası Porsche 911'le sinema salonun önünde durmuşlardı.

Arabadan indiklerinde onları bekleyen Pansy Parkinson ve Draco Malfoy, sinema duvarına yaslanmış, etrafı süzülüyorlardı. Pansy'nin ağzında kırmızı bir lolipop olması ve lolipopu yalarken sinsice sırıtması, düşüncelerinin tehlikeli sularda gezindiğini gösteriyordu.

Harry ve Hermione'yi gören Pansy, dirseğini Draco'nun karnına geçirerek onların geldiklerini "kibarca" belirtti. Harry'yi gören Draco hızlıca duvara yaslanmayı bırakıp ellerini panikle saçlarına götürdü. Kendine çeki düzen veren Draco, Harry'nin gülümsemesine neden olmuştu.

"Onun bizimle geleceğini söylememiştin!" sessizce söylenen Harry koluna giren Hermione'yi dürtmüştü.

"Arkadaşlık yaparsınız diye düşündüm." sırıtıp göz kırpmıştı Hermione.

Dörtlü buluştuğunda Pansy Hermione'yi kendine çekip sanki uzun zamandır birbirlerini görmüyorlarmış gibi sarıldı. O sırada Harry'yi baştan aşağı süzmüştü Draco. Dağınık saçları ve güneşten kızarmış yanaklarıyla oldukça tatlı gözüküyordu.

O kadar zarif bir şekilde hareket ediyordu ki her an kırılabilecek bir cam gibi düşündü onu Draco. Daha önce çok fazla güzel kadınlar görmüştü, ancak gözünü alamadığı biriyle hiç tanışmamıştı. Ve onlar genellikle en çok arzu ettiği özelliklerden yoksundu. İstihbarat, güven, ruhun gücü, tutku, kendine arzu ettiği özellikler gibi özellikler.

"Çok güzel olmuşsun." demişti Draco kibar bir gülümseyle. Onu sıkmak istemiyordu. Sadece onu istiyordu.

Harry gözlerini onunkilerden kaçırarak gülümsedi.

"Sen de hoş olmuşsun."

Draco her zaman onun yüzüne baktığında hızlıca atan kalbine ve karnında uçuşan kelebekleri düşünerek tekrardan gülümsedi. Bu galiba aşık gülüşüydü. Başta duyması saçma gelebilirdi, fakat her ona bakışında doğruluğunu kabullendi bu terimin.

İçeri girdiklerinde atmosfer umduklarından çok daha sıkıcıydı. Draco her ne kadar çok Harry'nin yanına oturmak istese de aralarında öpüşmeyi filmin başından beri kesmeyen Hermione ve Pansy vardı. Draco filmin bitmesi için dua ederken, sıkıldığını tüm vücudunda hissedebiliyordu. Patlamış mısırları kibarca yiyen Harry'ye baktı. Muhtemelen hissetmişti onu izlediğini, ama karşılık vermedi.

Draco enerjisini ve özgüvenini toplayıp Harry'nin yanına oturdu. Filmin bitmesine 20 dakika vardı. Pansy ve Hermione'nin öpüşürken çıkardıkları ağız sesleri Draco ve Harry'nin gülümsemesine neden olmuştu.

Draco,Harry gülümserken onu izledi. Bir kaç dakika onun suratını ezberlerken Harry utanıp yavaşça Draco'ya dönmüştü. Draco, Harry ona bakar bakmaz filme döndü.

Crush // Drarry Au Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin