Garvis masasında oturan Liza'ya yaklaştı:
-Dedektif, bana sorguda olanları hatırlıyor musunuz? Koordinat ve isim.
-Evet Garvis.
-Bence o koordinat basit bir şey değildi. Jonathan bana bunu aktarırken gözümü açmamı söyleyip duruyordu. Bir gidip bakmalıyız.
-Bence de Garvis ama diğer davalarla da ilgilenmeliyiz. Bot isyanları ileri düzeye çıktı. Her biri Jonathan gibi. Özgürlüklerini istiyorlar. Şehrin belirli kısımlarında yürüyüşler düzenliyorlar. Sayıları her geçen gün artıyor. Devlet sadece o kitleleri uzak tutmayı ve bir kısmını da yok etmekle yetiniyor. Bir de ağızlarında "Austin" ismi var. Ondan kurtarıcı diye bahsediyorlar.
Hemen bulabildikleri en yüksek rütbeli kişiye olayı açıkladılar ve koordinatlara özet kuvvetler giriş yaptı. Altışar kişilik yirmi birlik koordinatlar için görevlendirilmişti. Karşılaştıkları şey bir rıhtım ve terk edilmiş bir gemiydi. İçeri girdiklerinde gizlenmiş hoparlörlerden sesler yükselmeye başladı:
-Biz de halkız. Biz de özgürüz. Biz de birer bireyiz. Köle değiliz.
Bu cümleler duyulduktan sonra hücum çığlıkları yankılanmaya başladı. Botlar askerlere doğru koşmaya başlamıştı. Askerler ateş etmeye başladılar. Ama mermileri bu çokluktaki topluluğu geride tutmaya yetmiyordu. İlerleyerek birlikleri bir bir yere serdiler. Aralarında Austin de vardı. Garvis'in yanından geçerken onu kolundan tuttu ve şöyle fısıldadı:
-Bize katıl.
O saniyeden sonra Garvis ne yaptığını bilmez bir şekilde Austin'i takip etmeye başladı. Birlikte iskeleye çıktılar. Austin koşarken onunla konuşuyordu:
-İşte. Gerçek bu. Gözünü aç artık dostum. Sen de bizdensin. Sen onların her dediğini yapacak bir köle değilsin.
Gemiden uzaklaştılar ve Austin durdu. Elini kulağına götürdü ve "Havaya uçurun." dedi. Gemiye yerleştirdikleri bombalar patladı ve birliklerin büyük bir çoğunluğu bu patlamada katledildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yapay Özgürlük
Science FictionGelecekte köle olarak çalıştırılan robotların kendi özgürlüklerini isteyecekleri kimin aklına gelirdi?