Liza, bu sabah, çalıştığı karakola gitmek için uyandığında iyi hissediyordu. Ekmek kızartma makinesinin tuşuna bastı, kahvesini hazırlamaya başladı. Kahvesi olduktan sonra mutfaktaki televizyonu açtı. Bir haber kanalı açtı ve haberleri izlemeye başladı. Haberde her günkü gibi isyanlar vardı. Dikkatle izlemeye devam etti. İsyan normal görünüyordu ama bu seferki tamamen farklıydı. İsyan eden bir insan değil bir robottu! Liza o kadar dalgındı ki ekmek kızartma makinesinin çıkardığı sesle olduğu yerden fırladı. Bir dedektif olduğu için olaya bu kadar odaklanması iyi bir şey idi. Kızaran ekmeklere reçel sürdü ve kahvaltısını yaptı. Ayakkabılarını ve ceketini giyerken telefonundan bugünkü davalara bakmaya başlamıştı, bir elinde de yarım kalmış kahvaltısı duruyordu. Evden çıktı ve arabasına doğru ilerledi. Kaldırımda bir "bot" vardı. Köle olarak kullanılan robotlara "bot" deniyordu. Kaldırımdaki bot Liza dışında başka hiçbir şeye bakmıyordu. Bot düşünceliydi ve Liza bunu biliyordu. Botların kollarında, anlık duygularını anlayabilmek için bir renk skalası kullanılıyordu. Bu aletlere "korteks" deniliyordu. Botun korteksi sarı renkteydi. Liza onun kara düşünceler içerisinde olduğunu anladı. Karakola gitmesi gerekiyordu. Arabasına bindi ve yola koyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yapay Özgürlük
Science FictionGelecekte köle olarak çalıştırılan robotların kendi özgürlüklerini isteyecekleri kimin aklına gelirdi?